BÖLÜM I
GİRİŞ
Çok eskiden evin en zavallı, en dışlanmış ve en kör bölümü olan banyolar uzun bir süre dar alanlarda işlevlerini yerine getirirken günümüzde artık statü değiştirmeye başladı. Artık evin bir köşesi olmaktan çok yaşanılası bir mekan halini almaya başlayan banyolar, sadece temizlik açısından değil, biçimsel ve aromaterapi, balneoterapi gibi yeni vücut bakım ürünleri açısından da önem kazanmaya başladı. Paris’te yapılmış olan sosyal içerikli bir anketin sonuçları banyolara olan merakımızı ve bu mekanlara banyo yapmanın dışında değişik işlevsellikler de katmaktan hoşlandığımızı , her şeyden önce de rahat bir mekan oluşturma isteği içinde olduğumuzu ortaya koyuyor. Pencerelerden yansıyan doğal ışık çok önemli bir unsurdur, hatta doğaya bakan manzaralı bir pencere tercih konusudur.
Işığın dışında renk ve göze hitap eden hoş aksesuarlara da ihtiyaç duyulur. Kısaca rahatlatıcı müzikler dinleyerek günün stresinden uzaklaşabileceğimiz uzun uzun vakit geçirebileceğimiz bir mekan artık günümüz banyoları. Ancak biraz da gerçekçi olmakta yarar var, çünkü şehir içi evlerdeki banyoların ne pencereleri var(havalandırma pencereleri dışında) ne de 10 m2’den büyükler ancak yine de hiçbir şey için çok geç değil, en azından zevkli banyo aksesuarları ya da mobilyaları, duş kabinler ve rahatlatıcı doğal banyo ürünleriyle banyonuzu kullanışlı bir hale getirmeniz mümkün.
Hepimiz küçük ama kişisel banyoları büyük olanlara tercih etmeye hazırız. Banyo yapımı ya da yenileme çalışmalarında her zaman küvetli ve duşlu bir banyo göz önünde bulunduruluyor. Eğer mekan daha büyükse duşlu ve küvetli olmak üzere çocuklar ve ebeveynler için iki ayrı banyo düşünülebiliyor. Duş, her zaman hızlı olması ve cildi güzelleştirmesi açısından tercih ediliyor. Özellikle yaz aylarında serinlemenin en güzel yolu duş almaktır. Bu durumda küvetin sadece rahatlamamız sağlayan bir sembol olduğunu söyleyebiliriz. Artık banyolarda küvetten çok duş ve duş kabinler tercih ediliyor.
Yapılan bir araştırmaya göre, banyo için üretilmiş kozmetik ürünleri, temizliğin yanı sıra artık vücut bakımına yönelik olarak da çözümler sunuyor. Cildi yumuşatan, dinginleştiren, sıkıştıran, güçlendiren ürünler... Banyo ve duş ürünleri(genelde 2’si ya da 3’ü bir arada olarak tabir edilen, hem temizlik hem de bakım işlevlerini yerine getiren ürünler) eskiden tam anlamıyla lüks tüketim ürünleri olarak değerlendirilirken artık ciddi bir tüketici kitlesine sahiptirler. Banyo, en zevkli ve keyifli anlarımızı geçirdiğimiz mekan olmaya adaydır.

BANYONUN TARİHİ GELİŞİMİ
İnsanların yıkanma, temizlenme, tuvalet vb. ihtiyaçlarını giderdiği, bu ihtiyaçların karşılandığı mekanlara banyo denilir. Yüzyıllar önce insanoğlu en olumlu örneklerde bile yıkanmayı bir zorunluluk olmaktan çok, bir tür dinsel arınma etkinliği gibi değerlendirdiler. Banyo olgusu tarih içinde değişik topluluklar ve değişik inanç grupları arasında farklı yorumlanmıştır. Beraber temizlik olgusu ve temizlenme mekanı olan banyonun gelişimini inceleyeceğiz.

TEMİZLİĞİN ÖNEMİ
Konut mimarisi, geçmişin ve günümüzün sosyal yaşantısı ile ilgili güvenilir veriler sağlar. Uygarlık tarihinin ufkunu genişletir, aydınlatır ve alışkanlıklara, davranışlara, yaşam tarzlarıyla, çılgınlıklara ilişkin kişisel kayıtlar ele geçirmemize olanak verir. Mobilya için kullanılan malzemeler, dekorasyon metotları, işlemleri ve süslemenin köken ve karakteri, bunların hepsi, ısınma ve mahremiyet savaşından prestij ve konfor mücadelesine ve hatta kişisel temizliğe kadar her insani edimin yavaş gelişim temposunun açık bir muhasebesini ortaya koyar. Hayvanların çoğunda temizlik iç güdüsel olmasına rağmen, insan da böyle değildir; temizlik fikri aşılanmalı ve öğrenilmelidir. Bugün banyo yapmayı düzenli yaşamın çok önemli bir parçası olarak kabul etsek de, tarihte bu genel bir gereklilikten çok, sınıfsal bir ayrıcalıktı.
Kişisel kullanım amaçlı su, ekonomik sorunlar ve savaş gibi durumların gerisinde, ihmal edilmiş ikincil bir rol oynadı. İlkel kabileler için su o kadar az bulunan bir nimetti ki, temiz suyu olan bir yerin korunması kutsal bir görev gibiydi; feodal toplumlarda düşmanın su kaynağını kesmek her zaman stratejik bir zaferi kesinleştiriyordu. Sonunda kişisel temizliğin yaraları anlaşıldığında, bu kabilelerin insanları, daha çok süt ya da soda külü gibi bize şaşırtıcı gelen alkali maddeler ile banyo yaptılar.

