Sürekli olarak alınan üyelik aidatlarından şikayetçiyim.Ve bu konuda değerli konuklara bilgi vermek istiyorum.

Bankalar kredi kartı başvurusu yaptığımızda ve önümüze gelen 100 lerce maddelik prosedür dedikleri sözleşmeyi imzalatmasıyla başlayan bu süreçte bizden haberimiz olmadan her 6 ayda bir 22 ile 30 ytl arası bir kesinti yapmaktadırlar ve bu konuda hakem heyetine başvurmuş bulunmaktayım.Eğer bankanın bu konuda haksız olduğunu düşünüyorsanız aşağıdaki dilekçe ve örnek kararla başvurabilirsiniz.

Örnek Dilekçe;

........................................ KAYMAKAMLIĞI İLÇE TÜKETİCİ SORUNLARI HAKEM HEYETİ BAŞKANLIĞI'NA
.................................


BAŞVURAN : (İsim-soyad, adres)

KARŞI TARAF : (Bankanın Adı).......... Bölge Müdürlüğü

KONU : Yıllık Kart Bedelinin İadesi

BANKA HESAP NO : xxxx xxxxxxx

EKSTRE TARİHİ : 25/08/2008

ALINAN BEDEL : -YTL

AÇIKLAMALAR :22/08/2008 tarihinde Bankasından tarafıma gelen hesap özetinde 22.00YTL lik bir bedel alınmıştır. Bu bedel tarafımdan haksız ve hukuksuz olarak alınmıştır.

Bankaya yaptığım sözlü başvurudan yanıt alamadığımdan, heyetinize başvurmak zorunda kalınmıştır.


HUKUKİ DELİLLER : 4822 sayılı Kanunla Değişik 4077 sayılı Tüketicinin
Korunması Hakkında Kanun.

Ek'de sunduğumuz hesap ekstresi
Ek'de sunduğumuz Yargıtay ilamı

İSTEM ve SONUÇ : Yukarıda izah ettiğimiz nedenlerle alınan bedelin tarafıma iade edilmesini arz ve talep ederim.

Başvuran ......................

Örnek Karar;

T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/4345
KARAR NO : 2008/6088 YARGITAY İLAMI
MAHKEMESİ : Zonguldak 1. Asliye Hukuk Mahkemesi(Tüketici Mahkemesi
Sıfatıyla)
TARİHİ : 26/09/2007
NUMARASI : 2007/182-2007/257
DAVACI : Yapı ve Kredi Bank. A.Ş. vekili avukat M.Hayatİ Çalıcıoğlu
DAVALI : Haluk Akdeniz
Taraflar arasındaki satıcının Hakem Kurulu kararına itirazı davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca Kanun yararına bozulması istenilmekle dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı banka, kredi kartı kullanıcısı olan davalının Tüketici Sorunları Hakem Heyetine başvurusu üzerine, bankaca kredi kartı sözleşmesine göre hesabından kesilen yıllık 30 YTL üyelik ücretinin iadesine karar verildiğini, halbuki, bu ücretin alınacağının sözleşme ile kararlaştırıldığı gibi, ücretin verilen ticari hizmetin karşılığı olup, yasaya aykırı olmadığını ileri sürerek, Zonguldak Tüketici Sorunları Hakem Heyeti Başkanlığı' nın 14.5.2007 tarih ve 2007/158 sayılı kararının iptalini istemiştir.
Davalı davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, taraflar arasında düzenlenen kredi kartı üyelik sözleşmesine göre, "kart üyelik ücretinin" hizmet karşılığı olduğu, tahsil edilen üyelik ücretinin yasal olduğu, gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş; miktar itibarı ile kesin olan hüküm Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kanun yararına temyiz edilmiştir.
Dava, davacı banka tarafından kredi kartı kullanıcısı olan davalıdan tahsil edilen kredi kartı üyelik ücretinin, davalı başvurusu üzerine davacı bankadan alınmasına dair Zonguldak Tüketici Sorunları Hakem Heyeti kararının iptaline ilişkindir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık yasal düzenlemelere ve aralarındaki sözleşme hükümlerine göre bankanın kredi kartı kullanıcısından kullanım karşılığı yıllık ücret isteyip, isteyemeyeceği hususunda toplanmaktadır. Uyuşmazlığın çözümü için bu konudaki yasal düzenlemeler ile tarafların arasındaki sÖzleşme hükümlerinin incelenmesi gerekir.

5464 Sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanununun sözleşme şekli genel işlem şartları başlıklı 6. bölümdeki 24. maddesinin 1. fıkrası "Kart çıkaran kuruluşlar ile kart hamilleri arasındaki ilişkiler, bu kanun ve ilgili diğer mevzuat çerçevesinde en az oniki punto ve koyu siyah harflerle hazırlanacak yazılı sözleşme ile düzenlenir. Sözleşmenin bir örneği kart hamiline ve varsa kefile verilir. Sözleşme hükümleri ve kartın kullanımı hakkında kart hamiline ayrıntılı bilgi verilmesi zorunludur." hükmünü, aynı maddenin 4. fırkasının son cümlesi "Sözleşmede kart hamilinin haklarını zedeleyici ve kart çıkaran kuruluş lehine tek taraflı haksız şartlar sağlayan hükümlere yer verilemez." hükmünü getirmiştir.
4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 4822 Sayılı Kanunla değişik 6. maddesi ile sözleşmelerdeki haksız şart düzenlenmiş ve "Satıcı ve sağlayıcının tüketiciyle müzakere etmeden, tek taraflı olarak sözleşmeye koyduğu, tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde iyi niyet kuralına aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan sözleşme koşulları haksız şarttır. Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu her türlü sözleşmede yer alan haksız şartlar tüketici için bağlayıcı, değildir. Eğer bir sözleşme şartı önceden hazırlanmışsa ve özellikle standart sözleşmede yer alması nedeniyle tüketici içeriğine etki edememişse, o sözleşme şartının tüketiciyle müzakere edilmediği kabul edilir. Sözleşmenin bütün olarak değerlendirilmesinden, standart sözleşme olduğu sonucuna varılırsa, bu sözleşmedeki bir şartın belirli unsurlarının veya münferit bir hükmünün müzakere edilmiş olması, sözleşmenin kalan kısmına bu maddenin uygulanmasını engellemez. Bir satıcı veya sağlayıcı, bir standart şartın münferiden tartışıldığını ileri sürüyorsa, bunu ispat yükü ona aittir. 6/ A, 6/B, 6/C, 7, 9, 9/ A, 10, 10 / A ve 11/ A maddelerinde yazılı olarak düzenlenmesi öngörülen tüketici sözleşmeleri en az oniki punto ve koyu siyah harflerle düzenlenir ... " hükmü, yine 4077 Sayılı Kanunun değişik 6 ve 31 maddelerine dayanılarak hazırlanan Tüketici Sözleşmelerindeki Haksız Şartlar Hakkında Yönetmeliğin 7. maddesinde "satıcı, sağlayıcı veya kredi veren tarafından tüketici ile akdedilen sözleşmede kullanılan haksız şartlar batıldır" hükmü getirilmiştir.
Taraflar arasındaki 22.12.1995 tarihli sözleşmenin 9. maddesinde kart kullanıcısından kart kullanım ücretinin
alınacağı belirtilmiştir. ^^
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında 22.12.1995 tarihli sözleşme incelendiğinde; sözleşmenin davacı banka tarafından matbu, standart olarak hazırlanıp boş olan kısımların rakam, isim ve adresler yazılarak doldurulduğu, sözleşmenin on iki punto koyu siyah harflerle düzenlenmediği görülmektedir. Davacı, tüketici aleyhine olan ve tüketiciyi kart kullanımı ücreti adı altında bir külfete sokan sözleşme hükmünün tüketici ile ayrıca müzakere edilerek kararlaştırıldığını iddia ve ispat edememiştir. Böyle olunca sözleşmedeki kredi kartı üyelik ücreti alınacağına dair hükmün açıklanan yasa ve yönetmelik hükümleri karşısında haksız şart olduğu kabul edilmelidir. Dolayısıyla davacı bankanın bu sözleşme hükmüne dayalı olarak kredi kartı kullanıcısı davalıdan ücret istemesi olanaklı değildir.
Bu durumda yasaya uygun olan, Zonguldak Tüketici Sorunları Hakem Heyeti kararının iptali istemi ile açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yukarda açıklanan hususlar gözetilmeden davanın kabulü usul ve yasaya aykırı olup hükmün bozulması gerekir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet başsavcılığının HUMK'nun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin kabulü ile hükmün sonucuna etkili olmamak üzere BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, 2.5.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye. . Üye Üye
A.E.Baççıoğlu A.Alkan F.E.Kabasakal H.Kara M.A.Esmer

Karar:THS kaynaklıdır...

İyi günler diliyorum...

|
Kredi kartı, bankaların ve bazı finansman kuruluşlarının müşterilerine verdiği, anlaşmalı POS cihazı bulunan alışveriş noktalarında ödeme amaçlı veya banka ATM'lerinden nakit avans çekmek amaçlı kullanılabilen, yapılan harcamaların aylık olarak bankaya tek seferde ya da taksitlerle ödenmek zorunda olunduğu, nakit paraya alternatif bir ödeme aracıdır.
Genel uygulamada dönemsel borç tutarının belirli bir oranı asgari ödeme tutarı olarak belirlenir. Müşteri en az bu tutar kadar ödeme yaptığında kalan borç tutarına banka tarafından belirlenmiş olan alışveriş veya nakit avans faizi aylık olarak işletilir.
Kredi kartı kullanarak alışveriş yapanlar kartı veren bankaya borçlanmaktadırlar. Banka genel uygulamada 30'ar günlük dönemlerde hesap kesimi yapar ve bu dönem boyunca kart ile yapılan harcamaları hesap bildirim cetveli (ekstre) ile kart kullanıcısı müşteriye bildirir. Cetvelde bildirilen borç için müşteriye yaklaşık 10 günlük ödeme süresi tanınır. Bu süre sonunda ödenmeyen borç için banka günlük olarak gecikme faizi işletir.
Kayıtdışı ekonomiden kayıtlı ekonomiye geçişi hızlandıran çok önemli bir araç olmakla birlikte, vadesinde ödenmeyen borçlara faiz yükü binmesi ve üstüne faiz tutarının %15'i kadar Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu ve %5 Banka Sigorta Muameleleri Vergisi eklenmesi kredi kartı borcunun çığ gibi büyümesine yol açabilmektedir.
Türkiye'de kredi kartlarına dair her türlü faaliyet BDDK tarafından denetlenmektedir. Türkiye'deki tüm bankalar ve finans kurumları tarafından verilen kartların faiz oranları ve faiz hesaplama yöntemleri BDDK sitesinde güncel olarak yayınlanmaktadır.

|
Banka Kartları Ve Kredi Kartları Hakkında Yönetmelik

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumundan:

Resmi Gazete Tarihi : 10/03/2007

Resmi Gazete Sayısı : 26458

BİRİNCİ BÖLÜM : Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Amaç

Madde 1 - (1) Bu Yönetmeliğin amacı, banka kartları ve kredi kartlarının çıkarılmasına, kullanımına ve kartlı ödemeler sisteminde yer alan kuruluşların faaliyet esaslarına ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.

Kapsam

Madde 2 - (1) Kartlı sistem kuran, kart çıkaran, üye işyeri anlaşması yapan kuruluşlar, kartlı işlemler için bilgi alışverişi ile takas ve mahsup işlemi yapan kuruluşlar ile üye işyerleri ve kart hamilleri bu Yönetmelik hükümlerine tâbidir.

(2) Kendi işyerleri ile sınırlı olmak üzere, mal veya hizmetlerin vadeli satışı ile alıcının borç alacak durumunun izlenmesi amacıyla kart çıkaran veya sistem oluşturan veya herhangi bir kredilendirme işlemi yapılmaksızın veya hesaba bağlı olmaksızın önceden belirlenen bir tutarla sınırlı olmak üzere kart düzenleyen gerçek veya tüzel kişiler bu Yönetmelik hükümlerine tâbi değildir.

Dayanak

Madde 3 - (Değişik madde: 21/12/2008- 27087 S.R.G Yön/1.mad.)

(1) Bu Yönetmelik, 23/2/2006 tarihli ve 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanununun 4, 5, 6, 8, 9, 10, 12, 13, 14, 21, 23, 24, 25, 26, 27 ve 29 uncu maddelerine dayanılarak hazırlanmıştır.

Tanımlar

Madde 4 - (Değişik madde: 21/12/2008- 27087 S.R.G Yön/2.mad.)

(1) Bu Yönetmelikte geçen;

a) Bellenim: Firmware olarak bilinen ve bir donanım içerisindeki programlanabilir bellek üzerinde bulunan, donanımın tüm özelliklerini kullanabilmesi için ihtiyaç duyduğu, güncellenebilir yazılımı,

b) Diğer kuruluşlar: Kredi kartı çıkarma yetkisini haiz banka dışında kalan kuruluşları,

c) Kanun: 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanununu,

ç) Kartlara ilişkin hassas veri: Banka kartı veya kredi kartı üzerinde yer alan ve ele geçirilmesi durumunda finansal işlem gerçekleştirmede kullanılabilecek bilgi setini/setlerini, ve ayrıca kart hamili doğrulamada kullanılan ve gizli kalması gereken PIN bilgisini,

d) Kartlı sistem kuruluşu: Banka kartı veya kredi kartı sistemi kuran ve bu sisteme göre kart çıkarma veya üye işyeri anlaşması yapma yetkisi veren kuruluşları,

e) Kart çıkaran kuruluş: Banka kartı veya kredi kartı düzenleme yetkisini haiz bankalar ile diğer kuruluşları,

f) Kart kuruluşu: Kartlı sistem kuruluşu, kart çıkaran kuruluş ve üye işyeri anlaşması yapan kuruluşları,

g) Kurucu: Bir kart kuruluşunun sermayesinin veya oy haklarının doğrudan veya dolaylı olarak yüzde on veya daha fazlasını teşkil eden paylar ile bu oranın altında olsa dahi yönetim kurullarına üye belirleme imtiyazı veren paylara sahip gerçek veya tüzel kişileri,

ğ) Kurul: Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunu,

h) Kurum: Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunu,

ı) Mali kurumlar: Ana faaliyet konuları para ve sermaye piyasaları olan ve bu konularda kendi özel mevzuatı uyarınca alınan izin ve ruhsat ile faaliyet gösteren kurumları,

i) POS: Banka kartı veya kredi kartı üzerindeki bilgileri esas alarak her türlü mal ve hizmet alımı veya nakit ödeme belgesi düzenlenmesi işlemleri ile bu Yönetmelik hükümleri uyarınca nakit kullanımı kapsamında değerlendirilebileceği belirtilen işlemlerin gerçekleştirilmesinde kullanılan elektronik cihazı,

j) Üye işyeri anlaşması yapan kuruluş: Banka kartı veya kredi kartı kabulünü sağlamak amacıyla işyerleriyle anlaşma yapan bankaları ya da kuruluşları,

k) 3DSecure: İnternet ortamında banka kartı veya kredi kartı ile gerçekleştirilen işlemlerde ek güvenlik katmanı getiren, kartlı sistem kuruluşları tarafından onaylı protokolü,

ifade eder.

