Çoğu aile şirketinin üçüncü kuşağa geçmeden dağılıp gittiğini gözlemleyen uzmanlar, bu tip şirketler için kurtuluş reçetesini kurumsallaşmakta görüyor. Hazırlanan 'Aile Anayasaları' yapıyı sağlamlaştırıyor

Aile şirketlerinin birinci neslin psikolojik baskısı, profesyonellerin aileyi yanlış yönlendirmesi ve aile içi çatışmalar gibi birçok sorun yüzünden üçüncü kuşağa erişemeden batma tehlikesi geçirdiğini belirten uzmanlar, kurtuluş reçetesini kurumsallaşmada görüyor. Koç, Sabancı, Eczacıbaşı, Doğuş, Toprak, Alarko, Ülker, Yeni Karamürsel, Vakko ve Ulusoy'u başarılı aile şirketlerine örnek olarak gösteren Prometheus İnsan Kaynakları firması, oluşturduğu 'Aile Anayasaları' ile geleneksel aile şirketlerinin kurumsallaşmasına yardımcı oluyor.

Prometheus'un Genel Müdürü Yücel Atış, bu konuda şu bilgileri veriyor:

'Türkiye'de en yaygın (yüzde 90) şirketleşme modeli aile şirketleri. Çoğu üçüncü nesle geçerken yok olma tehlikesi yaşıyor. Bunun için Türkiye'deki 16 aile şirketine Aile Anayasaları hazırladık. Eşitlik ilkesini temel aldık. Bu anayasa, aile içi ve dışı kurumsallaşma, şirket hayatının uzaması, krizlere dayanabilme, nesilden nesile güçlenerek geçebilme konularında en etkili araçlardan biri. Proje, İstanbul başta olmak üzere Ankara, İzmir, Konya, Manisa, Denizli, Tekirdağ, Bursa, Adana, Eskişehir, Malatya ve Gaziantep'teki şirketlere uygulandı.

Uçan kuşu bilen patron

Atış, aile şirketlerinin tipik özellikleri ve sorunlarını da şöyle anlatıyor:

# Yönetim kültürü genellikle yarı otoriterdir.

# Kararları günlük veya haftalık ağırlıklıdır. Uzun soluklu düşünmek yerine koku alma yaklaşımı öne çıkar.

# Genelde her konudan haberdar olmak isterler.

# 'Sen yetkini kullan ama bir haber ver lütfen' derler.

# Kendi gizli-açık hesapları ile şirket hesabı çoğu zaman karışır.

# Kendi şirketlerine ani baskınları sever baskınlarında genelde hata ararlar.

# Maaş konusunda elleri sıkıdır. Ama hiç umulmadık kişilere yüksek ücret öderler.

# İspiyon sistemini formal bilgi akışına tercih ederler.

# Eleman seçiminde eş, dost, hemşehrilik bağı öne çıkar.

# Patron kimliği ve kültürü, kurum kimliği ve kültürüne baskındır.

# Kolay dolduruşa gelirler, çabuk karar verirler ve sık karar değiştirirler.

# Kendilerini en iyi görür ve rakipleri önemsemezler.

# Eğitime önem verirler ama bunun için para harcamayı sevmezler.

Gelin kaynana sendromu

Aile şirketlerinde genellikle şu sorunlarla karşılaşılır:

# Profesyonellerin aileyi yanlış yönlendirmesi, aile içi çatışmaları kullanması.

# İşlerin büyümesi ve kardan daha fazla pay istenmesi.

# Nesiller arasında su yüzüne çıkmayan gizli çatışmalar.

# Yanlış danışman seçilmesi.

# Aileye yeni katılan gelin ve damatların sorun yaratması.

# İyi profesyonel ekip kuramamak.

# Birinci neslin psikolojik baskısı.

# Ödüllendirme eksikliği.

# Özel hayatların işi negatif etkilemesi.

# Zaman planlama ve revizyon eksikliği

# Ölüm, kayıp gibi olağanüstü durumlara hazırlıklı olmamak.

# Toplantıları düzenli yapmamak (AA.)



Aile içi çekişmeler hiç birine yaramadı

Binlerce insana iş imkanı sağlayan, milyar dolarlık cirolara ulaşan holdingler patronun ölümüyle iflasın eşiğine geliyor. Bezmenler'den Komililer'e, Süzerler'den Ulusoylar'a, Türkiye'nin en büyük şirketlerini zor duruma düşüren miras kavgalarının asıl nedeni yönetim danışmanı Yeşim Toduk'a göre şirket içi yazılı kurallarının olmaması. Koç, Sabancı ve Çukurova gibi grupların dışında Türk şirketlerinin patron şirketi olmaktan öteye gidemediği söyleyen danışmanlık firması Amrop International'ın Türkiye ortağı Toduk aile şirketlerinin bir an önce keyfi yönetimden kurtulup, kurumsallaşmaya yönelmeleri gerektiğini söyledi.

Toduk şöyle konuştu: 'Yurtdışında eğitim görmüş 3. jenerasyonun gördükleri modern yönetimin gereklerini kendi şirketlerinde yerine getirmeye çalışmasıyla,son 20 yılda kurulan şirketlerin ömrü daha uzun olacak. Bir de aile şirketlerinin yönetimlerini profesyonel yöneticilere bırakmaları gerekiyor.'

Kardeşlerle gelin anlaşamadı

Türkiye'nin en eski kumaş üreticilerinden Akfil'in sahibi olan Mermerci ailesi Mehmet Ata Mermerci'nin ölümüyle güç kaybetti. Mehmet Ata Mermerci'nin kardeşleri Sadullah Sefa ve Ahmet Süha Mermerci'yle Ender Mermerci ve kızları arasında büyük miras kavgası başladı. Şirket karına Ender Mermerci'yi ortak etmeyen kayınbiraderlerle Ender Mermerci mahkemelik oldu. Alacak davasından galip çıkan Ender Mermerci, kocasının kardeşlerini yasal faizlerle birlikte 1.5 trilyon ödemeye mahkum etmeyi başardı.

Aslı Üstünkaya üvey annesiyle tartıştı

Bir dönem Beşiktaş spor kulübünün de başkanlığını yapan Mehmet Üstünkaya, Türkiye'nin krom ihracatının yarısını gerçekleştiriyordu. Aynı zamanda en çok kazanan Duty-Free'lerin de sahibi olan Üstünkaya'nın ölümünden sonra, üçüncü eşi Perihan Hanım ile büyük kızı Aslı Üstünkaya arasında miras kavgası yaşandı. Beyaz eşya ve madencilik şirketlerini tasfiye eden Kerem Üstünkaya ise şirketi yabancılara satmak zorunda kaldı.

Baba-oğul uyuşmazlığı

1886 yılında padişah fermanıyla kurulan Mensucat Santral'in sahibi olan Bezmen Ailesi Türkiye'nin en köklü sanayici ailelerinden biriydi.

10 yıl öncesine kadar Türkiye'nin en köklü ve saygın ailelerinden biri olan Bezmenler'in yıldızı adı İSKİ skandalına karışan Halil

Bezmen'in şirket yönetiminin başına geçmesiyle söndü. 1993'te, 3 trilyonluk borcu ödeyemeyen Bezmenler konkordato ilan etti. Bezmen Grubu'nun bütün mal varlığı sorunlu hale geldi.

Baba-kız kavgası

Tamek Holding'in patronu Melih Sipahioğlu, geçen yıl miras tartışması başlatan kızlarına kızdığı için Fruko'yu 100 milyon dolara Pepsi'ye satmıştı. Gazetelere yansıyan olayda Sipahioğlu, üç kızının kendisine karşı cephe aldığını belirterek 'Böyle evlatları affetmem. Onları Allah ıslah etsin. Kızlar evlendikten sonra sorunlar çıktı. Hangisinin derli toplu işi ve kapasitesi var. Artık damadına iş bırakan yok. İnsan işi kendi bileğinin hakkıyla yapar' demişti.

AYÇE TARCAN