ORTA ÇAĞ AVRUPASININ BANYO KÜLTÜRÜ
Banyonun bir kuruluş olarak geçmişi çok eskilere dayanır. Kitabı Mukaddes(Allah’ın gönderdiği kitaplar) metinlerinde ve başka kaynaklarda banyodan söz edilmektedir. Eski mısır dönemine ait mimari kalıntılar özel banyo dairelerinin varlığını kanıtlamaktadır. Gerek vazo resimleri, gerek yapı kalıntıları, eski yunanlıların banyoya verdikleri önemi göstermektedir. Romalılar ter atma, yıkanma ve masaj işlevlerinin bir arada karşılandığı banyolarını fethettikleri her yere götürmüşlerdir. Roma kentinde de yaklaşık 11 000 m2 bir alanı kaplayan Caracalla ve benzeri görkemli hamamları besleyen kemerli su yolları vardır.
Orta çağ ile birlikte romanın lüks hamamlarının yerini bütünüyle tedavi ve temizlik amaçlarına yönelik, çok daha ilkel yapılar aldı. İlk halk hamamlarının kuruluşu 12. yy değin uzanır. 14 ve 15. yy’da halk hamamlarıyla bahçelerdeki havuzlar, erkeklerle kadınlara birlikte hizmet vermekteydi. 1600’ler de bir çok kişi banyo yapmak üzere kaplıcalara gidiyordu. Bu ziyaretçilerin bazısının tedavi için hiç çıkmadan günlerce suda kaldığı olurdu.
Orta çağ da Avrupa en karanlık devirlerini yaşarken, bu temizlik kültürlerini de etkiliyordu. Avrupalılar, doğumdan hemen sonra yapılan vaftiz’in kendilerini ömür boyu temizlediğine inanıyorlardı, bu sebepten banyo yapmıyorlardı. Pislikten hastalandıkları zaman ise doktorlar yıkanmaktansa üzerlerindeki kirlerin kazınarak alınmasını istiyorlardı.
Batı Avrupa’nın hamama olan ilgisini Haçlıların kutsal topraklardan ithal ettikleri alışkanlıklarla tazeledi. Yine de orta çağın Hıristiyanlık dünyası su tesisatı ve sağlık önlemleri konusunda hiçbir kayda değer gelişme göstermedi.
Örneğin; ingilterde’de erken orta çağda feodal toplum, yeme, içme ve hayatta kalma üzerine kurulu yalın bir hayat yaşıyordu. Yıkanmak ve uyumak için ayrı odalar hemen hemen hiç mevcud değildi.
Kalelerin geniş koridorlarında hizmetçiler ateş etrafında toplu halde uyuyorlardı. Sadece Lord ve Laydy kendilerine ait yatak odasının ayrıcalığını yaşayabiliyorlardı ve bu odanında kale hendeğine açılan bir kanalizasyon tesisatı olabiliyor yada olmayabiliyordu.
Ama, masa başı temizliği daha büyük bir önem taşıyordu. Çünkü; yemek hala el ile yeniliyordu.tahmin edilebileceği gibi kişisel hijyen standartlarını yükseltmek için en iyi pozisyondakiler soylulardı. Yemeklerden ö0nce hizmetçilerin yardımıyla, gül suyu, havlular ve süslü ibriklerle yüzü, elleri ve dişleri temizlemek bir çeşit ayin halini almıştı.
Ama, yinede tüm bunlar geride kayda değer bir temizlik geleneği bırakmadı.

OSMANLI’DA BANYO KÜLTÜRÜ
Türklerde temizlik ve bunun vasıtası olan suya sevgi çok eski zamanlarda başlar. Bu islam dininin yayılması ile daha düzenli hale gelmiştir. Türk-İslam topluluklarında sağlığın korunması, dini emirlerin icabı olarak üzerinde önemle durulmuştur. Banyonun beden ve ruh temizliği için insana rahatlık ve zindelik verdiği, belli zamanlarda yapılmasının lüzumu, belirli yöntemlerle topluluklara yerleşmiştir.
Eski hamamların yapılış tarzı bugün pek çok banyonun yapacağı vazifeyi yapacak şekildeydi. Tarihi hamamlarda sıcak hava, buhar ve bol miktarda sudan faydalanılırdı. Burda insan hem yıkanır, hem keselenir hem de vücudunu dinlendirirdi. Avrupalıların yıkanmanın ne demek olduğunu bilmedikleri karanlık orta çağda, Osmanlıların evlerinde banyo vardı. Gittikleri bütün ülkelere adaletin yanında temizliği ve meşhur türk hamamlarını da götürmüşlerdir.

BANYONUN MEKAN OLARAK DÜZENLENMESİ
YAPIDAKİ YERİ
Banyolar, ülkemizde gün ışığının en iyi alındığı yön olan kuzeydoğu – güneydoğu yönünde bulundurulmalıdırlar. Çünkü; bu yönlerden güneş daha fazla alınacağı için banyoya hem aydınlatmada hemde psikolojik olarak rahatlık verecektir. Direkt aydınlatma dediğimiz güneş ışığı ile yapılan aydınlatmanın insanlar üzerinde bir çok olumlu etkisi olduğu bilim adamları tarafından kanıtlanmıştır.
Banyoda çokça su kullanılmasından dolayı, tesisat borularından geçen suyun yaşam ve dinlenme mekanlarındaki insanları rahatsız etmemesi için, tesisat boruları mutfak, tuvalet ve çamaşır odasının bulunduğu odalara yakın yerlerden geçirilmesine dikkat edilmelidir.