İKİNCİ BÖLÜM : İzne Tabi İşlemler

Faaliyet iznine ilişkin bilgi ve belgeler

Madde 5 - (1) Türkiye'de kart kuruluşu faaliyetinde bulunmak üzere Kuruma verilecek başvuru dilekçelerine;

a) Kurucuların Yönetmelik ekindeki örneklere (ek-1 ve ek-2) uygun şekilde düzenleyip noter huzurunda imza edecekleri birer beyannamenin,

b) Kurucuların beyannamelerinde belirtilen mevduat ve kredi hesaplarına ilişkin bilgilerin tevsiki amacıyla, ilgili bankalarca Kuruma hitaben düzenlenecek her biri aynı tarihi taşıyan belgelerin,

c) Ortaklık ana sözleşmesinin,

ç) Bu kuruluşların faaliyetinden beklenen faydayı analiz eden detaylı fizibilite raporu ile kuruluştan itibaren üç yıllık hedeflerin ortaya konulduğu tahmini bilânço ile kâr ve zarar cetvellerinin,

d) Kurucuların müflis olmadıklarına, haklarında iflasın ertelenmesi kararı verilmiş bulunmadığına, tüzel kişilerin uzlaşma suretiyle yeniden yapılandırma başvurularının tasdik edilmiş olmadığına ilişkin Asliye Ticaret Mahkemelerinden, konkordato ilan etmiş olmadıklarına ilişkin yetkili İcra Mahkemesinden alınacak belgelerin,

e) Gerçek kişi kurucularca arşiv kaydını da içeren, son altı ay içinde alınmış adli sicil belgelerinin,

f) Tüzel kişilerin kuruluşa ortak olmasına ilişkin yetkili kurullarından alınmış karar örneklerinin,

g) Kurucuların tasfiyeye tabi tutulan bankerler, sigorta şirketleri ve para ve sermaye piyasalarında faaliyet gösteren kurumlarda doğrudan veya dolaylı olarak yüzde on veya daha fazla bir oranda pay sahibi olmadıklarına ilişkin bir beyanın (ek-3),

ğ) Kurucuların tasfiyeye tabi tutulan veya Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilen bankalarda devirden önce doğrudan veya dolaylı olarak yüzde on veya daha fazla pay sahibi olmadıklarını gösterir bir beyanın (ek-3),

h) Tüzel kişi kurucuların kuruluşu ile ilgili Ticaret Sicili Gazetesinin, bunların ortakları, pay oranları ve tutarları ile varsa imtiyazlı payları gösteren listelerin, faaliyet konuları, yatırım ve işletme alanları hakkında ayrıntılı açıklamalar ile 1/6/1989 tarihli ve 3568 sayılı Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanununa göre yetkili yeminli mali müşavirlerce onaylanmış son üç yıla ait bilanço ile kâr ve zarar cetvellerinin, varsa derecelendirme şirketlerinden biri tarafından hazırlanmış ve öngörülen dereceyi de içeren bir raporun,

ı) Tüzel kişi kurucuların dahil olduğu sermaye grubuna ait varsa uluslararası muhasebe standartlarına uygun ve uluslararası kabul gören bir bağımsız denetim şirketinin onayını taşıyan son üç yıla ait konsolide bilanço ile kâr ve zarar cetvellerinin,

i) Sermayedeki dolaylı pay sahipliklerinin tespitini teminen tüzel kişi kurucuların tüzel kişi ortaklarının ve bu ortakların sermayelerinde pay sahibi tüzel kişilerin paydaşlarını ve pay oranlarını gösterir cetvellerin,

j) Kurucuların muaccel vergi ve prim borcu bulunmadığına ilişkin ilgili vergi daireleri ve Sosyal Sigortalar Kurumundan alınacak belgelerin,

k) Sermayenin yüzde on ve daha fazlasını taahhüt eden kurucuların mali durumları hakkında 3568 sayılı Kanuna göre yetkili yeminli mali müşavirlerce düzenlenecek bir raporun,

l) Kurucuların ve belirlenmişse görevlendirilecek yönetim kurulu üyeleri ile genel müdürün son on yılda mali bir kurumda görev alıp almadıklarına ilişkin bilgileri de kapsayacak biçimde ayrıntılı özgeçmişlerinin,

m) Kurucuları temsile yetkili kişi veya kişilere verilmiş vekâletname örneklerinin,

n) Sermayenin yüzde on ve daha fazlasını taahhüt eden kurucuların, gerekli kaynağı kendi ticari, sınai ve sair yasal faaliyetleri sonucunda her türlü muvazaadan ari olarak sağladıklarına dair ek-4'te yer alan örneğe uygun olarak düzenleyip imzalayacakları birer taahhütnamenin

eklenmesi gerekir.

2) Türkiye'de kart kuruluşu faaliyetinde bulunmak üzere başvuruda bulunan kuruluş ortaklarından hiçbirinin bu Yönetmelikte tanımlanan kurucu vasfını haiz olmaması halinde, en büyük paya sahip beş ortaktan bu madde çerçevesinde gerekli bilgi ve belgeler istenir.

(3) Yabancı uyruklu kişilerce temin edilecek bilgi ve belgeler hakkında bu madde hükümleri uygulanır.

(4) Kurum, bu Yönetmeliğin uygulanması bakımından gerekli göreceği ilave bilgi ve belgeleri talep edebileceği gibi Kurul kararıyla, bu maddede yer alan bilgi ve belgeleri farklı kapsam ve içeriklerde talep etmeye yetkilidir.

Yurt dışında kurulu banka veya mali kurumların Türkiye'de kart kuruluşu kurmaları veya pay devralmaları

Madde 6 - (1) Yurt dışında kurulu banka veya mali kurumların, Türkiye'de kart kuruluşu kurmak veya mevcut kart kuruluşlarından birinin paylarını devralmak üzere Kuruma verecekleri başvuru dilekçelerine,

a) Banka veya mali kurumun ana sözleşmesinin,

b) Türkiye'de kart kuruluşu kurmak veya mevcut kart kuruluşlarından birinin paylarını devralmaya ilişkin yetkili kurullarından alınmış karar örneklerinin,

c) Kart kuruluşu kurulmasından veya payların devralınmasından beklenen faydayı analiz eden detaylı fizibilite raporu ile üç yıllık hedeflerin ortaya konulduğu tahmini bilanço ile kâr ve zarar cetvellerini ve gerekmesi halinde sermaye artırımları için gereken kaynak tutarını ve bu tutarın sağlanacağı kaynakları içeren bir raporun,

ç) Banka veya mali kurumun son beş yıla ait bilanço ve kâr ve zarar cetvelleri ile yetkili kuruluşlarca düzenlenmiş bağımsız denetim raporlarının,

d) Banka veya mali kurumun ortakları, kurulu bulunduğu ülke dışındaki teşkilat ve organizasyon yapısı, uluslararası mali piyasalardaki faaliyetleri hakkında ayrıntılı bilgi ve belgeler ile banka ve mali kurum hakkında uluslararası kabul gören derecelendirme şirketleri tarafından hazırlanan ve öngörülen derecelendirmeyi de içeren raporun,

e) Banka veya mali kurumun kurulduğu veya faaliyette bulunduğu ülkede mevduat kabul etmesinin veya bankacılık işlemleri yapmasının yasaklanmamış olduğuna ve/veya faaliyetlerinde herhangi bir kısıtlama bulunmadığına ilişkin ilgili resmi makamdan alınmış belgenin,

f) Banka veya mali kurumun son genel kuruluna ilişkin tutanaklarla, sermayenin yüzde onundan fazlasına sahip ortakların, banka veya mali kurumun merkezinin bulunduğu ülkenin yetkili makamlarınca onaylı bir listesinin,

g) Banka veya mali kurumun merkezinin bulunduğu ülke mevzuatına göre yetkili bağımsız denetim kuruluşlarından biri tarafından her yıl yapılacak incelemeye ilişkin raporların Kuruma tevdi edileceğine dair taahhütnamenin

eklenmesi gerekir.

(2) Kurum, bu Yönetmeliğin uygulanması bakımından gerekli göreceği ilave bilgi ve belgeleri talep edebileceği gibi Kurul kararıyla, bu maddede yer alan bilgi ve belgeleri farklı kapsam ve içeriklerde talep etmeye yetkilidir.

Merkezi yurt dışında bulunan kartlı sistem kuruluşlarının Türkiye'de şube açmaları

Madde 7 - (1) Kanunun 4 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca temsilcilik açmamak kaydıyla, merkezi yurt dışında bulunan kartlı sistem kuruluşlarının Türkiye'de şube açmalarına ilişkin olarak 1/11/2006 tarihli ve 26333 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Bankaların İzne Tabi İşlemleri İle Dolaylı Pay Sahipliğine İlişkin Yönetmeliğin, birinci fıkrasının (e) bendi hariç 5 inci maddesi ve 6 ncı maddesi hükümleri uygulanır.

Merkezi yurt dışında bulunan kartlı sistem kuruluşlarının Türkiye'de temsilcilik açmaları

Madde 8 - (1) Merkezi yurt dışında bulunan kartlı sistem kuruluşlarının Türkiye'de şube ya da kredi kartı sistemi kurmamak, kart çıkarmamak ve üye işyeri anlaşması yapmamak kaydıyla temsilcilik açmaları Kurulun iznine tâbidir.

(2) Yurt dışında kurulu kartlı sistem kuruluşlarının Türkiye'de temsilcilik açmak üzere Kuruma verecekleri başvuru dilekçelerine;

a) Kartlı sistem kuruluşunun ana sözleşmesinin,

b) Asgari üç yıldır faaliyet gösterildiğini tevsik eden bilânço ve faaliyet raporları ile mali tablolara ilişkin yetkili bağımsız denetim kuruluşu raporlarının,

c) Kartlı sistem kuruluşunun faaliyetlerinde herhangi bir kısıtlama bulunmadığına ilişkin ilgili resmi makamdan alınmış belgenin,

ç) Türkiye'de temsilcilik açılmasına dair yetkili kurullarından alınmış karar örneklerinin,

d) Görevlendirilmesi düşünülen temsilcilerin son on yılda mali bir kurumda görev alıp almadıklarına ilişkin bilgileri de içeren ayrıntılı özgeçmişlerinin,

e) Temsilcilik açılmasından beklenen faydayı analiz eden bir raporun,

f) Kartlı sistem kuruluşunun ortakları, kurulu bulunduğu ülke dışındaki teşkilat ve organizasyon yapısı, uluslararası mali piyasalardaki faaliyetleri hakkında ayrıntılı bilgi ve belgeler ile kartlı sistem kuruluşu hakkında varsa uluslararası kabul gören derecelendirme şirketleri tarafından hazırlanan ve öngörülen derecelendirmeyi de içeren raporun,

g) Kartlı sistem kuruluşu veya mali kurumun merkezinin bulunduğu ülke mevzuatına göre yetkili bağımsız denetim kuruluşlarından biri tarafından her yıl yapılacak incelemeye ilişkin raporların Kuruma tevdi edileceğine dair taahhütnamenin

eklenmesi gerekir.

(3) Kurum, bu Yönetmeliğin uygulanması bakımından gerekli göreceği ilave bilgi ve belgeleri talep edebileceği gibi Kurul kararıyla, bu maddede yer alan bilgi ve belgeleri farklı kapsam ve içeriklerde talep etmeye yetkilidir.

Türkiye'de kurulu kart kuruluşlarının yurt dışında şube veya temsilcilik açmaları, ortaklık kurmaları veya kurulmuş ortaklıklara katılmaları

Madde 9 - (1) Türkiye'de kurulu kart kuruluşlarının yurt dışında şube veya temsilcilik açmaları, ortaklık kurmaları veya kurulmuş ortaklıklara katılmaları Kurulun iznine tabidir. İzin başvuruları, yurt dışında şube veya temsilcilik açılmasının, ortaklık kurulmasının veya kurulmuş ortaklıklara katılımın gerekçelerini ayrıntılı bir şekilde açıklayan bir raporla birlikte Kuruma yapılır. Yürürlükteki standart oranları gerçekleştiremeyen veya teşkilatlanmaları üzerine kısıtlama getirilen kart kuruluşlarınca yapılacak başvurular işleme konulmaz.

(2) Kart kuruluşunun yurt dışında şube açma, ortaklık kurma veya kurulmuş ortaklıklara katılma taleplerine izin verilebilmesi için, şube veya ortaklığın bulunduğu ülke düzenlemeleri ve uygulamalarında, Kurumun denetim ve gözetim faaliyetleri kapsamında ihtiyaç duyduğu bilgi ve belgeleri edinmesine ve söz konusu şube ve ortaklıklarda denetim yapmasına ilişkin herhangi bir engel bulunmaması şarttır.

Bilgi alışverişi ile takas ve mahsup işlem kuruluşlarının faaliyet izni alması

Madde 10 - (1) Bilgi alışverişi ile takas ve mahsup işlem kuruluşları faaliyet izni almak üzere Kuruma verecekleri başvuru dilekçelerine,

a) Bilgi alışverişi ile takas ve mahsup işlem kuruluşunun ana sözleşmesinin,

b) Bilgi alışverişi ile takas ve mahsup işlem kuruluşu kurulmasından beklenen faydayı analiz eden detaylı fizibilite raporu ile üç yıllık hedeflerin ortaya konulduğu tahmini bilânço ile kâr ve zarar cetvellerinin,

c) Ortaklık, teşkilat ve organizasyon yapısı, teknoloji alt yapısı hakkında ayrıntılı bilgi ve belgeler ile varsa bilgi alışverişi ile takas ve mahsup işlem kuruluşu hakkında uluslararası kabul gören derecelendirme şirketleri tarafından hazırlanan ve öngörülen derecelendirmeyi de içeren raporun

eklenmesi gerekir.

(2) Kurum, bu Yönetmeliğin uygulanması bakımından gerekli göreceği ilave bilgi ve belgeleri talep edebileceği gibi Kurul kararıyla, bu maddede yer alan bilgi ve belgeleri farklı kapsam ve içeriklerde talep etmeye yetkilidir.

Faaliyet veya Türkiye'de şube veya temsilcilik açma izni

Madde 11 - (1) Faaliyet veya Türkiye'de şube veya temsilcilik açma izni Kurulun en az beş üyesinin aynı yöndeki oyuyla alınan kararla verilir. Kurumca, faaliyet izni için başvuran kart kuruluşu, bilgi alışverişi ile takas ve mahsup işlem kuruluşlarının sermayesinin her türlü muvazaadan arî olarak ve nakden ödenip ödenmediği, yapacağı işlemleri gerçekleştirebilecek ölçüde teknik donanım ve yeterli personelin bulunup bulunmadığı, yönetici düzeyindeki personelin yeterli sayıda ve kanuni şartları haiz olup olmadığı, kuruluşun yönetimine ve iç denetimine ilişkin olarak gerekli düzenlemelerin yapılıp yapılmadığı hususları incelenir ve Kurulca faaliyet izni verilir.

(2) Faaliyet izni kararı kartlı sistem kuruluşları için kartlı sistem kurma, kart çıkarma ve üye işyerleri ile anlaşma yapma faaliyetini, kart çıkaran kuruluşlar için ise kart çıkarma ve üye işyerleri ile anlaşma yapma faaliyetlerini kapsar.

(3) Faaliyet izninin Resmî Gazete'de yayımlanmasından önce Kurumca yapılacak tebligata istinaden, sisteme giriş payı olarak Kanunun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (d) bendinde belirtilen asgari sermayenin yüzde beşine karşılık gelen tutarın faaliyete başlamadan önce Kurum hesabına yatırıldığına ilişkin belge ile finansal faaliyet izin belgesi harç yükümlülüğünün yerine getirildiğine dair belgenin Kuruma tevdi edilmesi gerekir.

(4) Kartlı sistem kurma, kart çıkarma, üye işyerleri ile anlaşma yapma, bilgi alışverişi, takas ve mahsuplaşma kuruluşlarının, Kanun ve Yönetmelikte faaliyet izni alınması için gereken şartları kaybetmesi, iznin gerçeğe aykırı beyanlarla alınmış olduğunun tespit edilmesi, iznin alınmasından itibaren altı ay içinde faaliyete geçilmemesi veya bir yıl içinde kesintisiz altı ay süre ile faaliyette bulunulmamış olması hallerinden birinin gerçekleşmesi halinde Kurul, bu Kanun kapsamındaki işlemlere ilişkin faaliyet iznini iptal edebilir.

(5) Faaliyet izni verilmesine ilişkin kararlar ile verilmiş olan izinlerin iptaline ilişkin gerekçeli kararlar Resmî Gazete'de yayımlanır.

Ana sözleşme değişiklikleri ile pay edinim ve devirleri

Madde 12 - (1) Kart kuruluşlarının, bilgi alışverişi, takas ve mahsuplaşma kuruluşlarının ana sözleşme değişikliklerinde Kurumun uygun görüşü aranır. Kurumca uygun görülmeyen değişiklikler genel kurulda karara bağlanamaz. Kurumun uygun görüşü alınmaksızın yapılan ana sözleşme değişiklikleri Ticaret Siciline tescil edilemez. Ana sözleşme değişikliği için bu Kanun ve ilgili diğer mevzuatta öngörülen izin, onay veya olumlu görüş başvuruları, yetkili mercilerce onbeş iş günü içinde cevaplandırılır.

(2) Bir kişinin, bir kart kuruluşunda doğrudan veya dolaylı pay sahipliği yoluyla sermayenin yüzde onunu ve daha fazlasını temsil eden payları edinmesi veya bir ortağa ait doğrudan veya dolaylı payların sermayenin yüzde on, yüzde yirmi, yüzde otuz üç veya yüzde ellisini aşması sonucunu veren pay edinimleri ile bir ortağa ait payların, bu oranların altına düşmesi sonucunu veren pay devirleri Kurulun iznine tâbidir.

(3) Yönetim kuruluna üye belirleme imtiyazı veren payların tesisi, devri veya yeni imtiyazlı pay ihracı yukarıdaki oransal sınırlara bakılmaksızın Kurulun iznine tâbidir. Ortak sayısının beşten aşağı düşmesine yol açan işlemler ile izin alınmadan yapılan pay devirleri pay defterine kaydolunmaz. Bu hükme aykırı olarak pay defterine yapılan kayıtlar hükümsüzdür. Oy hakkı edinilmesi ve paylar üzerinde intifa hakkı tesisinde de bu hüküm uygulanır.

(4) İzne tabi pay devirlerinde, bu paylara sahip olacak ortakların kurucularda aranan nitelikleri taşıması şarttır. Kurucularda aranan nitelikleri kaybeden bu orandaki paya sahip ortaklar temettü dışındaki ortaklık haklarından yararlanamaz.

(5) Kanunun 6 ncı maddesi uyarınca kart kuruluşlarının pay devri veya edinimi ile ilgili Kuruma yapılacak başvurulara;

a) Payları devralacakların, ek-1 ve ek-2'de yer alan örneklere uygun şekilde düzenleyip noter huzurunda imza edecekleri birer beyannamenin,

b) Payları devralacak gerçek veya tüzel kişilerin müflis olmadıklarına, haklarında iflasın ertelenmesi kararı verilmiş bulunmadığına, tüzel kişilerin uzlaşma suretiyle yeniden yapılandırma başvurularının tasdik edilmiş olmadığına ilişkin Asliye Ticaret Mahkemelerinden, konkordato ilan etmiş olmadıklarına ilişkin İcra Tetkik Hakimliklerinden alınacak belgelerin,

c) Payları devralacak gerçek kişilerce, arşiv kaydını da içeren, son altı ay içinde alınmış adli sicil belgelerinin,

ç) Tasfiyeye tabi tutulan veya Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilen bankalarda devirden önce doğrudan veya dolaylı olarak yüzde on veya daha fazla pay sahibi olmadıklarını gösterir bir beyanın (ek-3),

d) Payları devralan gerçek veya tüzel kişilerin tasfiyeye tabi tutulan bankerler, sigorta şirketleri ve para ve sermaye piyasalarında faaliyet gösteren kurumlarda doğrudan veya dolaylı olarak yüzde on veya daha fazla bir oranda pay sahibi olmadıklarına ilişkin bir beyanın (ek-3),

e) Payları devralacak tüzel kişilerin kart kuruluşuna ortak olunmasına ilişkin yetkili kurullarından alınmış karar örneklerinin,

f) Payları devralacak tüzel kişilerin kuruluşu ile ilgili Ticaret Sicili Gazetesinin, bunların ortakları, pay oranları ve tutarları ile varsa imtiyazlı payları gösteren listelerin, faaliyet konuları, yatırım ve işletme alanları hakkında ayrıntılı açıklamalar ile 3568 sayılı Kanuna göre yetkili yeminli mali müşavirlerce onaylanmış son üç yıla ait bilânço ile kâr ve zarar cetvelleri ile banka veya diğer mali kurum niteliğindeki tüzel kişilerin varsa uluslararası kabul gören derecelendirme şirketlerinden biri tarafından hazırlanmış ve öngörülen derecelendirmeyi de içeren bir raporun,

g) Payları devralacak tüzel kişilerin dahil olduğu sermaye grubuna ait uluslararası muhasebe standartlarına uygun ve uluslararası kabul gören bir bağımsız denetim şirketinin onayını taşıyan varsa son üç yıla ait konsolide bilanço ile kâr ve zarar cetvellerinin,

ğ) Payları devralacak kişilerin mali durumları hakkında 3568 sayılı Kanuna göre yetkili yeminli mali müşavirlerce düzenlenecek bir raporun,

h) Payları devralacak kişilerin muaccel vergi ve prim borcu bulunmadığına ilişkin ilgili vergi daireleri ve Sosyal Güvenlik Kurumundan alınacak belgelerin,

i) Payları devralacak kişilerin beyannamelerinde belirtilen mevduat ve kredi hesaplarına ilişkin bilgilerin tevsiki amacıyla, ilgili bankalarca Kuruma hitaben düzenlenecek her biri aynı tarihi taşıyan belgelerin,

j) Payları devralacak gerçek kişiler ile tüzel kişilerin sermayesinin yüzde on ve daha fazlasına sahip gerçek kişi ortakların son on yılda mali bir kurumda görev alıp almadıklarına ilişkin bilgileri de kapsayacak biçimde ayrıntılı özgeçmişlerinin,

k) Payları devralacak gerçek veya tüzel kişileri temsile yetkili kişi veya kişilere verilmiş vekâletname örneklerinin,

l) Payların satın alınmasında kullanılacak kaynak hakkında açıklamanın,

m) Pay devri ile ilgili yapılan sözleşmenin bir örneğinin,

n) Payları devralacakların gerekli kaynağı kendi ticari, sınai ve sair yasal faaliyetleri sonucunda her türlü muvazaadan ari olarak sağladıklarına dair ek-4'te yer alan örneğe uygun olarak düzenleyip imzalayacakları birer taahhütnamenin,

o) Payları devralacak tüzel kişiler ile bunların tüzel kişi ortaklarının imtiyazlı paylarını gösteren listelerin

eklenmesi zorunludur.

(6) Bilgi alışveriş ile takas ve mahsuplaşma işlem kuruluşlarının tüm pay edinim ve devirlerine ilişkin Kuruma yapılacak başvurulara, ilgili kuruluşun pay edinilmesine dair yetkili kurullarından alınmış karar örneklerinin eklenmesi zorunludur.

(7) Yabancı uyruklu kişiler için bu madde hükümleri uygulanır.

(8) Kurum, bu Yönetmeliğin uygulanması bakımından gerekli göreceği ilave bilgi ve belgeleri talep edebileceği gibi Kurul kararıyla, bu maddede yer alan bilgi ve belgeleri farklı kapsam ve içeriklerde talep etmeye yetkilidir.

(9) Herhangi bir pay devri söz konusu olmasa dahi, mevcut paylar üzerine imtiyaz tesisi, imtiyazın kaldırılması veya intifa senedi çıkarılması da Kurulun iznine tabidir.

Dolaylı pay sahipliği

Madde 13 - (1) Gerçek veya tüzel bir kişinin Türkiye'de kurulmuş veya kurulacak bir kart kuruluşunun veya bilgi alışverişi, takas ve mahsuplaşma kuruluşlarının sermayesindeki dolaylı pay sahipliğinin tespitinde uygulanacak ilke ve esaslar aşağıdadır:

a) Kart kuruluşunda pay sahibi bulunan veya pay devralacak tüzel kişi ortaklıklar ile varsa bunların tüzel kişi ortaklarının ortaklık yapıları zincirleme bir suretle gerektiği takdirde gerçek kişilere ulaşıncaya kadar tespit edilir.

b) Kart kuruluşu sermayesinde tüzel kişiler aracılığı ile olan dolaylı pay sahipliği oranı, iştirak oranlarının çarpılması suretiyle hesaplanır. Aynı kişinin ara kademelerde yer alan tüzel kişilere doğrudan iştiraki bulunması halinde, söz konusu doğrudan iştirak oranı, müteakip çarpım işleminden önce, o kademeye kadar ulaşılan orana ilave edilir.

c) Bir gerçek kişiye ait dolaylı pay sahipliğinin belirlenmesinde bu gerçek kişi ile eş ve çocuklarına, bunların sınırsız sorumlulukla katıldıkları ortaklıklara veya bu kişi veya ortaklıkların ayrı ayrı veya birlikte sermayesini veya yönetimini kontrol ettikleri ortaklıklara ait paylar birlikte dikkate alınır. Tüzel kişilere ait dolaylı pay sahipliğinin belirlenmesinde de bunlara ait paylar ile bunların sermayesini veya yönetimini kontrol ettikleri ortaklıklara ait paylar birlikte hesaplanır.

(2) Kart kuruluşu sermayesinde pay sahibi tüzel kişilerin sermayeleri ile ilgili olarak Kanuna göre yapılacak dolaylı el değiştirme ve benzeri dolaylılık tespit ve değerlendirmeleri, mevzuatta açıkça düzenlenen hususlar haricinde, kart kuruluşu sermayesi yerine tüzelkişi paydaşın sermayesi esas alınarak bu maddenin birinci fıkrasındaki hükümlere göre yapılır.

(3) Bir gerçek ya da tüzel kişinin diğer bir tüzel kişinin sermayesini ya da yönetimini doğrudan ya da dolaylı olarak kontrolü; tüzel kişinin doğrudan veya dolaylı olarak sermayesinin çoğunluğuna sahip olunması veya bu çoğunluğa sahip olunmamakla birlikte imtiyazlı payların elde bulundurulması veya diğer pay sahipleri ile yapılan anlaşmalara istinaden oy hakkının çoğunluğuna tasarruf edilmesi veya herhangi bir suretle yönetim kurulu üyelerinin çoğunluğunu atayabilme ya da görevden alma gücünün elde bulundurulmasıdır. Tüzel kişinin ortaklık yapısına bağlı olarak, sermayenin çoğunluğuna sahip olunması için pay oranının asgari yüzde ellibir olması şartı aranmaz.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM : Yönetim

Yönetim kurulu

Madde 14 - (1) Kart kuruluşlarının, bilgi alışveriş ile takas ve mahsuplaşma kuruluşlarının yönetim kurulları beş kişiden az olamaz. Genel müdür için öngörülen şartlar, yönetim kurulu üyelerinin yarıdan bir fazlası için de aranır. Murahhas üyelerin genel müdürde aranan şartları taşımaları zorunludur. Genel müdürlük ve yönetim kurulu başkanlığı görevleri aynı kişi tarafından icra edilemez. Yönetim kurulu üyelerinin 19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (a), (b), (c) ve (d) bentlerinde belirtilen şartları taşıması şarttır.

(2) Türkiye'de şube açmak suretiyle faaliyette bulunan yurt dışında kurulu kartlı sistem kuruluşlarının Türkiye'deki yönetim merkezlerinde, yönetim kurulu yetki ve sorumluluklarını taşıyan, merkez şube müdürünün de dahil olduğu en az üç kişilik bir müdürler kurulu oluşturmaları zorunludur. Bu Yönetmeliğin uygulanmasında müdürler kurulu yönetim kurulu hükmünde olup, birinci fıkrada belirtilen şartlar müdürler kurulu üyeleri için de aranır.

(3) İç kontrol, risk yönetimi ve iç denetim sistemlerinin ilgili mevzuata uygun olarak tesis edilmesi, işlerliğinin, uygunluğunun ve yeterliliğinin sağlanması, finansal raporlama sistemlerinin güvence altına alınması, kart kuruluşu içindeki yetki ve sorumlulukların belirlenmesi yönetim kurulunun sorumluluğundadır.

Genel müdür ve yardımcıları

Madde 15 - (1) Kart kuruluşlarının genel müdürlerinin hukuk, iktisat, maliye, bankacılık, işletme, kamu yönetimi ve dengi dallarda lisans düzeyinde, diğer alanlarda lisans düzeyinde öğrenim görmüş olanların ise belirtilen alanlarda lisansüstü öğrenim görmüş olmaları ve finans alanında en az on yıllık meslekî deneyime sahip olmaları şarttır.

(2) Kart kuruluşlarının genel müdür yardımcılarının, en az üçte ikisi birinci fıkrada belirtilen alanlarda olmak üzere, lisans veya lisansüstü eğitim görmüş olması ve finans alanında en az yedi yıllık deneyime sahip olması şarttır.

(3) Bilgi alışverişi ile takas ve mahsuplaşma kuruluşlarının genel müdürlerinin, hukuk, iktisat, maliye, bankacılık, işletme, kamu yönetimi veya bilişim teknolojileri alanında en az üniversite mezunu olmaları ve en az on yıllık mesleki deneyime sahip olmaları şarttır. Genel müdür yardımcılarının ise, asgari üçte ikisinin bu alanlarda en az üniversite mezunu olmaları ve en az yedi yıllık mesleki deneyime sahip olmaları şarttır.