BANYOLARIN DİĞER MEKANLARLA İLİŞKİSİ
Banyodaki wc rahat ve kaçınılmazdır. Genellikle girişte vestiyerin yanında ikinci bir wc bulunur bu wc esas kullanım amacı misafirler içindir. Banyodaki wc’ler suyun doğrudan doğruya suya karışabileceği türden olmalıdır ki koku yayılması önlenebilsin. Eğer evde başka wc yoksa wc’nin ayrı ve banyodan kolay ulaşılır bir yerde olması gerekir. Eğer dışa açılan banyo kapısı diğer girişi kaparsa aynı şey sadece bir banyo kapısı ile elde edilir.
Bu temel kurallardan sonra ebeveyn yatak odasını banyo. Wc veya her ikisi ile bağlamak mümkündür. Ebeveyn yatak odalarının ayrı olduğu durumlarda da yukarıdaki anlatılan bağlantı gibi düzenlenmelidir
Ebeveyn yatak odaları ayrı ve banyo girişi iki kapılı olursa, bunların birbiri üstüne açılması gereklidir ki hoş olmayan durumlar meydana gelmesin. Buna dikkat edilmezse iki kişi aynı anda banyoya girmiş olur. Bununla beraber duvar yüzeylerinden yani alandan da tasarruf sağlanmış olur.
İki yatak odası arasında yer alan ve bu odalardan girilen banyolar özeldir. Çok yönlü kullanılmazlar. Bu tip banyolarda kapılar birbirlerinin üstüne doğru açılmıyorsa, demiryolu vagonlarında olduğu gibi wc’lerde açıldığı zaman diğer kapıyı da açan ,kapandığında diğer kapıyı da kapatan birbirine bağlı sürgüler lazımdır.
Ebeveyn yatak odaları ayrı olduğunda bayanın yatak odası doğrudan banyo ile bağlantılı olmalıdır. Eğer her iki oda küçük koridora veya soyunma odası ile bağlı ise bağlantı buradan sağlanır.
Ayrıca yatak odalarına bulunan banyolara lavabo kullanımından kaçınılmalıdır. Çünkü bu tefrişi bozar, gürültü yapar, etrafa su sıçratır ve etrafı kirletir. Müşteri tarafında ısrarla bulundurulması isteniyorsa bu tip lavaboların koku tutucu bataryaları olmalı ve su sıçrayan kısımlar fayans kaplanmalı.

BANYO ÇEŞİTLERİ
Çağdaş yaşamın insanlara tanıdığı özerk mekanlar arasında şimdilerde evlerde sıkça rastladığımız kişiye özel banyolar gelir. Geçmişteki konutlara baktığımızda evlerin hacimleri büyük olsa da yıkanma ve tuvalet sadece bir bölümde toplanırken, teknolojinin ilerlemesi ile hijyen koşullarına gösterilen özenin artmasıyla anne ve babayla, çocukların yıkanma üniteleri ayrılıp, evlere de ebeveyn yatak odaları oluşturuldu.
Teknolojinin ve yaşadığınız mekanların el verdiği ölçülerde şimdilerde ebeveyn yatak odasının haricinde çocuk ve misafir odalarıda birbirinden ayrılmaya çalışılıyor. Bunun gerekli bir ayrıntı olduğuna inanan kişiler evlerinin her katında misafir banyosu bulundurma ihtiyacı hissetmişlerdir.
Tüm bunlarla beraber ideal bir banyo dekorasyonu: Geniş, aydınlık ve mükemmel donanımlı bir mekan olmalıdır. Her zaman hayal ettiğimiz banyo ise her türlü kişisel bakımımızı yapıp bedenimizi dinlendirdiğimiz bir keyif alanıdır.
Günümüzün geleneksel apartman dairelerinde veya toplu konutlarda ,banyolara genellikle fazla yer ayrılmıyor. İnsanlar banyolar ile ilgili katalogları incelerken geniş geniş banyolar sinirlerini bozuyor olabilir ama onlara bunun nasıl giderileceği konusunda kişilere bilgi vermeliyiz.

MEKANLARIN HAZIRLANMASI
“Küçük güzeldir” sözü kulağa har zaman gerçekçi gelmeyebilir am yatak odalarına bağlı banyolar veya küçük tuvaletler için bundan daha doğru bir ifade de bulunamaz. Bir evi başkaları ile paylaşan herkes banyodan yararlanmak için kuyruğa girmenin nekadar sinir bozucu bir şey olduğunu bilir. Evinizin bir köşesine ekleyeceğiniz sadece birkaç metre karelik bir tuvalet, evde yükselen tansiyonun düşmesinde önemli bir faktör olacaktır; özellikle de evde yaşayan gençleriniz varsa. Eğer kişisel temizliğinizi kendinize ait, çocuklardan uzak bir yerde yapma fikri size cazip geldiyse aşağıda vereceğimiz bilgileri dikkatlice okuyun.

Alanı Oluşturmak
Giyinme odaları ve hatta yatak odalarının köşe bölümleri kolaylıkla ufak bir banyo veya tuvalet haline dönüştürülebilir. Tesisat problemini düşünmeyin bile.: İyi bir banyo uzmanının veya tecrübeli bir tesisatçının neler yapabileceğini görmek sizi oldukça şaşırtacaktır.
Eğer eviniz eski tip iki, katlı bir bina ise yatak bağlı banyonun inşaatı sırasında pis su tesisatı döşenirken alt kata ait merdiven boşluklarından yararlanabilirsiniz. Burada asıl dikkat etmeniz gereken nokta banyodaki temiz hava sirkülasyonunun sağlanmasıdır. Çünkü daha önce hangi oda olarak tasarlanmış olursa olsun yine de bu mekanlara banyo ekleneceği düşünülüp projelendirilirse odayı terk ettikten sonra da bir süre çalışmaya devam eden fanlar imdadınıza yetişecektir.

Odanın Planlanması
Yukarıda üzerine değindiğimiz temel gereksinimler halledildikten sonra yeni mekanınızda ne özellikler istediğinizi iyice düşünmek gerekir. Yatak odasına bağlı banyonuzda gerçekten ne istiyoruz? Burasının tamamiyle yetişkinlere özgü, olabildiğince lüks bir cennet olmasını isteyebiliriz. Bu durumda banyoya masaj yapan bir jakuzi veya buhar banyosu yapılabilecek bir duş eklenebilir.
Pek çok kişi masjlı jakuziyi denemiştir ancak buhar banyolu duşları kullana az sayıda insan vardır. Duşa kabinin içinde duvara yerleştirilen ufak bir cihazla kolayca su keyfi elde edebilirsiniz. Suyun daha kuvvetli akmasını sağlamak için ise duş başlığına plastik bir başlık takılır. Bu küçük alet sayesinde siz duşta bir taburede otururken buhar her tarafınızı kuşatıp sizi rahatlatacaktır. Aromatik banyo yağları da bu keyfe ayrı bir lezzet katar.