(4) Başka unvanlarla istihdam edilseler dahi, yetki ve görevleri itibarıyla genel müdür yardımcısına denk veya daha üst konumlarda icraî nitelikte görev yapan diğer yöneticiler de bu Yönetmeliğin genel müdür yardımcılarına ilişkin hükümlerine tâbidir.

(5) Genel müdürlüğe ve yardımcılıklarına atanacakların, bu maddede aranan şartları taşıdıklarını gösteren belgelerle birlikte Kuruma bildirilmesi şarttır. Bildirimden itibaren on iş günü içinde Kurumca olumsuz görüş bildirilmemesi durumunda ilgili kişilerin atamaları yapılabilir.

(6) Herhangi bir nedenle görevden ayrılan genel müdür ve yardımcılarının görevden ayrılma nedenleri, ilgili kuruluş ve görevden ayrılan tarafından yedi iş günü içinde Kuruma bildirilir.

Genel müdür ve yardımcıları ile yönetim kurulu üyelerine ilişkin bildirimler

Madde 16 - (1) Kart kuruluşları, bilgi alışveriş ile takas ve mahsuplaşma kuruluşlarında genel müdür veya genel müdür yardımcılığına atanması öngörülen kişiler ile ilgili olarak;

a) Müflis olmadıklarına ve konkordato ilan etmiş olmadıklarına ilişkin yetkili adli mercilerden alınacak belgelerin,

b) Arşiv kaydını da içeren adli sicil belgelerinin,

c) Nüfus cüzdanı veya pasaportlarının noterden onaylı bir örneğinin,

ç) Ayrıntılı özgeçmişlerinin,

d) Lisans ve varsa lisansüstü diplomalarının noterden onaylı birer örneğinin

atama işleminden önce Kuruma gönderilmesi zorunludur.

(2) Yabancı uyruklu kişiler için birinci fıkranın (a) ve (b) bentlerinde belirtilen belgelerden bir veya birkaçının ilgili ülkenin adli sicil, müflis ve konkordato kayıtlarının tutulduğu bir merci ya da sistem olmaması nedeniyle temin edilememesi durumunda, bu durumun ilgili ülkenin yetkili mercilerinden alınacak bir belge ile tevsik edilerek Kuruma tevdi edilmesi gerekmektedir.

(3) Atama işlemi, yukarıda belirtilen evrakların tümünün Kuruma intikalini izleyen on iş günü içinde Kurumca gerekçeli olumsuz görüş bildirilmediği takdirde yapılabilir.

(4) Yönetim kurulu üyeliğine seçilenler ve herhangi bir nedenle boşalma hâlinde görevlendirilenler, bu maddenin birinci fıkrasında belirtilen belgelerle birlikte onbeş gün içinde Kuruma bildirilir.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM : Sözleşme Şekli ve Genel İşlem Şartları

Sözleşme şartları

Madde 17 - (1) Kart çıkaran kuruluşlar ile kart hamilleri arasındaki ilişkiler, Kanun ve ilgili diğer mevzuat çerçevesinde en az oniki punto ve koyu siyah harflerle hazırlanacak yazılı sözleşme ile düzenlenir. Sözleşmenin bir örneği, kart hamiline ve varsa kefile verilir.

(2) Kart teslimi sırasında banka kartı hamillerine aşağıda yer alan hususlarda yazılı bilgilendirme yapılması zorunludur:

a) Kart hamilinin sorumluluğunun kartın zilyetliğine geçtiği andan itibaren başlayacağı ve kartın imza hanesinin kart hamili tarafından imzalanması gerektiği,

b) Kart hamilinin, kartı ve kartın kullanılması için gerekli şifre bilgilerini güvenli bir şekilde koruması ve bu bilgilerin başkaları tarafından kullanılmasına engel olacak önlemleri alması gerektiği, bunların kaybolması, çalınması halinde veya iradesi dışında gerçekleşmiş herhangi bir işlemi öğrenmesi durumunda kart çıkaran kuruluşa derhal bildirim yapmak zorunda olduğu,

c) Kart hamilinin, yapacağı kayıp veya çalıntı bildiriminden önceki yirmidört saat içinde gerçekleşen hukuka aykırı kullanımdan doğan zararlardan yüzelli Yeni Türk Lirası ile sınırlı olmak üzere sorumlu olacağı, bildirimin yapılmaması halinde bu sınırın uygulanmayacağı,

ç) Kart hamilinin yüzelli Yeni Türk Lirası tutarındaki sorumluluğunun sigortalanmasına ilişkin usul ve esaslar,

d) Yabancı para cinsinden yapılan işlemlerde bankaca uygulanacak kurun belirlenme esasları ve bunun hesap özetine yansıtılmasına ilişkin esaslar,

e) Şifrenin üçüncü kişilerle paylaşılmaması ve üçüncü kişilerin eline geçmemesi için gerekli önlemlerin alınması gerektiği,

f) Kayıp veya çalıntı durumunda bildirimde bulunulabilecek yöntemler ve kanallar,

g) Kart kullanımı hakkında ayrıntılı bilgi alınabilecek diğer yöntemler ve kanallar,

ğ) Sözleşmede belirtilen ücret, komisyon ve masrafların kart hamilinin hesabına borç kaydedileceği,

h) Kart hamilinin adres ve diğer iletişim bilgilerinde meydana gelen değişiklikleri onbeş gün içinde bildirmesi gerektiği.

(3) Kart teslimi sırasında kredi kartı hamillerine aşağıda yer alan hususlarda yazılı bilgi verilmesi zorunludur:

a) İkinci fıkrada yer alan hususlar,

b) Kart limiti,

c) Kartın düzenlendiği tarihteki faiz oranları,

ç) Dönem borcunun bir kısmının ödenmesi halinde kalan hesap bakiyesi üzerinden faiz hesaplanacağı, kalan hesap bakiyesine, asgarî tutar ve üzerinde ödeme yapılması durumunda akdi faiz, asgarî tutarın altında ödeme yapılması durumunda ise asgari tutarın ödenmeyen kısmı için gecikme faizi, kalan hesap bakiyesinin asgari tutarı aşan kısmı için akdi faiz uygulanacağı da dahil olmak üzere, kart uygulamasından doğan borçlarda bileşik faiz uygulanmayacağı,

d) Kart borcunun öğrenilebileceği ve ödenebileceği yöntemler ve kanallar,

e) Ödenmesi gereken asgarî tutarın, dönem borcunun yüzde yirmisinden aşağı olamayacağı.

(4) Banka kartı sözleşmelerinde;

a) Kart hamilinin sorumluluğunun, kartın zilyetliğine geçtiği veya fiziki varlığı bulunmayan kart numarasının öğrenildiği andan itibaren başlayacağına,

b) Kart kullanımına bağlı olarak kart hamillerinden alınabilecek ücret, komisyon, masraf ve vergilerin neler olacağına dair açıklamalar ve bunların tutarları ve sözleşmede yer alan ücret, komisyon, masraf ve vergiler dışında kart kullanımına bağlı olarak kart hamilinden herhangi bir isim altında ödeme talep edilemeyeceği ve hesabından kesinti yapılamayacağına,

c) Yabancı para cinsinden yapılan işlemlerde bankaca uygulanacak kurun belirlenme esaslarına,

ç) Kart hamilinin, kartı ve kartın kullanılması için gerekli şifre bilgilerini güvenli bir şekilde koruması ve bu bilgilerin başkaları tarafından kullanılmasına engel olacak önlemleri alması gerektiği, bunların kaybolması, çalınması halinde veya iradesi dışında gerçekleşmiş herhangi bir işlemi öğrenmesi durumunda kart çıkaran kuruluşa derhal bildirim yapmak zorunda olduğuna,

d) Kart hamilinin, kart çıkaran kuruluşa yapacağı bildirimden önceki yirmidört saat içinde gerçekleşen hukuka aykırı kullanımdan doğan zararlardan yüzelli Yeni Türk Lirası ile sınırlı olmak üzere sorumlu olduğuna,

e) Hukuka aykırı kullanımın, hamilin ağır ihmaline veya kastına dayanması veya bildirimin yirmidört saat içinde yapılmaması hallerinde bu sınırın uygulanmayacağına,

f) Kart hamilinin ilgili sigorta prim bedelini ödemek koşuluyla bildirimden önceki yirmidört saat içinde gerçekleşen hukuka aykırı kullanımdan doğan zararla ilgili yasal sorumluluk tutarı için sigorta yaptırılmasını talep edebileceğine,

g) Kartın ve kartın kullanılması için gerekli şifre bilgilerinin kaybolması veya çalınması halinde banka kartı hamilinin yapacağı bildirimden önceki yirmidört saatten önce gerçekleştirilen işlemlerden kart hamilinin sorumlu olduğuna,

ğ) Kart hamilinin adresinde meydana gelen değişiklikleri, değişiklik tarihinden itibaren onbeş gün içinde kart çıkaran kuruluşa bildirmekle yükümlü olduğuna ve adres değişikliğini söz konusu süre zarfında Bankaya bildirmemesi halinde eski adresine yapılacak bildirimlerin geçerli olacağına,

h) Sözleşmenin sona erme ve fesih şartlarına

ilişkin hükümler yer alır.

(5) Kredi kartı sözleşmelerinde;

a) Dördüncü fıkrada yer alan hususlara,

b) Kart hamilinden talep alınmadıkça kart limitlerinin artırılamayacağına,

c) Sözleşmeye bağlı olarak kart hamillerinden alınabilecek ücret, komisyon, masraf ve vergilerin neler olacağına dair açıklamaların ve bunların tutarlarının ve sözleşmede yer alan ücret, komisyon, masraf ve vergiler dışında kart hamilinden herhangi bir isim altında ödeme talep edilemeyeceği ve hesabından kesinti yapılamayacağına,

ç) Uygulanacak akdi ve gecikme faizi oranlarının Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından belirlenen azami oranların üstünde olmayacağına,

d) Bileşik faiz uygulanamayacağına,

e) Kanunun 26 ncı maddesi uyarınca nakit kullanımına ilişkin borçlar hakkında, faizin başlama tarihi olarak işlem tarihinin esas alınacağına,

f) Kanunun 9 uncu maddesi uyarınca belirlenecek kredi kartı limitinin kart çıkaran kuruluşun insiyatifi dışında kart hamilinin harcamalarıyla aşılması durumunda veya tahsis edilen limitin yüzde yirmisini geçmemesi ve bir sonraki hesap döneminde kapatılması koşuluyla, bir takvim yılında ikiden fazla olmamak üzere, kart limitinde aşım oluşması halinde, aşılan miktara işlem tarihi ile ödeme tarihi arasındaki süre için akdi faiz yürütüleceğine,

g) Faiz oranlarındaki artışın kart hamiline otuz gün önceden bildirileceği ve kart hamilinin faiz artışının bildirim tarihinden itibaren en geç altmış gün içinde borcunun tamamını ödeyip kredi kartını kullanmaya son vermesi halinde faiz artışından etkilenmeyeceğine,

ğ) Yabancı para cinsinden yapılan işlemlerde bankaca uygulanacak kurun belirlenme esaslarına ve bunun hesap özetine yansıtılmasına,

h) Asgari ödeme tutarının hesap özetinde belirtilen dönem borcunun yüzde yirmisinden az olamayacağı ve bankanın bu miktardan az olmamak üzere asgari ödeme tutarını belirleyebileceğine,

ı) Borçlunun temerrüde düşmesinin hukuki sonuçlarına,

i) Kefil alınması halinde, sözleşmede veya kefalet sözleşmesinde yer alması gereken aşağıda belirtilen hususlara;

1) Kefil için temerrüt halinin, kart hamilinin borcunun kendisine bildirilmesi ile başlayacağı,

2) Kefaletin 22/4/1926 tarihli ve 818 sayılı Borçlar Kanununun adi kefalet hükümlerine tabi olduğu ve önce asıl borçluya başvurulup tüm tahsil yolları denenmeden kefilden borcun ifasının istenemeyeceği,

3) Mevcut sözleşme hükümlerinde kefilin sorumluluğunu artıracak değişikliklerin ve kart limitindeki artışın kefil açısından geçerli olabilmesinin kefilin yazılı onayına bağlı olduğu.

j) Alınan bir teminat varsa teminatın türü, niteliği, hangi hallerde teminata başvurulacağı, teminatın müşteriye iade şartlarına,

ilişkin hükümler yer alır.

Sözleşme değişiklikleri

Madde 18 - (1) Kredi kartı sözleşmelerinde yapılacak değişiklikler kart hamiline hesap özeti ile bildirilir. Bu değişiklikler bildirimin yapıldığı döneme ilişkin son ödeme tarihinden itibaren hüküm ifade eder. Bildirimin ait olduğu döneme ilişkin son ödeme tarihinden sonra kartın kullanılmaya devam olunması halinde, sözleşmede meydana gelen değişikliklerin kabul edildiği addolunur. Faiz oranlarının artırılması durumunda ise bu değişikliğin hüküm ifade edebilmesi için otuz gün önceden kart hamiline bildirilmesi zorunludur. Değişiklikler, hesap özetinde en az oniki punto harfler kullanılarak belirtilir. Kart hamili faiz artırımına ilişkin bildirim tarihinden itibaren en geç altmış gün içinde tüm borcunu ödeyip kredi kartını kullanmaya son verdiği takdirde faiz artışından etkilenmez.

(2) Kart hamili, talep etmek suretiyle kartı iptal ettirmek ve sözleşmeyi feshetmek hakkına sahiptir. Kartın iptal edilmesine ve sözleşmenin feshine ilişkin kart hamilince yapılan talebin en geç yedi gün içinde kart çıkaran kuruluşça yerine getirilmesi zorunludur.

Hesap özeti

Madde 19 - (1) Kredi kartı hamillerine gönderilecek hesap özetlerinde;

a) Kredi kartı hamilinin ad, soyad ve adresine,

b) Kredi kartıyla yapılan işlemlere ilişkin dönem borcuna,

c) Toplam kredi kartı limitine,

ç) Hesap kesim tarihine,

d) Son ödeme tarihine,

e) Bir sonraki hesap kesim tarihi ve son ödeme tarihine,

f) Ödenmesi gereken asgari tutara,

g) Kredi kartıyla yapılan nakit çekim işlemlerinin veya mal ve hizmet alımlarının tutar ve tarihlerine,

ğ) Kredi kartlarına uygulanan akdi faiz oranlarına,

h) Kredi kartlarına uygulanan gecikme faizi oranlarına,

ı) Kredi kartlarına ilişkin olarak ilgili hesap özetinde tahakkuk ettirilen yıllık ücret, faiz ve diğer her türlü ücret ve komisyon tutarlarına,

i) Kredi kartı ile gerçekleştirilen yabancı para cinsinden işlemlerde, işleme konu döviz cinsi ve tutarı ile kart hesabına borç kaydedilen para birimi ve tutarına,

ilişkin bilgilerin bulunması zorunludur.

Faiz hesaplaması

Madde 20 - (1) Bir hesap dönemine ilişkin toplam borç tutarı veya hesap bakiyesi üzerinden, o döneme ilişkin hesap özetinin düzenlendiği hesap kesim tarihinden önceki bir tarih itibarıyla faiz yürütülebileceğine ilişkin kayıtlar hükümsüzdür.

(2) Nakit kullanımına ilişkin borçlar hakkında işlem tarihi esas alınabilir. 7/8/1989 tarihli ve 89/14391 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Kararda belirtilen kıymetli maden, taş ve eşyaların alımları ile döviz alımları, kart sahibinin başka bir kredi kartının borcunu kapatması amacıyla yaptığı borç transferleri, kişi veya kurumlara yapılan tüm ödemeler, talih ve şans oyunları, borsa işlemleri/menkul kıymet alımları, seyahat çekleri, havale işlemleri nakit kullanım kapsamında olan işlemler olarak değerlendirilebilir.

(3) Dönem borcunun bir kısmının ödenmesi halinde kalan hesap bakiyesi üzerinden faiz hesaplanır. Kalan hesap bakiyesine, asgarî tutar ve üzerinde ödeme yapılması durumunda akdi faiz; asgari tutarın altında ödeme yapılması durumunda ise asgari tutarın ödenmeyen kısmı için gecikme faizi, kalan hesap bakiyesinin asgari tutarı aşan kısmı için akdi faiz uygulanır. Temerrüt hali de dahil olmak üzere, kart uygulamasından doğan borçlarda bileşik faiz uygulanmaz.

BEŞİNCİ BÖLÜM : Kart Kuruluşlarının Yükümlülükleri

Kart çıkarma ve buna ilişkin yükümlülükler

Madde 21 - (1) Kart çıkaran kuruluşlar, talepte bulunmayan veya sözleşme imzalamayan kişiler adına hiçbir şekil ve surette kart veremez, basılı kartı hamilin adresine göndermek veya fiziki varlığı bulunmayan kart numarasını bildirmek de dahil olmak üzere herhangi bir yöntemle teslim edemezler.

(2) Kart çıkaran kuruluşlar, kartların kullanılması bir kod numarası, kart numarası, şifre ya da kimliği belirleyici başka bir yöntemin kullanılmasını gerektiriyorsa, bu tür bilgilerin gizli kalması amacıyla gerekli önlemleri almak ve mekanik cihazla yapılan işlemler hariç olmak üzere kart numarasının harcama ve alacak belgesinin müşteri nüshası üzerinde ve yazışmalarda yer almasını engellemekle yükümlüdür.

(3) Kart çıkaran kuruluşlar, edindikleri kişisel bilgileri gizli tutmak, kendi hizmetlerinin pazarlanması dışında başka amaçlarla kullanmamak ve kanunla yetkili kılınan kişi, kurum ve kuruluşlar dışında kalanların bu bilgilere ulaşmasını engellemek amacıyla gereken önlemleri almakla yükümlüdür.

(4) Kart çıkaran kuruluşlar, kartın basımı da dahil olmak üzere, kartın hamile teslimine kadar geçen süre içinde bilgilerin gizliliğini sağlayacak uygun kontrol ortamını tesis etmek ve olabilecek her türlü suistimale karşı gerekli önlemleri almakla yükümlüdür.

(5) Kart çıkaran kuruluşlar, hesap özeti, kart basımı, kart ihtarnamesi ve ibraname gibi hizmetlerin destek hizmeti alımı yoluyla gerçekleştirilmesi halinde, destek hizmeti kuruluşu tarafından edinilen bilgilerin gizli tutulmasını ve başka amaçlarla kullanılmamasını sağlamak amacıyla gerekli tedbirleri almakla yükümlüdür.

Kredi kartı limiti

Madde 22 - (1) Kart çıkaran kuruluşlar, kredi kartı almak isteyen kişilerin yasaklık veya engel durumu, ekonomik ve sosyal durumu, aylık veya yıllık ortalama geliri, diğer kart çıkaran kuruluşlarca bu kişilere tahsis edilen kredi kartı limiti, bir model veya skorlama sistemi sonuçları, müşterini tanı ilkeleri ile 27 nci madde uyarınca kurulacak bilgi alışverişi şirketlerinden temin edilecek bilgileri dikkate alarak yapacakları değerlendirmeye istinaden kullanım limiti tespit etmek zorundadır.

(2) Kart çıkaran kuruluşlar, kart hamilleri talep etmedikçe kredi kartı kart limitlerini artıramazlar. Kart çıkaran kuruluşlarca Kanunun 9 uncu maddesi hükümleri çerçevesinde değerlendirme yapılması şartıyla, kart hamillerinden Kanunun 8 inci maddesi hükümleri çerçevesinde belirlenen yer ve kanallardan alınacak genel nitelikteki talimat üzerine periyodik limit artırımı yapılabilir. Limit artışları, artışın gerçekleşeceği tarihten onbeş gün öncesinde yapılacak bildirime kart hamilince itiraz edilmemesi halinde geçerlidir.

(3) Bir gerçek kişinin tüm kart çıkaran kuruluşlardan temin ettiği kredi kartları için tanınacak toplam kredi kartı limiti, ilk yıl için, ilgilinin aylık ortalama net gelirinin iki katını, ikinci yıl için ise, dört katını aşamaz. Bu fıkra uygulamasında bin Yeni Türk Lirasına kadar limitler hariç olmak üzere, aylık veya yıllık ortalama net gelir düzeyi kart hamili tarafından beyan edilen ve ilgili kuruluşlarca teyit edilen gelirler üzerinden tespit edilir. Aylık ortalama net gelir düzeyinin teyit edilememesi durumunda kart hamilinin tüm kart çıkaran kuruluşlardan edinebileceği toplam limit bin Yeni Türk Lirasıdır. Bu fıkra hükmü kapsamında, kart çıkaran kuruluşların, müşterileri hakkında müşterinin sosyal statüsü, eğitim düzeyi, yaşı, kredi ödeme performansı veya varlıkları gibi hususlara ilişkin alacakları beyan ve temin edecekleri belgeler çerçevesinde yapacağı değerlendirmeler ilgili kuruluşça yapılacak teyit niteliğini taşımaktadır.

(4) Kredi kartı almak üzere yapılacak başvurularda, kart hamiline tanınacak toplam kredi kartı limiti tespitinde, kendisine tahsis edilen ilk kredi kartı limitinin tahsis edildiği tarih esas alınır.

(5) Kart çıkaran kuruluşlar, mal ve hizmet alımlarında taksitlendirme yapılması durumunda, kart limitinden, yapılan toplam harcama tutarının düşülmesine yönelik tedbirleri almakla yükümlüdür.

Kartın haksız kullanımı ve sigortalanması

Madde 23 - (1) Banka kartı veya kredi kartının ya da Kanunun 16 ncı maddesinde belirtilen bilgilerin kaybolması veya çalınması halinde kart hamili, kart çıkaran kuruluşa yapacağı bildirimden önceki yirmidört saat içinde gerçekleşen hukuka aykırı kullanımdan doğan zararlardan yüzelli Yeni Türk Lirası ile sınırlı olmak üzere sorumludur. Hukuka aykırı kullanımın, hamilin ağır ihmaline veya kastına dayanması veya bildirimin yapılmaması hallerinde bu sınır uygulanmaz.

(2) Kart çıkaran kuruluş, yapılacak talep ve ilgili sigorta prim bedelinin kart hamilince ödenmesi koşulu ile kart hamilinin birinci fıkrada belirtilen yüzelli Yeni Türk Lirası tutarındaki sorumluluğunun sigortalanmasını sağlamakla yükümlüdür. Kart hamili kart çıkaran kuruluş tarafından tercih edilen sigorta şirketini kabul etmediği takdirde kendisi tarafından belirlenen sigorta şirketi aracılığıyla sigorta işlemlerini yapmakta serbesttir.

İlgili kuruluşlarca temin edilecek bilgiler

Madde 24 - (1) Kurumun internet sitesinde yayımlanmak üzere;

a) Kredi kartlarına uyguladıkları akdi faiz oranı, gecikme faiz oranı, yıllık ücret ve diğer adlar altında tahsil ettikleri veya edecekleri bedeller,

b) Kredi kartı limitinden bin YTL tutarında kullanım olduğu varsayımı altında asgari tutarın ödenmesi ve hiç ödenmemesi halleri dikkate alınarak düzenlenecek örnek faiz hesaplamaları,

c) Kredi kartı hamillerine sağlanan parasal ve diğer menfaatlere ilişkin bilgiler,

(2) Kurum bünyesinde muhafaza edilmek üzere;

a) Kart hamili adedi,

b) Kredi kartlarından kullandırılan nakdi kredi tutarları ve mal ve hizmet alımına yönelik tutarlar,

c) Taksitlendirme uygulamasından kaynaklanan kredi kartı alacaklarının 1 aya kadar, 1-3 ay, 3-6 ay, 6-12 ay ve 12 aydan uzun dönemler şeklinde tasnif edilerek tahsil edilmesi öngörülen toplam tutarlar,

ç) Takip hesaplarına intikal ettirilen kredi kartı müşterilerinin sayısı ve takipteki alacak ve tahakkuk ettirilen faiz tutarı,

d) Limit aşımı oluşmuş kredi kartı adedi ve oluşan toplam aşım miktarı,

e) Aylık toplam borç tutarının altında ancak asgari ödeme tutarı ve üzerinde ödeme yapan kredi kartı müşteri sayısı ve bu müşterilerin kalan borç tutarları ile asgari ödeme tutarının altında ödeme yapan kredi kartı müşterilerinin sayısı ile bunların kalan borç bakiyeleri,

f) Üye işyerlerinden sağlanan komisyon tutarları

kart kuruluşlarınca aylık olarak Kuruma iletilir.

Üye işyerleri

Madde 25 - (1) Üye işyerleri, kartın kullanımı sonucunda kart ve kart hamili ile ilgili edindikleri bilgileri, kanunla yetkili kılınan kişi, kurum ve kuruluşlar hariç olmak üzere kart hamilinin yazılı rızasını almadan başkasına açıklayamaz, tahsilât amacıyla saklanan harcamaya ait bilgi ve belgeler ile kart hamilince verilen yazılı onay çerçevesinde, dönemsel ödemelerin tahsili amacıyla muhafaza edilen bilgi ve belgeler hariç olmak üzere saklayamaz ve hiçbir şekil ve suretle kopyalayamaz.

(2) Üye işyerleri, kart bilgilerini üye işyeri anlaşması yaptığı kuruluş dışındaki şahıs veya kuruluşlarla paylaşamaz, satamaz, satın alamaz ve takas edemez. Üye işyeri anlaşması yapan kuruluşlar, bu fıkranın uygulanmasını gözetmekle yükümlüdür.

Kart çıkaran kuruluşlarda hesap ve kayıt düzeni, mali tablolar ve denetim

Madde 26 - (1) Kart kuruluşları, bilgi alışveriş ile takas ve mahsuplaşma kuruluşları 1/11/2006 tarihli ve 26333 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Bankaların Muhasebe Uygulamalarına ve Belgelerin Saklanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik ile ilgili diğer mevzuat çerçevesinde Mart, Haziran, Eylül ayları ve hesap dönemi sonu itibarıyla finansal raporlar hazırlayarak yayımlamakla yükümlüdür.

(2) Kart çıkaran kuruluşlar hakkında, 1/11/2006 tarihli ve 26333 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Bankaların Sermaye Yeterliliğinin Ölçülmesine ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmelik, Bankaların İç Sistemleri Hakkında Yönetmelik ile 6 ncı maddesinin yedinci fıkrası hariç olmak üzere Bankalarca Kredilerin ve Diğer Alacakların Niteliklerinin Belirlenmesi ve Bunlar İçin Ayrılacak Karşılıklara İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin ilgili hükümleri uygulanır.

(3) Kart çıkaran kuruluşların finansal tabloları, 1/11/2006 tarihli ve 26333 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Bankalarda Bağımsız Denetim Gerçekleştirecek Kuruluşların Yetkilendirilmesi ve Faaliyetleri Hakkında Yönetmelik hükümleri çerçevesinde bağımsız denetime tabidir.

(4) Kart kuruluşları, 1/11/2006 tarihli ve 26333 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Yıllık Faaliyet Raporunun Hazırlanmasına ve Yayımlanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik hükümleri çerçevesinde, finansal tablolar ile bağımsız denetim raporlarını içeren yıllık faaliyet raporu hazırlamakla yükümlüdür.

(5) Kart kuruluşları, 1/11/2006 tarihli ve 26333 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Bankaların Kurumsal Yönetim İlkelerine İlişkin Yönetmelik hükümlerine tabidir. Kart çıkaran kuruluşlar hakkında Bankaların Kurumsal Yönetim İlkelerine İlişkin Yönetmeliğin denetim komitesine ilişkin hükümleri uygulanmaz.

(6) Kart kuruluşları, 1/11/2006 tarihli ve 26333 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Bankaların Destek Hizmeti Almalarına ve Bu Hizmeti Verecek Kuruluşların Yetkilendirilmesine İlişkin Yönetmelik hükümlerine tabidir.

ALTINCI BÖLÜM : Çeşitli ve Son Hükümler

Bilgi alışverişi, takas ve mahsup işlemleri

Madde 27 - (1) Vergi kimlik veya vatandaşlık numaralarının kullanılması suretiyle, kart hamillerinin risk durumlarının izlenmesi, değerlendirilmesi, kontrolü ve müşteri hizmetlerinin yerine getirilmesi amacıyla yapılacak bilgi alışverişi, kart çıkaran kuruluşların aralarında akdedecekleri yazılı sözleşmeler çerçevesinde kendi aralarında veya kart çıkaran kuruluşların üyeliklerinin zorunlu olduğu en az beş kart çıkaran kuruluş tarafından kurulacak bilgi alışverişi şirketleri vasıtasıyla elde edilir. Ancak bilgi alışverişine ilişkin olarak kurulacak şirketlerin birden fazla olması halinde, üyesi olunan şirket haricindeki tüm şirketlerden de bilgi alınması zorunludur. Bilgi alışverişine ilişkin olarak kurulacak sistemlerden, ilgili gerçek ve tüzel kişiler ücret karşılığında faydalanır.

(2) Kartların kullanımından doğan borç ve alacakların takas ve mahsup işlemleri kart çıkaran kuruluşların aralarında akdedecekleri yazılı sözleşmeler çerçevesinde kendi aralarında veya en az beş kart çıkaran kuruluş tarafından kurulacak şirketler vasıtasıyla gerçekleştirilir.

Teknik altyapıya ilişkin hususlar

Madde 27/A - (Ek madde: 21/12/2008- 27087 S.R.G Yön/3.mad.)

(1) Üye işyeri anlaşması yapan kuruluşlar, kartlı ödeme işlemlerinde kullanılacak POS'un, asgari olarak Ödeme Kartı Endüstrisi Güvenlik Standartları Konseyi (Payment Card Industry -PCI- Security Standards Council) tarafından yayımlanan POS PIN Giriş Cihazı Güvenlik Gereksinimleri (PIN Entry Device -PED- Security Requirements) standardının güncel versiyonunun gereklerini, kartlı sistem kuruluşlarının tanımlamış oldukları süre çerçevesinde yerine getirmesini sağlarlar.