Tesisatın Montajı
Ancak bütün bu tesisatı eve taşınmadan önce banyo büyüklüğüne mutlaka bir göz atın. Yatak odasına bağlı banyonuza veya küçük tuvaletinize ne yerleştirebileceğiniz tamamıyla alana bağlıdır. Küçük banyoda kullanabileceğiniz ürünler evin normal banyosuyla aynıdır: küvet, klozet, duş ve bide. Ama hiç şüphesiz bunların hepsini küçük banyoya sığdıramazsınız.
Şekil 2. Dar Banyolar İçin Banyo Dolapları
Bu gereçlerden hangisine öncelik vereceğinize karar verin ve bunların seçimi içinde bir banyo uzmanının yardımını isteyin. Burada size küçük bir banyoda en az yer kaplayabilecek olan ürünlere birkaç örnek vermeye çalıştım. Piyasadaki pek çok firmanın bu tip banyolar için ürettikleri şık ürünler bulunuyor. Ayrıca yer kazanmamızı sağlayacak kapıları bir yöne doğru sürgülü olan duşa kabinlerde bize büyük avantaj kazandırıyor. Bu kabinleri mekanın köşelerine yerleştirmek size fazladan bir alan daha kazandıracaktır.
Alan kazanmakta size yararlı olabilecek diğer bir yöntem ise duvara dayalı, duvara asık veya yarı niş içine yerleştirilmiş klozetlerdir. Duvarın veya mobilyanın içine yerleştirilen rezervuarlar sadece kötü görüntüyü ortadan kaldırmakla kalmaz aynı zamanda zeminden de yer kazandırır. Duvara asılan rezervuarlar da düzenli bir görüntü sağlar ve zemin alanında hiç yer kaybına neden olmaz.
Küçük tuvalette genel istek ise bir klozet ve bir de lavabodur. Ancak diğer banyonun üst katta olması durumunda küçük bir duşa bu mekanda da ihtiyaç duyulabilir. Pek çok banyo ürünlerini üreten firmalar sadece el yıkama için tasarlanan, minimum alanlarda maksimum yer kazanmayı sağlayan ve bir köşeye yerleştirilebilen lavabolar üretiyor. Bu ürünlerden birisi mutlaka birisi kişilerin zevkine hitap edecektir.

Görüntünün Düzenlenmesi
Bu aşamadan sonra yapılması gereken şey estetik bazı kararlar vermektir. Yatak odasına bağlı banyonuzu nasıl dekore edileceğidir. Yatak odanızla uyumlu olmasını mı yoksa Yatak odası ile aynı renk duvar boyası kullanarak bir bağlantı sağlayabilirsiniz ancak her iki odanın da detaylarına kadar aynı biçimde olması gerekmez.
Küçük tuvaletlerin ise kendilerine has olmaları gerekir. Burası sizin yeni argümanlar ortaya koymanız ve kişiliğinizi gösterebileceğiniz nefis bir alandır. Konuklarınızın da kullanabilecekleri küçük tuvaletlerde de kendinizi ifade etme şansınız bulunuyor. Eğer böyle bir mekana sahipseniz farklı çizgilere sahip bir lavabo klozet ile işe başlayabilirsiniz. Bu alanda vitrifiye firmaları tarafından hızla geliştirilen bir ürün yelpazesi sizi bekliyor. Eğer klasik tarzdan hoşlanıyorsanız bütün etkinin lavabo ve klozet üzerine yoğunlaşmadığı ancak şık ve zarif bir dekorasyonu tercih edebilirsiniz. Küçük tuvaletteki bu klasik etkinin monotonluğunu bir parça azaltmak için de çarpıcı bir renkte duvar boyası veya seramikten duvar kaplaması işinize yarayabilir.

Kolay Depolama
Düşünmeniz gereken diğer bir nokta ise depolama problemidir. Evin en küçük böyle bir bölümleme için hiç yer olmadığını düşünebilirsiniz. Ancak unutmayın ki hiçbir şey mekanı, dağınıklık ve sağda solda atılmış malzemelerden daha küçük gösteremez. İşe yaramaz gibi görünen küçük bir ünite bile tuvalet kâğıtları, temizlik malzemeleri ve gözlerden saklamak istediğiniz her şey için oldukça yararlı olacaktır. Yatak odası banyosu küçük tuvalete oranla bir dolap bulundurulması daha uygundur. Buraya yerleştireceğiniz bir dolap normal banyonuzda bulunan yedek havlu , losyon, ilaç, kirli çamaşır sepeti ve diğer alet edevatınızı yerleştirmeniz için eşsiz bir yer olabilir. İyi tasarlanmış bir dolabın mekanı çok da küçük göstermeyeceğini unutmayın ve bu seçeneği bir alternatif olarak aklınızda bulundurun.
Yatak odanızda bu tür bir mobilya varsa aynı tip mobilyayı banyoda da kullanarak odadan banyoya geçişte daha fazla göz ahengi ve düzen etkisi sağlamış olursunuz.
Hem yatak odasına bağlı banyolarda hemde küçük tuvaletlerde gittikçe artan bir ürün yelpazesi bulunuyor. Böylece seçim yapmak da daha eğlenceli bir hal almış durumda . ve sonunda seçim yapıldığında da aile içindeki tek banyo için yapılan savaşların ve sıra beklemelerin bitmesinin keyfini çıkarın.

BANYODA GÜRÜLTÜNÜN ÖNLENMESİ
Banyonun bütün duvarları yalıtılsa bile, sifonun çekilmesi sırasında bir parça gürültü çıkmasının kaçınılmaz olduğu unutulmamalı, bu nedenle tuvaleti, yatak odası ile banyoyu ayıran duvara yerleştirmekten kaçınmalıdır.

Boşaltıcı boruların banyoyu yatak odasından ayıran duvardan geçmesi gibi zorlayıcı nedenlerden dolayı, tuvalet ve lavaboyu söz konusu duvara yerleştirmekten başka çare yoksa (cam lifi vb.) piyasada satılan malzemelerle doldurmak ve yalıtımı tekrar gözden geçirmek gerekir. Zahmetli gibi görünse de, bu tip islemelerin kalıcı olduğu unutulmamalıdır.

Ve bataryalar en kalitelisinden seçilmeli, gece damlayan suların çıkardığı seslerin uykunuzu bozmasına izin vermemelisiniz

BANYONUN DEKORATİF OLARAK DÜZENLENMESİ
KAPI VE PENCERELERİN KONUMU
Kapılar açıldığında hiçbir mobilya veye vitrifiye elemanına engel olmayacak şekilde ayarlanmalıdır. Bütün banyo girişleri en az 80 cm genişliğinde olmalıdır. Kapılar neme ve suya karşı dayanıklı yapılmalı estetik açıdan da banyonun iç dokusu ile uyumlu olmalıdır.
Direkt aydınlatmanın en büyük unsuru olan pencereler banyolarda da önemli bir yer tutar. Hatta banyonun penceresinin bulunduğu yön uygun ise çok büyük pencerelerde kullanılabilir. Pencereler aynanın solunda veya üstünde olmalıdır. Banyonun üstündeki pencere yerden en az 130 cm yükseklikte olmalıdır. Parapeti fayans kaplı olmalıdır. Komşu eve bakan pencere varsa, bunlar buzlu cama sahip pencereler olmalıdır.
Eğer bir pencere, pencere olan duvar ortasına değil de kenara yakın bir yere konursa, tesir derecesi ve eşit şekilde aydınlatma daha iyi olur. Fakat pencere tam yan duvara bitişik olmamalıdır, çünkü; bunun aksi meydana gelir.
Pencereler arasında geniş sağır kısımlar eşit şekilde aydınlatmayı engellerler. Büyük mekanlarda pencereler arsındaki genişlik pencere genişliğinin ¼ kadar olmalıdır.
Bir mekanda pencere ne kadar yüksekse tesir derecesi o kadar az olur fakat aydınlatma eşittir ve ortalama yatay aydınlatmaya tekamül eden ölçü noktası o kadar derindir. Böylece mekan derinliği daha faydalı olarak kullanılabilir. Mekanın en derin yerine bile ışık yeterince dik düşebilir.
En iyi ışık çalışma yerine 20 derece ile gelen ışıktır. Yatay gelen ışık rahatsız edici uzun gölgelere sebep olur. Pencere üstü kirişi 30 cm, pencerenin üst kısmını kaplayan kumaş pencereler, ahşap jaluziler vs. kaçınmak gerekir.

HAVALANDIRMA
Buhar, banyoda karşımıza çıkan en önemli sorunlardan birisidir. Eğer uzun süre müdahale edilmezse mekan içinde küflenmelere ve kabarmalara yol açar. Banyoda duvar kâğıdı kullanıyorsanız aşırı nem kağıdın yapıştırıcısını etkisiz hale getirir, koku yapar ve hoş olmayan kabarmalar ortaya çıkar. Bu nedenle bir havalandırma sistemine gereksinim vardır. En azından bir havalandırma sistemi gerekir, ancak ideal olanı biri klozetin diğeride duş teknesi yada küvetin üzerinde olmak üzere iki havalandırma sistemi bulunmasıdır.
Tasarımın zorlaması ile banyo ve tuvaletlerin dış cepheye konulamadığı, iç cephelerde ve penceresiz olarak yapıldığı çok rastlanan uygulamalardandır. Bu durumda bu hacimlerin “TS 496 Penceresiz Banyo ve Tuvaletlerin Bacalarla Tabii Olarak Havalandırılması Esasları” standardına uygun olarak havalandırılmaları gereklidir.
Buna göre iç yüzeyleri düzgün olan hazır baca elemanları ile yapılan bacaların kesit alanı en az 140 cm2, tuğla yada taş duvarlardan yapılanlarda ise en az 180 cm2 olmalıdır. Kesitlerinin kareye yakın olması (kenarlar arasında ki oran en çok 2/3 olmalıdır), bacanın çatı üzerine kadar çıkartılması, rüzgara karşı şapka konulması, temizlenebilmesinin düşünülmesi gerekmektedir. Bu bacalara her katta bir banyo ve bitişiğimdeki tuvalet bağlanabilir. Çok sayıdaki banyo ve tuvaletlerin bağlanabilmesi istene bacalarda yapılacak çıkıntı sayısı ile baca kesit alanı arasında bir ilişki vardır.
En az bir banyo ve bir tuvalet beraber havalandırılabilir. Her kat için ayrı bir baca, pisliğin doğrudan doğruya suyaa karıştığı tuvalet tipleri tercih edilmelidir. Tercih sebebi ise, daha az kokuya sebep olmasıdır. Zeminde binanın bir tarafından diğer tarafına kadar uzanan bir hava giriş kanalı gereklidir.

AYDINLATMA
Günün tüm yorgunluğunu atabileceğiniz, kendinize vakit ayırabileceğiniz en önemli mekanlardan biride banyodur. Burada, genel aydınlatma elemanlarının yanı sıra çalışma ışığı olarak adlandırılan özel armatürlere de ihtiyaç vardır. Yorgun bir günün ardından dinlenmek için en uygun mekan banyodur ve burada kullanılacak ışık kurnazca hazırlanmalıdır. Sarkıt aydınlatma elemanları, mekanda gölge oluşturabilir bunun için göz seviyesinde duvara monte edilmiş ürünler kullanarak yumuşak bir atmosfer elde edebilirsiniz.

Su ve elektrik çok tehlikeli bir bileşimdir ve bu yüzden banyoda uygulanacak her hangi bir aydınlatma çalışması profesyoneller tarafından ıslak mekânlara uygun lamba, ampul kullanılarak yapılmalı. Işık, bir lamba kordonu ile banyonun dışından kontrol edilebilmeli, böylece ıslak el ile dokunma engellenebilir. Eğer ampuller nem ve buhara karşı dayanıklı ise banyolarda rahatlıkla düşük voltajlı aydınlatma kullanılabilir.