(2) POS, sahip olduğu güvenlik mekanizmaları ile asgari olarak aşağıdaki fonksiyonları yerine getirir;

a) Üzerinde yer alan bellenimin ve üye işyeri anlaşması yapan kuruluşlara ait uygulamalar gibi her türlü yazılımın, üye işyeri anlaşması yapan kuruluş veya bunlar tarafından görevlendirilmiş kişi veya taraflar haricinde kişilerce ve yetkisiz olarak erişilmeye karşı korumalı olmasını sağlamak için gerekli önlemleri üzerinde bulundurur. Bu önlemler, POS'a uzaktan yazılım yükleme ve yazılım güncelleme faaliyetlerini de kapsar. POS, kaynağını veya bütünlüğünü onaylamadığı yazılımları işleme almadan siler. POS üzerindeki kriptografik anahtarlara ve bu anahtarları işleyen hassas fonksiyonlara erişim kimlik doğrulama kontrolleriyle sağlanır.

b) POS, işleme tabi tutulmakta olan kartlara ilişkin hassas verilere yetkisiz fiziki veya elektronik erişimi engeller.

(3) Üye işyeri anlaşması yapan kuruluşlar, belirleyecekleri bir periyot çerçevesinde, kullanımdaki POS'lar üzerinde koşmakta olan yazılımlarını, amaca uygun olmak kaydıyla kendilerinin belirleyeceği bütünlük ve geçerlilik testine tabi tutarlar.

(4) Üye işyeri anlaşması yapan kuruluşlar POS üzerindeki kendilerine ait yazılımların yüklenmesine ve güncellenebilmesine ilişkin yazılı ve denetlenebilir bir süreç oluşturur, sürecin işleyişine ilişkin gerekli detayda dokümantasyon tutar, kendilerine ait yazılımlarda gizlenmiş, yetkilendirilmemiş veya yazılı olarak kayda alınmamış fonksiyonların POS'ta barındırılmadığına ilişkin güvence oluşturacak düzeyde belgelendirme yapar. POS üzerinde yer alan ve işletim sistemi, bellenim gibi POS'un temel işlevlerini yerine getiren yazılımlar için benzer yapının kurulması sorumluluğu, POS'un bir üye işyeri anlaşması yapan kuruluşa ait olması durumunda söz konusu kuruluşa, aksi durumlarda ise POS sahibi merci tarafından belirlenecek üye işyeri anlaşması yapan kuruluşa aittir.

(5) Üye işyerleri, banka kartları veya kredi kartlarının fiziksel olarak doğrudan kart hamili tarafından bir cihaz üzerinde kullanıldığı durumlar ve Kanunun 20 nci maddesi kapsamındaki işlemler hariç olmak üzere, kartın POS veya POS kullanımının mümkün olmadığı durumlarda harcama veya nakit ödeme belgesi düzenleyen mekanik cihazlar haricinde bir cihaz üzerinden herhangi bir işleme tabi tutulmamasını sağlayacak alt yapıyı tesis ederler. Üye işyerleri, POS'un üye işyeri anlaşması yapan kuruluş sistemleri ile bağlantısını sağlayan alt yapı üzerinde, kartlara ilişkin hassas veriyi tutan, işleyen veya kaydeden bir sistem kuramazlar. Üye işyeri anlaşması yapan kuruluşlar, POS'un kendi sistemleri ile veri iletişiminde asgari seviyede Ödeme Kartı Endüstrisi Veri Güvenliği Standardının (Payment Card Industry -PCI- Data Security Standard -DSS-) şifrelemeye ilişkin hükümlerini dikkate alırlar. Üye işyeri anlaşması yapan kuruluşlar, bu fıkra hükümlerinin üye işyerleriyle yapacakları sözleşmelerde yer almasını ve uygulanmasını gözetmekle yükümlüdürler.

(6) POS üzerinde işleme tabi tutulan banka kartı veya kredi kartından okutulan verilerden, üye işyerinin ihtiyaç duyacağı minimum veri setine karşılık gelen bölümü, bu veri setinin yetkisiz kişilerce ele geçirilmesi durumunda gizlilik ihlaline veya haksız menfaat sağlanmasına sebebiyet verilmemesi hususları da göz önünde bulundurulmak kaydıyla POS'un dış bağlantı ara yüzleri üzerinden aktarılır. Aktarma işlemi, üye işyeri anlaşması yapan kuruluşların POS üzerinde yer alan yazılımları tarafından, taraflar arasında belirlenecek formatta ve şekilde yapılır.

(7) Üye işyeri anlaşması yapan kuruluşlar ve üye işyerleri, harcama ve alacak belgesi düzenleme imkânı olmayan, kart hamili tarafından başlatılan ve internet kullanılarak gerçekleştirilen işlemler için diğer önlemlerle birlikte 3DSecure kart hamili doğrulama teknolojisini içerecek şekilde kart kullanım alt yapısı tesis ederler. Bu fıkra kapsamında gerçekleştirilecek işlemlerde söz konusu altyapının kullanımının zorunlu tutulması, üye işyeri anlaşması yapan kuruluşların ve üye işyerlerinin tercihlerine bağlı olup, zorunlu tutulmadığı durumlarda kullanım kart hamilinin tercihine bağlıdır. Kart hamili dışında kalan Kanun kapsamındaki taraflar, bu fıkra ile getirilen yöntem hakkında kart hamillerini bilgilendirirler.

(8) Üye işyeri anlaşması yapan kuruluşlarca, güvenlik alt yapısının daha kolay tesisi, operasyonel zorlukların en aza indirilmesi, kaynakların verimli kullanımı gibi hususlar yanında, kullanılan POS'ların teknolojik olanakları, kapasiteleri ve kesintisiz hizmet verilmesi kriterlerine göre, taraflar arasında yapılacak sözleşme hükümleri saklı kalmak kaydıyla, aynı POS üzerinde maksimum sayıda üye işyeri anlaşması yapan kuruluş uygulamasının çalışmasını sağlayacak bir yapı oluşturulur.

Bankalar hakkında uygulanmayacak hükümler

Madde 28 - (1) Bankalar hakkında Yönetmeliğin 5, 8, 9, 11, 12, 13, 14, 15, 16 ve 26 ncı maddelerine ilişkin hükümleri uygulanmaz.

Yürürlük

Madde 29 - (Değişik madde: 21/12/2008- 27087 S.R.G Yön/4.mad.)

(1) Bu Yönetmeliğin;

a) 27/A maddesinin birinci fıkrası 1/1/2009, dördüncü, beşinci, altıncı ve sekizinci fıkraları 1/1/2010, üçüncü ve yedinci fıkraları 1/1/2011, ikinci fıkrası 1/1/2014 tarihinde,

b) Diğer maddeleri 1/3/2007 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yayımı tarihinde, yürürlüğe girer.

Yürütme

Madde 30 - (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu Başkanı yürütür.

Ekleri html olarak görmek için fihristi kullanınız.

|
Uzmanlar, bahar aylarının, tüketicileri daha fazla harcama eğilimine sokabileceğini belirterek, özellikle kredi kartı borçlularını, harcamalarda ölçülü olmaları konusunda uyarıyor.

Selçuk Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü Başkanı Prof. Dr. Serdar Altınok, yaptığı açıklamada, dünyayı etkisi altına alan ekonomik krizin Türkiye'de de hissedildiği, bunun etkilerinin artan işsizlik rakamları ve piyasadaki aşırı daralmadan net bir şekilde görüldüğünü söyledi.

Ekonomide yaşanan olumsuzluklara, ay başında açıklanan Mart ayı tüketici fiyatları endeksinin (TÜFE) yüzde 1,10 oranında çıkmasının da eklendiğini dile getiren Altınok, TÜFE'nin yüksek çıkmasında en büyük etkinin bahar aylarıyla birlikte tüketimde yaşanan artış olduğunu vurguladı.

Bahar aylarıyla birlikte giyim başta olmak üzere çeşitli ürün gruplarında değişim yaşandığını, vitrinlerin değiştiğini, çeşitli gıda ve meyve-sebze çeşitlerinin arttığını ifade eden Altınok, bu değişimlerin tüketimi artırıcı etki yaptığını anlattı. Tüketimdeki artışın enflasyonist baskıyı da beraberinde getirdiğini, bunun sonucunda da enflasyon rakamlarının arttığına dikkati çeken Prof. Dr. Altınok, şunları kaydetti: ''Zaten her yıl bahar aylarında tüketiciler, daha fazla harcama eğilimine girerler. Burada baharın getirdiği enerjinin, harcamalara psikolojik etkisi ön plana çıkıyor. Kış ayları boyunca evinde kapalı kalan vatandaş, baharda dışarı çıkıp alışveriş yapmaya daha elverişli hale geliyor. Zaten ülkemizde kredi kartı harcamaları, çoktan ekonomi üzerinde risk oluşturabilecek noktalara ulaşmıştı.

Bahar aylarında psikolojik olarak harcama eğilimi içine giren vatandaş, gözü kara bir şekilde harcama yaparsa, sonrasında daha büyük sorunlar yaşayabilir. Bunun ilk olumsuz sonucu ise kredi kartı borçlarının daha da artması şeklinde karşımıza çıkar.

'' GELİR GARANTİSİ OLMAYANLAR DAHA FAZLA DİKKAT ETMELİ

Prof. Dr. Altınok, bunun için bahar aylarında hesapsız harcamalara dikkat edilmesi, özellikle kredi kartı borçluları veya gelir garantisi olmayan, işini kaybetme riski bulunan kişilerin harcamalarını azaltmaya yoluna gitmesinde büyük yarar olacağını dile getirdi. Önümüzdeki dönemde firmaların üretimlerini ve karlarını artırmak için bahar kampanyalarına daha fazla ağırlık verebileceğine dikkati çeken Altınok,

''Bu kampanyalardan yararlanmayı düşünen kişilerin de hesapları iyi yapmaları gerekiyor. Fiyatların cazibesine kapılarak yapılacak hesapsız harcamalar sadece borçlu kişileri zor durumda bırakmakla da kalmaz, orta ve uzun vadede ülke ekonomisine ciddi de zararlar verebilir'' diye konuştu.

Prof. Dr. Altınok, ekonomide kimsenin henüz önünü göremediğini, kredi kartı borçlarının döndürülemez hale gelmesi durumunda sosyal barışın da bozulabileceğini, bu nedenle harcamalara azami dikkat edilmesinin şart olduğunu sözlerine ekledi.

|
Amerikan Psikiyatri Birliği kriterlerine göre; yoğun olarak televizyon izleyen kişilerde madde bağımlısı kişilerin gösterdikleri özelliklerin çoğu görülebildiği için bu kişiler, ‘bağımlı’ olarak nitelendirilebiliyor.

Amerikan Hastanesi Psikiyatri ve Psikoloji Bölümü’nden Uzman Psikolog Aslı Akkan; her geçen gün yeni bir dizi veya yarışma programının ortaya çıkması ve bu programların çoğunun büyük kitleler tarafından izleniyor olmasını sosyo-kültürel ve psikolojik açıdan değerlendiriyor.

Uzman Psikolog Aslı Akkan’ın verdiği bilgilere göre; kişi televizyon izlediği süre içerisinde kendi yaşam koşullarından ‘yapay olarak uzaklaşarak’, izlediği programın içine giriyor ve hatta kendisini izlediği karakterlerden biri ile özdeşleştirebiliyor. Böylece kısa süreliğine de olsa sorunlarını unutan kişi, seyrettiği programın aksiyonu içerisinde gerçek yaşamdaki sorunlarını geride bırakırken; özdeşleştiği karakter ile ‘modelleme’ gereksinimini de karşılıyor.

VKV Amerikan Hastanesi Psikiyatri ve Psikoloji Bölümü’nden Uzman Psikolog Aslı Akkan; çoğu zaman farkında olmayarak, televizyon aracılığı ile sorunlarından uzaklaşmak ve modelleme ihtiyacını karşılamak isteyen bireylerin, ağırlıklı olarak bağımlı kişilik yapısına yatkın olduklarını belirtiyor. Uzman Psikolog Aslı Akkan gündemdeki yarışma programları ile televizyonun bireyin hayatına yeni bir sosyo-kültürel hatta psikolojik boyut kattığını dile getiriyor. Uzman Psikolog Aslı Akkan, bu tarz programları izlemenin önce alışkanlığa daha sonra ise bağımlılığa dönüştüğünü ifade ederek, bu süreci şöyle değerlendiriyor: "Pop müzik, dans ve oyunculuk yarışması gibi programlar, "eğlence" adı altında özellikle gençleri hedef alıp, ucuz şöhret ve kısa yoldan maddi kazanç vaat ederek; emek ve nitelikli çalışma ile elde edilebilecek kazanımların yerini, bir anlamda şans oyunlarına bırakmaya özendiriyor. Olası bir ‘kaybetme’ sahnesi sonucunda ise özellikle abartılarak yaratılmış bir hüsran ile estirilen bu acı dolu hava, seyircilerde depresif belirtilerin bile ortaya çıkmasına yol açabiliyor. Seyirci bir bakıma kendi sorunlarını ekrandaki kişinin acısı ile yapay olarak değiştirerek, bir süreliğine kendini avutuyor."

Uzman Psikolog Aslı Akkan, psikoloji açısından televizyon bağımlılığının öğrenme kuramları ile açıklanabileceğini ifade ediyor. VKV Amerikan Hastanesi Psikiyatri ve Psikoloji Bölümü’nden Uzman Psikolog Aslı Akkan; Edimsel Şartlanma Teorisi’ne göre; bağımlılık yapan maddenin (televizyon) kullanımı sonrası/sırasında birey üzerinde oluşan olumlu hislerin ya da kaybolan olumsuz duyguların ‘madde kullanımına devam edilmesi’ için sebep teşkil ettiğini belirtiyor. Uzman Psikolog Aslı Akkan, televizyonun aşırı derecede izlenmesi ve bağımlılık yaratması sürecini şu şekilde açıklıyor: "Birey televizyonun sunduğu sürekli değişen uyarıcılar (dekor, ses efektleri, biçimsel değişiklikler, kamera açı kullanımları vb.) karşısında refleksif olarak etkileniyor ve televizyona yöneliyor. Birey, televizyon izledikten sonra da fizyolojik açıdan rahatlama hissediyor. Hissedilen bu rahatlatıcı duygular ise televizyon izleme davranışının sürekli yapılan bir alışkanlık ve hatta bağımlılık haline gelmesine yol açıyor. Ayrıca tıpkı diğer bağımlılık yapan maddelerde olduğu gibi bağımlılığı yapan maddenin ortadan kaldırılması halinde; kişi bu maddeyi arıyor ve yoksunluk belirtileri gösteriyor."

Tüm diğer bağımlılıklarda olduğu gibi televizyon bağımlılığı ile baş edebilmek için önemli bir gayret, irade ve istek gerektiğinin altını çizen Uzman Psikolog Aslı Akkan, bu yönde atılacak ilk adımın da ‘farkındalığı artırmak’ olduğunu vurguluyor. ‘Farkındalığı artırmak’ için izlenen tüm programların kişi tarafından kaydedilmesini tavsiye eden VKV Amerikan Hastanesi Psikiyatri ve Psikoloji Bölümü’nden Uzman Psikolog Aslı Akkan, böylece izlenen programlardan hangilerinin fonksiyonel, yararlı ve eğlendirici olduğu hakkında bireyin bilinçleneceğini açıklıyor. Daha sonra ise ‘alternatif etkinliklere yönelmeyi’ öneren Uzman Psikolog Aslı Akkan, bireyin çeşitli alternatif uğraşlar ile ilgilenebileceğini belirtiyor.