Banyodaki en büyük problem bir aydınlatma elemanının bir çok aktivite için kullanılmaya çalışılmasıdır. Bu aydınlatma elemanı; kış sabahlarında yıkanma ve traş eylemleri için, akşam duşları için kuvvetli ve parlak ışık vermeye çalışacaktır.
Eğer sadece bir tek aydınlatma elemanı kullanımı ile sınırlandırdıysanız, dimmerli bir anahtar kullanmaya çalışın. Fakat bu anahtarlar kişinin nemli el ile ulaşamayacağı bir bölgede yer almalıdır. Diğer bir seçenek ise aynanın iki tarafında ve üstünde opal lambalar kullanarak daha dramatik bir etki oluşturmaktır.
Banyoda gerçekleştirilen işlemler için uygun ve güvenli aydınlatma sistemi kullanmanın yanı sıra banyoda aydınlatma ürünleri ile eğlence sağlayabilirsiniz. Örneğin; sabunluk, fırçalık gibi aksesuarlar göz seviyesinde yer alıyorlarsa, onların üstünü ve alt kısmına 8 walt floresan yerleştirerek dramatik bir etki sağlayabilirsiniz. Diğer bir ipucu ise banyo kabinlerinin kapılarındaki delgi ve matkap deliklerini kapatmayarak, duşun içindeki ışığın dışarı vurmasını sağlayabilirsiniz. Eğer ayaklı bir küvetiniz varsa renkli bir malzeme ile kaplanmış floresanları küvetin altına monte edebilirsiniz. Buradan yayılan ışık seramik karolar vurur ve duş alırken kendinizi küvetin içinde yüzer gibi hissedersiniz. Banyoda her ne elemanı kullanırsanız kullanın bu ürünlerin güvenli monte edildiğinden emin olun ve mutlaka profesyonel bir elektrikçi ile çalışın.
Son olarak banyo için en romantik ürünlerin birinden bahsetmek gerekiyor. Çok yorucu bir gün geçirdiniz ve rahatlatıcı bir sabun banyosu yapmak istiyorsunuz.
Evet bu an için en uygun ürün bir şamdan olacaktır. Işığı kısın ve mumlarla zenginleştirilmiş şamdanı banyoya getirin ve sonra kendinizi bu anın büyüsüne bırakın.

Günümüzde doğal ışık alan banyoların sayısı oldukça azdır. Bu nedenle, görünümümüzle ilgili son rötuşları yaptığımız bu mekanın sağlıklı aydınlatılması son derece önemlidir. Elbette gün ışığı tıraş olmaya veya makyaj yapmaya elverişli bir ışık değil, ama yine de bu ışıktan da faydalanmanın yolları bulunabilir. Banyoda gün ışığını içeri alan pencere veya balkon kapısı varsa, bunların üzerindeki camlar koyu renk kumaş veya boyalarla kapatılmamalıdır. Aksine dışarıdan görünmeyi önleyen ama gün ışığınıda içeri alan keten türü güneşliklerle yada storlarla örtülmeli veya buzlu cam, cam tuğla gibi malzemelerle kaplanmalıdır.
Banyodaki ışık hem ruh halinizi etkileyecek hem de mekanın renk, biçim gibi unsurlarıyla etkileşerek ortaya bambaşka görüntüler gösterecektir. Küçük bir banyoda parlak ışık kesinlikle iyi ışık demek değildir. Parlak ışıkta hem banyo daha küçük görünür, hem de parlayan bir sürü sert köşe, bakan kişinin gözlerini yorar.
Alçak tavanlı banyolarda tavandan aydınlatma odayı daha yüksek tavanlı gösterir. Tek bir kaynaktan çıkan ışığın oluşturduğu gölgeler de küçük bir banyonun hatlarını gizlemekte faydalı olur. Işığın neye göre seçileceğine kara verirken, banyonuzun konumunu da düşünmelisiniz. Özellikle yatak odaları ile bitişik veya yatak odasının içinde konumlana banyolarda çok güçlü ışık kullanma doğru değildir. Yatak odaları genellikle yumuşak ve loş ışkılarla aydınlatıldığı için, bu ışıktan banyonun parlak beyaz ışığına geçmek hiçte hoş olmaz.
Konutların ışıklandırılmasında kullanılan üç temel aydınlatma şeklinden biri olan volfram(enkandesan) aydınlatma, en yumuşak tonları ortaya çıkarır. İlk ışık ve ısı kaynağımız olan ateşe renk olarak en yakın olan sarımtırak ışığı verir. Floresan aydınlatma ise, gün ı8şığının mavi – gri tonundaki yumuşak doğal tonlarına yakın tonda ışık sağlar. Çeşitli beyaz floresanlarda bulunur. Uzun ömürlü olması, enerji tasarrufu sağlaması gibi nedenlerle banyolarda sıkça tercih edilen bu tür, tüm avantajlarına rağmen bir çok kişi tarafından sevilmez. Şekil 1’ de bunlar ayrıntılı olarak verilmiştir. Her şeyi açıkca ortaya çıkardığı için banyoları soğuk mekanlar çevirdiği fikride oldukça yaygındır. Son aydınlatma şekli, halojen (kuartz) aydınlatmadır. Son derece güçlü, beyaz bir ışık veren halojen, sarımtırak yansımaları olmayan bir öğle vakti ışığıma benzetebiliriz. Bu tür ışık giderek daha fazla kullanılmaya başlanmışken çok fazla ısı vermesi, pahalı olması ve ampulünün oldukça narin olması nedeni ile sık değiştirilmesi gibi dezavantajlarının da olduğu söylenmelidir