Uzman Psikolog Aslı Akkan, bireylerin televizyonu, güncel olayları takip etmek ve gündemi yakalamak için de bir araç olarak gördüklerini; daha hızlı bir erişim kaynağı olduğu için televizyonun, gazete ve kitabın yerini aldığını açıklıyor. Uzman Psikolog Aslı Akkan, güncel olayları takip etmek ve gündemi yakalamak isteyenlerin işin kolayına kaçarak televizyona yöneldiklerini ifade ediyor. VKV Amerikan Hastanesi Psikiyatri ve Psikoloji Bölümü’nden Uzman Psikolog Aslı Akkan, televizyon bağımlılığından kurtulmanın yanı sıra bu son derece yararlı ve hızlı iletişim aracından, seçici izleme yöntemi ile verimli bir şekilde yararlanılabileceğine dikkat çekiyor.

Madde bağımlısı kişilerin gösterdikleri özellikler*

• Bir maddeyi kullanarak çok fazla zaman geçirilmesi (Günde ortalama 3–4 saat televizyon izlenmesi; televizyon izlemenin, bir gün içerisinde çalışma ve uyuma dışındaki en uzun faaliyet olması)
• Bağımlılık yaratan madde kesildiğinde ya da azaltıldığında yoksunluk belirtilerinin ortaya çıkması (Bir televizyon programı izlenirken elektrik kesilmesi ya da herhangi bir engel ile karşılaşıldığında bireyin aşırı tepki vermesi)
• Madde kullanımı nedeni ile sosyal, mesleki ve kişisel etkinliklerin azalması ya da tamamen bırakılması (Televizyon izlemek için sosyal bir toplantıya katılınmaması; spor yapılmaması; ertesi gün işe uykusuz gidilmesi)
• Maddenin tasarlandığından daha uzun ve yüksek miktarlarda alınması (Haftada 1-2 dizi izlenirken, her gün başka bir dizi arayışına gidilmesi; seyredecek bir program bulunamadığında ‘zaplama’ alışkanlığın doğması ve bireyin televizyon seyretme süresini artırma eğiliminde olması)
• Fiziksel ya da ruhsal sorunların ortaya çıkmasına ya da artmasına rağmen madde kullanımının sürdürülmesi (Birikmiş ödevler varken, o gün kimin A yarışmasından eleneceği ile ilgilenilmesi; dinlenme ihtiyacına rağmen uykusuz kalmanın göze alınması)

* Amerikan Psikiyatri Birliği kriterlerine göre

|
Çok az sayıda insanın şanslı şekilde iyimser olarak doğmasına karşın, iyimserlik, kötümser yapıda olanlar için bile, biraz gayret göstererek öğrenilebiliyor.

Bardağı boş ya da dolu tarafından görmenin, sadece kişinin hayata bakışını değil, uzun ve sağlıklı bir yaşam sürmesini de etkilediği belirlendi.

A.B.D.'de Pittsburg Üniversitesi tarafından yürütülen ve internette yayımlanan araştırma, iyimser yapının yaşamın zorlukları ve stresle mücadelede kişiye avantaj sağlamasının yanı sıra sağlıklı ve uzun yaşamın kapılarını da araladığını ortaya çıkardı.

Kadın Sağlığı Girişimi Programı kapsamında 1994 yılında başlayan çalışmada, 100 bini aşkın 50 yaş ve üzerindeki kadınla görüşülerek, bu kişilerin karakter özellikleri tespit edildi ve sağlık durumları takibe alındı.

Çalışmada, kötümserlerin kalp krizinden ölme riskleri, ''hayata daha pembe gözlükle bakanlara'' oranla yüzde 30, kansere yakalanma riskleri yüzde 23 daha fazla. Uzmanlar, benzer durumun yüksek tansiyon ve şeker hastalıkları için de söz konusu olduğunu belirtiyor.

Sigara kullanımıyla kötümserlik arasında da ilişki olduğuna işaret edilen araştırmayı ekip adına kaleme alan Pittsburg Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde görevli Doç. Dr. Hilary Trindle, şu ifadeleri kullandı: ''Eğitim düzeyi, gelir düzeyi, yaşam alışkanlıklarınız farklı olsun, fiziksel olarak aktif olup olmayışınız, içki ya da sigara kullanıp kullanmadığınızdan bağımsız olarak, her durumda iyimser yapıdakilerin daha düşük riske sahip olduklarını gördük. Bu ilişkinin, tüm diğer faktörlerden bağımsız olması, araştırmayı yapan bizleri de şaşırttı.''

Uzmanlara göre, ''çok az sayıda insanın şanslı şekilde iyimser olarak doğmasına karşın'', genelde iyimserlik, kötümser yapıda olanlar için bile, biraz gayret göstererek öğrenilebiliyor.

ABD'deki araştırmanın ''malumu ilan ettiğini ve rakamlara dökmeyi başardığını'' ifade eden Dahiliye ve Gastroentereloji uzmanı Dr. Önder Çolakoğlu, diyabet, kalp ve şekerin içinde bulunduğu bütün kronik hastalıkların temelinde, vücutta bazı hormonların salgılanmasındaki aksaklıkların bulunduğunu belirterek, ''Sıkıntı ve stres ise bu dengenin bozulmasını ciddi şekilde etkiler'' dedi.

Stres, karamsarlık içinde bulunan kişilerin vücut dengelerinin bozulduğunu, bu durumun da çeşitli hastalıklara davetiye çıkardığını kaydetti. Hastaların genellikle kronik bir hastalığa yakalandıktan sonra daha az stresli ve gergin bir yaşama kendilerini alıştırmaya çalıştıklarını, oysa önemli olanın hastalığa yakalanmadan önceki evrede bu alışkanlığı kazanmak olduğunu ifade eden Çolakoğlu, şöyle konuştu:

''Hastalığa yakalandıktan sonra, stresten uzak durmaya çalışmak, hayata daha iyimser yaklaşmak, tedavinin yalnızca bir parçasıdır, tek başına çözüm değildir. Oysa, endişeleri, sıkıntıları, karamsarlığı geride bırakmak, hastalıklara yakalanmamak için bize yardımcı olur.

|
21 ülkenin yer aldığı “Bir Bakışta Toplum" isimli raporda, Türkiye'nin akıl sağlığı son sıralarda yer aldı!

OECD’nin “Bir Bakışta Toplum" raporunda üye ülkelerin “Akıl Sağlığı İndeksi" de yer aldı. Derlenebilen 21 ülkenin verilerinden oluşan indekste Türkiye’nin sonuncu çıkması kaygı yarattı.

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) kapsamında orta düzeyde akıl sağlığı sorunlarının yüzde 48, ciddi sorunların ise yüzde 31 oranında tedavi gördüğü belirtilirken birçok ciddi vakanın ise tedavi edilmediğine dikkat çekildi.


-GÖRECE ZAYIF-

Raporda, “21 ülke arasındaki akıl sağlığı indeksi Türkiye’de akıl sağlığı durumunun göreceli olarak zayıf bulunduğunu Norveç’te ise olumlu düzeylerde bulunduğunu ortaya koymuşturé denildi. Türkiye’nin bu alanda içinde bulunduğu olumsuz durum, rapora konulan bir tabloda da açıkça görüldü. Akıl sağlığı açısından Polonya ve İtalya’nın da zayıflıkları bulunduğuna, Hollanda, İrlanda ve Almanya’nın göreceli iyi durumlarına dikkat çekilen raporda, “Akıl sağlığı indeksinin orta bölümlerinde ülkeler arasında büyük bir değişkenlik yokturö denildi. Akıl Sağlığı İndeksi’nde, 21 OECD ülkesi olumludan olumsuza doğru şöyle sıralandı: Norveç, Hollanda, İrlanda, Almanya, Danimarka, İsveç, Belçika, İspanya, Finlandiya, Lüksemburg, Macaristan, Fransa, Çek Cumhuriyeti, İngiltere, Slovak Cumhuriyeti, Yunanistan, Avusturya, Portekiz, Polonya, İtalya, Türkiye.

|
Dünya Sağlık Örgütü'nün verilerine göre doktora başvuran her dört hastadan birinin yakınmalarının altında psikolojik sorunlar yatıyor. Peki, yakınmaların psikolojik mi fiziksel mi olduğunu nasıl anlarız? Yazımız bu konuda önemli ipuçları veriyor

Çeviri: Mehmet S. Adın

Frankfurt Üniversitesi Hastanesi'nden psikoterapist Anglija Stirn "İşyerinde başarısızlık korkusu ya da bir aile ferdinin yıpratıcı bakımı veya aile içi huzursuzluklar böbreklerde bile hasar meydana getirebiliyor. Bu tür psikolojik kökenli hastalıklarda son yıllarda büyük artış var" diyor. Zayıf kıkırdak dokusuna tasa, kaygılı ruh hali, üzüntü eklenince omurlar arasındaki diskler bile çökebiliyor. Hassas, duyarlı cildi olanlarda, psikolojik bir sorun, engellenemez kaşıntı krizleriyle karşı karşıya bırakabiliyor kişiyi. Dr. Anglija Stirn "Her insanın zayıf bir noktası vardır" hatırlatmasını yapıyor. Bazen tedaviyle iyileştirilmiş hastalıklar, örneğin eski bir mide sorunu psikolojik bir travma sonucunda yeniden eziyet çektirebiliyor. Çoğunlukla ağrılar gerçek bile değildir.

Ağrılar uzun süreli ve değişkense arkasında psikosomatik bir neden olabilir
Örneğin stres altındaki birinin gerginliği kaslarına yansır. Stresin sürmesi durumunda kaslardaki gerginlik doruk noktaya ulaşır ve bir süre sonra ense ve sırt ağrılarına yol açar. Buna bağlı olarak böbrek üstü bezlerinden alamı hormonlarının salınımı artar ve bağışıklık sistemini zayıflatır. Bu da ağrılara yatkınlığı arttırır. Beyin bu vücut ağrılarına karşı zamanla hassaslaşır ve küçük bir uyarıya karşı bile güçsüzleşir.

Belirtilerin izini sürün
Psikosomatik yakınmalar ile gerçek fiziksel hastalıkların ilişkisi hala birçok bilimsel araştırmanın konusu. Psikosomatik yakınmaları olanlar muayenehane, muayenehane dolaşıp sorunlarının çözümünü ararken çoğunlukla altında yatan psikolojik neden doktorlar tarafından belirlenemiyor. Yani her gün onlarca hasta gören ve hastasına sınırlı zaman ayırabilen doktorlar, aslında basit bir soruşturmayla belirlenebilecek ve çözümlenebilecek sorunun çoğu kez farkına varmıyorlar. Bu yüzden hastaların öncelikle kendi doktoru olması psikolojilerinin hangi durumlarda SOS verdiğini bilmesi gerekiyor. Örneğin inatçı, çözümsüz mide ya da sırt ağrıları olanların bir kan testinden geçmekten mi yarar sağlayacağını bilmesi gerekiyor. Belki de bu kişi kasları rahatlatıcı bir egzersiz programından, tıbbi tedaviden çok daha fazla yarar sağlayacaktır.

Vücudunuzun mu ruhunuzun mu yardıma ihtiyacı var?
Bir sağlık sorununda yakınmalarınızın psişik kökenli olup olmadığını anlamanız için basit ipuçları, sorunun çözümlenmesini de kolaylaştırır. İşte ipuçları:

• Çeşidi yakınmalar arasında bir bağlantı kurulamıyorsa psikolojik neden daha olasıdır. Örneğin cilt problemleri, uyku bozukluğu, mide ağrıları ile değişim gösteriyorsa, bunun hiçbir şekilde organik bir nedeni yoktur.
• Rahatsızlık özellikle bazı etkinlikler öncesi ortaya çıkıyor ya da ağırlaşıyorsa (sınav öncesi, çalışanlarda haftanın ilk günü vb.) altında psikolojik neden aranmalıdır.
• Psikosomatik sırt yakınmaları kendini sıklıkla bunaltıcı, devam eden baskıyla gösterir. Bu ağrılar bazı keskin hareketler ve pozisyonlarla bağlantılı değildir.
• Klasik ağrı terapilerine yanıt vermezler.
• Tipik psikosomatik mide-bağırsak yakınmalarında kabızlık, onu izleyen ishal, makatta kan, ateş ve halsizlik yoktur. Eğer bu belirtiler varsa organik bir rahatsızlık araştırılmalıdır.
• Duygusal kalp yakınmaları (psikolojik nedenli) kendini dar, havasız bir ortamda kalmış gibi bir duygu ve kalbin un neredeyse boğazda hissedilme ortaya çıkar. Organik kalp sorunları ise; sol omuzda, sol kolda ve ye kadar yayılan ağrı vardır. Bunun dışında soğuk soğuk terleme ve dolaşım bozuklukları da kalp rahatsızının işaretleridir.
• Bazı deri hastalıkları vardır ki onlarda stres, gerilim tetikleyici neden olabilir. Örneğin, neuroderma, sedef ve kontakt dermatitis bunlar arasındadır.
• Halsizlik ve kronik yorgunluk ruhun klasik SOS'leridir. Psikosomatik hastalıklar ve yeme alışkanlığının bozulması depresyonu takiben olabilir.
• Bazen rüyalardan da ruhun baskı altında olduğu işareti alınır. Deneyimler göstermiştir ki psikolojik olarak gergin olanlar ya daha az rüya görüyorlar ya iç görmüyorlar.
• Ağrılar uzun süreli, değişken ve nereden kaynaklandığı belirlenemiyorsa arkasında psikosomatik bir nedenin olduğu tahmin edilmelidir. Organik kökenli ağrılarda ani, giderek artan, vücudun belli noktalarını hedef alan ağrılar söz konusudur.
• Genel olarak; eğer belirtiler için bir hastalık nedeni bulmak zor ise psikolojik durumları ve sosyal faktörleri göz ide bulundurmak akıllıca olur.

Stres ve korku organizmayı da bozar
Sıklıkla insan açık olarak psikolojik ve organik neden arasında kesin bir çizgi çekemiyor. Çünkü elle tutulur hastalıkların çoğunda duygular büyük rol oynar. Stres ve korku ise organik hastalıkların nedenlerini güçlendirir. Bir dişli gibi iç yaşantımızı, vücutsal tepkilerimizi kavrar ve birbirine karıştırır" diyor psikosomatik tıp ve psikoterapi uzmanı Dr. Irmgard Pfaffinger. Bunun için Columbia'daki Ohio Eyaleti Medikal Merkizi'nde yapılan bir araştırma gerginlik ve stresin alerjiyi azdırdığını belirtiyor. Muayenede test edilen kişilerden bir bölümünün rahat bir şekilde dergi okuması, diğer bölümünün 10 dakika süren bir konferans vermesi isteniyor. Denekler bu eylemlerinin hemen ardından teste alınıyorlar. Konferans veren deneklerde alerjik belirtilerin iki kat fazla olduğu görülüyor. Dr. Pfaffinger, alerjik reaksiyonları olanları uyarıyor ve diyor ki: “çözüm pahalı bir tedavi değildir sıklıkla özel hayatın yüklerinden kurtulmaya çalışmak, stresi iyi yönetmek, sorunu ortadan kaldırmaya yeter.”

Ağrıyla nasıl baş edilir?
Birçok yöntemle psikosomatik sorunlar giderilebilir. Örneğin kendi kendine stres giderme ve kas dinlendirme vücuttaki ve ruhtaki gerilimleri giderir. Biyolojik geri bildirim hastanın iç dünyasıyla vücut fonksiyonları arasındaki bağlantıyı öğrenmesine yardım eder. Hafif güç harcayarak sürekli yapılan sporlar vücudun kendine güvenini yeniler ve ağrıyı kovma gücünü arttırır.

Grup terapisi iyi gelebilir
Grup terapisi de sorunun çözümünde yardımcı olur. Berlinli psikoterapi uzmanı Ralf Raffael Brentano, "Gaip terapilerine katılan hastalar diğer hastaların rahatsızlıklarıyla nasıl savaştıklarını görürler; bu hastaları güçlendirir" diyor.

Beslenme Diyet Dergisi

|
“Sosyal fobi”, kimi zaman kişinin çalışma ortamında başarılı bile olsa gerçek performansını devamlı hata yaparım endişesi ile gösterememesine ve başarısız olmasına yol açabilen psikiyatrik bir hastalık olarak gösteriliyor…

Nöroloji Uzmanı Dr. Mehmet Yavuz, sosyal fobi nedeniyle özgüveni olmayan kişilerin, güvensizliği atmaya yardımcı olması için chat yapmayı öneriyor. Dr. Yavuz, güzel kadınların erkeklerde sosyal fobiye neden olan bir unsur olduğuna dikkat çekti.

Nelerden korkmuyoruz ki... Kimimiz uçağa binmekten, kimi yanlış bir kelime sarf ederim endişesiyle konuşmaktan, kimi yüksek bir yere çıkmaktan, kimi başarısız olurum diye kendini işinde iyi ifade edememekten korkuyor. Ama öyle korkular var ki; “Bundan da korkulur mu?” denecek türden. Türk insanının karakteristik özelliği olan “utangaçlık” son zamanlarda birçok kişide “hastalık seviyesine” yükseldi. Her 10 kişiden birinin sosyal fobisi var.

Nöroloji Uzmanı Dr. Mehmet Yavuz, psikiyatrik bir hastalık olan “sosyal fobi”ye sahip kişilerin, normal seviyede utangaç olanlara oranla iletişim kurmakta daha da zorlandığını ve bu sırada vücut fonksiyonlarının değiştiğini belirtti. Bu kişiler bir toplulukta kendilerine söz verildiğinde ya da tanımadığı insanlarla iletişim kurarken terler, heyecanlanırlar. Konuşurken tutukluk, kekeleme, yüz kızarıklığı ve seste titreme olur ve sosyal fobik kişiler bu endişeleri yüzünden kendilerini girdikleri tüm ortamdan soyutlarlar. Bu tür şikâyetleri olanların bir hekime mutlaka başvurması gerektiğini söyleyen Dr. Mehmet Yavuz, “Kendi kendini ne kadar tedavi etmek isteseler de bunu başaramaz ve kötü sonuçlarla karşılaşırlar” diye konuştu.

Kariyerinizdeki etkisi

Sosyal fobisi olan kişilerde yöneticileriyle ya da yetkilileriyle konuşmada ve haklarını savunmada güçlük çekme, hayır diyememe, aşağılanma ve başaramama düşüncelerinin sıklıkla görüldüğünü söyleyen Dr. Mehmet Yavuz, “Sosyal fobi kişinin mesleki ortamında başarılı bile olsa gerçek performansını devamlı hata yaparım endişesi ile yapamamasına ve başarısız olmasına sebep olur.” dedi.

Özgüveninizi chat yaparak kazanın

Sosyal fobinin çok rahatlıkla giderilebilecek bir hastalık olduğunu belirten Dr. Yavuz, şu önerilerde bulundu: “Bu kişiler, eğer hekime başvurmak istemiyorlarsa, kendi kendine yapabilecekleri bazı çalışmalarla, bu sorunu en az düzeye indirebilirler. Toplum içinde konuşmaya çekinen bu kişiler, aynanın karşına geçip kendine kendine konuşabilir, en yakın arkadaş ve güvendiği kişilerin önünde hikâye, fıkra ve anılarını anlatabilirler. Spor, tiyatro, sinema gibi sosyal ve kültürel faaliyetlerle ilgilenebilirler.”

Nöroloji uzmanı Mehmet Yavuz, sosyal fobiyi yenmenin diğer bir yolunun da internette chat yapmak olduğunu vurguladı. “İnternette chat yapılması da bu insanların üzerinden bir nebze de olsa çekimserliğin güvensizliğin atılmasına yardımcı olacaktır” diyen Dr. Yavuz, insanların sanal ortamda sohbet ederken kendilerini daha rahat hissettiklerini, düşüncelerini ve hissettiklerini özgürce ifade edebildiklerini hatırlattı. Dr. Yavuz, “Bir süre sonra sanal ortamda kazandığı rahatlık ve özgüvenle iletişim kurmaları daha kolay olabilir’’ diye konuştu.
Güzel kadınlar da fobi unsuru
Erkeklerde de sıkça rastlanan ‘Sosyal fobi rahatsızlığı’’ erkeklerin en çok güzel kadınlardan korkma, terk edilme, acı çekme gibi endişelere yol açtığını söyledi.

Yüzlerce fobi türü arasında ilginç olanlardan bazıları şöyle: Ablütofobi (Yıkanmadan korkma), Amnezifobi (Hafızasını kaybetmekten korkma), Arakibutirofobi (Yer fıstığı ezmesini yerken damağa yapışmasından korkma), Batrakofobi (Kurbağa, semender gibi amfibyen hayvanlardan korkma), Bibliofobi (Kitap korkusu), Eisoptrofobi (Aynalardan korkma), Filemafobi (Öpmekten ya da öpüşmekten korkma), Filofobi (Sevmekten, âşık olmaktan korkma), Geliofobi (Gülme korkusu), Haptofobi (Dokunulmaktan korkma), Koulrofobi (Palyaçodan korkma), Ksantofobi (Sarı renkten korkma), Lökofobi (Beyaz giymekten korkma), Peladofobi (Kel insanlardan veya kel olmaktan korkma), Pogonofobi (Sakaldan ya da sakallı kişilerden korkma), Pteronofobi (Kuş tüyünden korkma), Politikofobi (Politikacılardan korkma), Pupafobi (Kuklalardan korkma), Triskaidekafobi (13 sayısından korkma), Venüstrafobi (Güzel kadınlardan korkma).

|
Otomobil kullanırken radyoda naklen maç dinlemenin sürücünün dikkatini dağıttığı ve kaza yapma riskini artırdığı belirlendi

Leicester Üniversitesi’nce bir sigorta şirketi için yapılan ve sürücülerin simülatörde otomobil kullandığı testte, radyoda anlatılan maçın sürücüyü nasıl etkilediği gözlendi. Bulgulara göre, oyunun temposunun artması, gol atılması veya hakemin penaltı kararı vermesi gibi hallerde sürücünün trafiğe yönelik dikkat odaklanması azalıyor.

SÜRÜCÜLERİN üçte biri gol olunca tezahüratta bulunmak için elini direksiyondan çekiyor. Sarı veya kırmızı kart gösterilmesi de sürücülerin birden hızlanması veya yavaşlamasına ya da şerit değiştirmesine neden oluyor. Direksiyondayken naklen maç dinleyenler maçın sonuna doğru daha fazla hata yapmaya da başlıyor.

|
Dünyada yapılan birçok araştırmanın da gösterdiği üzere sağ ve sol beyin farklı fonksiyonlara sahiptir. İşte meslek seçimlerimizde beynimizin etkisi...

Vücudumuzun patronu olarak nitelendirebileceğimiz, en önemli organımız beyin genel olarak bir bütün olsa da, sağ ve sol yarımküreleri farklı farklı misyonlara sahiptir.Reem Nöroloji Merkezi kurucu doktoru Mehmet Yavuz, sağ ve sol beyin yarımkürelerinden baskın olan tarafa göre kişinin yeteneklerinin, mesleğinin hatta zekâsının farklı olacağını belirtiyor. Sol beynin konuşma ve duygu durum merkezini barındırması sebebi ile sağ beyinden daha önemli görevler üstlendiğini ve daha baskın olduğunu belirten Dr. Yavuz, sağ beyinin de özellikle boyut ve hacim değerlendirmelerinde ön plana çıktığını, bilgiyi şekil ve hayal gücü ile işlemede önemli görev üstlendiğini ekliyor…

Sol beyin matematiksel yetenekleri, sağ beyin ise mühendislik yeteneklerini ön plana çıkarır…

Dünyada yapılan birçok araştırmanın da gösterdiği üzere sağ ve sol beyin farklı fonksiyonlara sahiptir. Sağ beynin baskın olduğu kişilerde bilgiyi şekil ve hayal gücü ile işleme özelliği gelişmiştir. Yani estetik zeka için sağ beyine ihtiyaç olmaktadır. Mühendislik, mimarlık, yazarlık, müzisyenlik gibi mesleklere sahip kişilerin sağ beyin özelliklerinin baskın durumda olduğunu önemle vurgulayan Dr. Yavuz, ‘Sağ beyin fonksiyonları iyi olmayan kişilerden iyi şair, besteci, mimar çıkmayabilir.’ yorumunda bulunuyor…
Lider kişiler beynini global olarak iyi kullanıyor…

Beynin iki yarımküresini birbirine bağlayan korpus kallosum adlı sinir lifleri yaptığı köprüsel yapı sayesinde bilgi alışverişini sağlıyor. Korpus kallosum ne kadar iyi gelişmiş ise insanın bir bütün olarak beyinsel yeteneklerini sergilemesi ve beynini bir bütün olarak global maksimum kullanması o kadar artıyor ve üst düzeye çıkıyor. Dr. Mehmet Yavuz ‘Eğer korpus kallosum iyi gelişmemişse o zaman sağ ve sol beyinden hangisi baskın ise kişi o özellikleri ön plana çıkararak hayatını sürdürür. Toplumda lider kişilerin, beynini global olarak iyi kullanmayı beceren kişiler olduğunu söyleyebiliriz. Bu kişilerde beyin ve vücut ilişkileri çapraz yürür. Dolayısı ile korpus kallosum un yetersiz geliştiği kişiler, lider olma vasıflarını taşıyamazlar. ’ diyor.

Sağ ve sol el kullanımı meslek seçiminde etkili…

Sağ ve sol el kullanımı ile hangi beynin daha baskın olduğu arasında önemli bir ilişki olduğunu belirten Dr. Yavuz, ‘Günlük hayatta sol elini kullanan kişilerin sağ beyinleri baskın durumdadır. Eğer kişi sağ elini kullanıyorsa o zaman da sol beyin baskındır. Bu nedenle şunu diyebiliriz ki, solak olanlarda sağ beyin baskın durumda olacağı için, bunlarda mimarlık yeteneği ve müzisyenlik kabiliyetleri iyi gelişmiştir. Sağ ve sol beyni baskın kişiler matematiksel yeteneğe sahip olabilir ancak sağ beyin daha çok matematiğin geometri, sol beyin ise cebirsel bölümü ile ilgilenir. Buradan şu netice çıkıyor ki, solak olan bir çocuğun, mimarlığa ya da güzel sanatlara yönlendirilmesi gerekebilir. Bireyin, fen ya da konuşma becerisi gerektiren avukatlık veya pazarlama gibi bir meslekle uğraşması hata olabilir. Çünkü sol beyin konuşma becerilerinde rol oynar. Eğer solak bir kişi hukuk mesleğini seçmişse avukatlığı değil estetik muhakeme yeteneğine yönelten sağ beyinden dolayı hakimliği tercih etmelidir.’ diyor.

Hangi beyniniz daha baskın…

Sağ elini kullanan kişilerde sol beyin özelliklerinin, sol elini kullananlarda ise sağ beyin özelliklerinin baskın olduğunun altını çizen Dr. Mehmet Yavuz, kişilerde hangi beynin daha belirleyici olduğunu gösteren testler olduğunu belirtiyor ve herkesin yapabileceği, basit bir test örneği veriyor…

Okuldayken hangi dersleri daha çok severdiniz?

a)Türkçe, resim, sosyal vb.
b)Fenle ilgili olanları.

2-Hangi tip sporları yapmaktan hoşlanırsınız?

a)Tek başına yapılan sporları
b)Takım sporlarını.

3-Gördüğünüz rüyaları hangi sıklıkta hatırlarsınız?

a)Çoğunlukla hatırlarım,

b)Ender olarak hatırlarım.

4-Ellerinizi ve mimiklerinizi konuşurken ne sıklıkta kullanırsınız?

a)Çok kullanırım

b)Çok az kullanırım.

5-İki elinizin parmaklarını birbirine geçirerek kapatın. Hangi elinizin baş parmağı üstte kalıyor?

a)Sağ
b)Sol

6-Şu an saatin kaç olduğunu tahmin edin, şimdi saate bakın, yanılma payınız ne kadar?

a)On dakikadan fazla,
b)On dakikadan az.

7-Aşağıdakilerden hangisini daha kolay hatırlarsınız?

a)İnsanların yüzlerini,
b)İnsanların isimlerini.

8-İki gözünü açık tutarak elinizdeki kalemi, bir cam kenarı veya kapı kenarı ile hizalayın. Önce sol gözünüzü, sonra sağ gözünüzü kapatın. Hangi gözünüzü kapatınca kalem daha az oynuyor?

a)Sağ gözümü kapatınca
b)Sol gözümü kapatınca

DEĞERLENDİRME

"A" ların sayısı fazla ise, SAĞ beyniniz daha gelişmiştir...

Ben SAĞ beyinli biriyim, çünkü...
Hayal ederim, sanatı severim, sanatsal becerilerimle şaşırtırım
Hissederim, iyi şiir ve roman yazabilirim
Koku ve tat gibi duyularım gelişmiştir.
Sezgilerimi kullanırım ve içgüdülerim kuvvetlidir
Yeni şeyler üretirim
Subjektifim
Boyutları iyi algılarım
Bir bütün olarak görürüm
Duygularımla hareket ederim


B" lerin sayısı fazla ise, SOL beyniniz daha gelişmiştir...

Ben SOL beyinli biriyim, çünkü...
Mantık yürütürüm
Sınıflandırma ve tasnife önem veririm
Analitik düşünmeye çalışırım
Matematiksel işlemlerden sıkılmam
Dili iyi kullanırım ve ikna kabiliyetim iyidir
Bütünü değil parçayı görürüm
Sistemli ve disiplinli çalışırım
Objektif davranırım

|