BANYO DOLAPLARI
Banyo dolapları, banyoda kullanılan malzemelerin ortamı kalabalık göstermemesi, banyodan sonra kullanılan kirli çamaşırların muhafaza edilmesi amacıyla yapılmışlardır.
Çok farklı konstrüksüyonlara sahiptirler. Banyo dolapları kişilerin ekonomik, sosyal, kültürel yapılarına göre farklılık gösterir.
Amaçları
Yukarıda da değindiğimiz üzere çok farklı kullanım amaçları vardır. Banyoda kullanılan malzemelerden tutunda günlük hayatta kullandığımız deodorant, iç çamaşırları muhafaza etmeye yarar.
Banyo yaptıktan sonra üzerimizden çıkardığımız kirli çamaşırların muhafazasıda burada olur. Çünkü; kirli ve terli olan çamaşırlardan pis kokular yayılır, bu kokular eğer uyuma, yemek yeme, dinlenme mekanlarına ulaşırsa kişileri rahatsız eder.
Banyoda tıraş olduktan sonra, traş malzemelerinin bırakılacağı yerde çok önemlidir. Bunlar eğer ortalıkta dururlarsa ortamı olduğundan daha fazla kalabalık gösterirler.
Yukarıda saydığımız nedenlerden dolayı banyolarda dolaplar kullanılırlar. Eskiden böyle bir ihtiyaç yoktu ama günümüzde banyo dolapları bir gereklilik oldu, bakalım gelecekte daha neler göreceğiz.
Özellikler
Genellikle dolaplar alt ve üst dolaplar olmak üzere iki kısımda oluşmaktadırlar ama tek parça olan dolapların kullanımları da hatırı sayılacak kadar fazladır.
Alt dolaplar da lavabo ve bunu üzerinde bulunduran lavabo dolabı olur. Bu dolabın alt kısmında kirli çamaşırların muhafaza edildiği çamaşırlık, temizlik
malzemelerinin barındırıldığı kısımlar bulunur.
Üst dolaplarda ise daha çok tıraş malzemelerinin bulundurulduğu kapaklı gözler vardır.
Banyolar ıslak mekanlar olduğu için su ve nemle direkt olarak karşı karşıyadırlar. Onun için suya ve neme karşı dayanıklı olan malzemelerden yapılmış olan mobilyalar kullanılmalıdırlar.
Kullanılan Malzemeler
Kullanılan malzemeler çok çeşitlidir ama biz burada sadece iki tanesini inceleyeceğiz
Mdf
Türkçesi orta yoğunlukta lif levha plakalardır. Mdf kuru bir sistemle üretilir. Ağaç lifleri presleme için bir keçe oluşturmadan önce kurutulur. Mdf sert lif levha gibi
ağaç liflerin üretildiği ve aşırı iç bağ gücünün ek bir reçine yapıştırıcıdan elde edildiği için sert lif levha ile ağaç yonga levhanın ortası olarak kabul edilebilir.
Mobilya ve tesisat endüstrisindeki tecrübeler sert lif levha ve odun yonga levhanın avantaj ve özelliklerine sahip olduğu için Mdf’nin bunların ortasında bir ürün olduğunu göstermiştir.
Ayrıca Mdf sert tahtada bulunan özelliklere yakın mekanik ve tahta yerine de kullanılabilir.
Mdf’nin diğer endüstri dallarında kullanımı yüksek yoğunluk, rutubete karşı dayanıklılık ve ısı geçirmeme gibi özellikleri nedeniyle oldukça yaygındır.
İç mekan uygulamaları için rutubete dayanıklılığı artırılmış &80’e kadar bağıl rutubete maruz kalabilecek düzeyde ve kısa süreli olarak daha fazla oranda rutubete dayanabilen Mdf levhalar normalde kullanılan formaldehit reçinenin iyileştirilmesi yada başka bir rutubete dayanıklı reçine kullanılarak elde edilir. Standart nitelikteki Mdf’de aranan tüm özellikler bu levhalarda da bulunmakta ve bunlara ek olarak çok şiddetli iç mekan koşullarında yada korumalı dış mekan ortamlarında daha üst düzeyde bir kırılma mukavemeti ve az eğilme gibi avantajlara da sahiptirler.
Aşağıdaki tabloda rutubetli şartlar için genel kullanım özellikleri verilmiştir.

Rutubete dayanıklı Mdf’lerin şiddetli şartlar altındaki muhtemel performansları kalite kontrol bazında test numunelerini üç kez tekrarlanan ve her biri soğuk suya batırma, soğuk havada dondurma ve 70 0C sıcaklıkta fırında kurutma aşamalarından oluşan bir devre kondisyonlama testi uygulayarak kontrol edilmektedir. Kalınlık olarak şişme ve levha yüzeyine dik yönde çekme direnci(dahili bağ) tüm kondisyonlama uygulamaları bittikten sonra yapılır.

KLOZET VE REZERVUARLAR
Modern banyolarda gömme rezervuarlar tasarım ve hijyenik bakımdan oldukça avantajlıdır. Duvar içerisinde tamamen gizlendiği için klozet üzerinde duran bir rezervuarın ortaya çıkarmış oluğu kaba görüntü ve klozete direkt bağlanan kısımlarda rezervuarın zaman içerisindeki esnemeleri ile oluşan su sızıntıları bu sistemle tamamen çözülmektedir.
Özellikle dar mekanlarda klozete ek bir mesafe gerektiren klozet üzeri rezervuarlara nazaran duvar içerisine gömülmesi nedeniyle mekan içerisinde ferahlık sağlamaktadır. Gömme rezervuar kullanıcılarını en çok tedirgin eden konu ‘ileride bir problem çıktığı zaman duvarın kırılarak müdahale edilmesi gerekecek’ gibi bir düşünce olmasıdır. Oysa DIN takım standartlarına uygun olarak yapılan rezervuarlarda böyle bir şey söz konusu değildir. Bunu daha detaylı bir şekilde izah edecek olursak;
Gömme rezervuarlar genel olarak diğer rezervuarlar gibi üç parçadan oluşur:
1. Tank vazifesi yapan gövde
2. Suyun dolmasını sağlayan ve tank dolduğu zaman suyu keserek vana vazifesi gören aksam (inlet valve)
3. Suyu tanktan boşaltılmasını sağlayan aksam(flush valve)
Burada tank vazifesi yapan gövde çok dayanıklı plastikten yapıldığı için herhangi bir şekilde çürümesi, paslanması gibi bir durum söz konusu değildir. Diğer mekanik aksam olan doldurma ve boşaltma vazifesi gören kısımlar ise ancak üzerinde bulunan birtakım lastik contaların deforme olması durumunda vazifelerini yapamaz duruma gelebilirler. Bu gibi durumlarda contaların değiştirilmesi gerekir. Contaları değiştirmek için ise bu kısımların gövde dışına sökülerek alınması mecburidir. Bu kısımlar, yukarıda da belirttiğimiz gibi eğer standartlara göre yapılmış bir rezervuarsa, kumanda paneli olan ön kapak sökülerek rahatlıkla dışarıya alınabilmektedir. Standart üretilmiş rezervuarlarda bir insan eli rahatlıkla tank içinde çalışabilmektedir. Gömme rezervuarlar, askılı klozetlerde kullanılabildiği gibi yere monte klozetlerle de rahatlıkla kullanılmaktadır.
Gömme rezervuar alınırken dikkat edilecek önemli noktalar genellikle şunlardır: özellikle Alman standartlarına uygun olarak yapılmış rezervuarlar kullanmaya özen gösterilmelidir. Bu sistemde Flush valve ve Inlet valve suyu mükemmel kontrol ederek su sarfiyatını önlemektedir. Su sarfiyatını önleyen diğer iki ana unsur ise tankı dolduracak su miktarının ayarlanabilir olmasıdır. Bunu inlet valvede bulunan ve şamandıra vazifesi gören sistem sağlamaktadır. İkinci unsur ise suyun boşaltılmasını flush valve kumanda ederek sağlayan kumanda panelinin az miktarda su ile temizlik sağlanması gibi durumda tankta ki suyun tamamının boşalmadan suyu kesmesini sağlayan sistendir.
Gömme rezervuar alırken dikkat edilecek en önemli konulardan biri yukarıda da değindiğimiz gibi tank içerisinin bir insanın elinin rahatlıkla çalışmasını sağlayan boyutlara sahip olmasıdır. Aksi taktirde bir contayı değiştirmek gerekirse müdahale etmeniz mümkün olmayabilir. Ayrıca gövdenin ses ve terlemelere karşı izoleli olmasına dikkat edilmelidir. İzolasyon işlemi genellikle gövde etrafına giydirilmiş strafor ile yapılmaktadır.
Gömme rezervuarın üretimine paralel olarak eski mekanlarda uygulama yapılması ‘bir takım güçlükler oluşturacak’ düşüncesi insanları rahatsız etmektedir. Oysa bu gibi durumlarda, mevcut duvarı kırmadan gömme rezervuar uygulaması Avrupa ve Ülkemizde sıklıkla yapılabilmektedir. Bu uygulama için, mevcut duvarın önüne ikinci bir duvar örülerek ki bu duvarın tavana kadar çıkmasına gerek yoktur, uygulama rahatlıkla yapılabilmektedir. Hatta bu tip uygulamalar banyo veya WC içerisinde değişik bir atmosfer oluşturmaktadır.

BANYO KÜVETİ, KLOZET, LAVABO ve BİDE’NİN YERLEŞTİRİLMESİ
Lavabonun kapıya en yakın yerde olmasi, elverisli bir çözümdür (her seyden önce lavabonun sik kullanildigi, bu yüzden de kolay ulasilir bir yerde olmasi unutulmamalidir). Banyodaki en sade biçimli parça oldugu için, kapi açildiginda önce lavabonun görünmesi estetik bakimdan da daha uygundur. Lavabo, insanin basini yikayabilecegi kadar büyük, yerden yüksekligiyse asagi yukari 80 cm. olmalidir. Aksesuarlar ise genellikle lavabonun çevresine yerlestirilir. Dikkat edilecek ayrintilardan biri de eger konacaksa, bidenin klozetin yanina konmasidir. Hem biçim bakimindan hem de kullanim kolayligi bakimindan yanyana durmalari uygundur. Sayet tek katli bir ev söz konusu ise, tuvaletin yerlestirilecegi delik, banyoda istenen yere yapilabilir.
Şekil 7. Klozet ve Bidenin Görünümü

Çok katli yapilarda ise, maliyet ucuzlugu ve kolayliklar nedeniyle tuvaletler alt alta, mutfaklar alt alta tasarlanir ve uygulanir. Böylelikle tek pis su gideri ile kullanim kolayligi saglanir. Banyolardan ana lagimlara iki çesit su akar. Temiz su ve pis su. Lavabo, bide, küvet ve dus sulari "temiz su", tuvaletten çikan su ise "pis su" olarak tanimlanir. Pis su borularinin dis duvar tarafinda olmasi gerektiginde (tikaniklik vb. sorunlarda) açilabilmesi içindir. Tikanikligin önlenmesi için seçilecek borularin, belli bir genislikte seçilmesi ve metre basina 1,5-2 cm. egimli yerlestirilmesi gerekmektedir. Bu egim uygulandiktan sonra, istenen düzenleme rahatlikla yapilabilir. Banyo donaniminda zaman zaman istediğiniz düzenlemeyi pek rahatlıkla yapamamanın bir nedeni de; radyatörlerin yerleştirilmesidir. Son yallarda inşa edilen çoğu inşaatta, böyle bir sorun yasanmamaktadir, zira yerden ısıtma, bu ve buna benzer radyatör görünümünden oluşan sorunları kökünden çözmüştür.
Yine de bu tip bir görüntü sizi rahatsız ediyorsa, ahşap bir kafesle kaplatarak estetik görünüm yakalayabilirsiniz. Küveti yerleştirirken ise, çevresindeki bos alanın 70x120 cm’den az olmamasına dikkat etmelisiniz. Bu, size rahatça küvete girip çıkma
olanağı sağlayacaktır. Küvetin tabanının, her zaman düz olmasına dikkat etmeli ve tutunacak bir yer olmasına imkan tanınmalıdır. Böylelikle kazalara davetiye çıkarmamış olursunuz. Küvet, banyodaki en büyük ve yerleştirilmesi en güç parçadır. Seçilirken özenle seçilmeli ve yerleştirilmelidir. Sözü gelmişken, 2000'li yıllarda yine eski küvet modellerine dönüş var. Ayaklı küvetler, yine banyolarda sıkça uygulanıyor. Eğer böyle bir değişiklik yapacaksanız, son tasarlanan modellere bir göz atmanızı öneririz. Banyonuz küçükse, küvet yerine bir duş yerleştirmenin, yer sorununa çözüm getirmesinin yansıra, sağlık, rahatlık, çabukluk ve gerek yerden, gerek masraftan tasarruf sağladığını unutmamak gerekir. Duş özellikle, güçlükle hareket edebildikleri için, her iki ellerini serbestçe kullanmaları gereken kişilere (yaşlılar, hamileliğin son dönemlerinde olan kadınlara) önerilmektedir. Tek tehlikesi, ayağın kaymasıdır. Duşa, kaymayı engelleyecek kanalları olan bir taban konursa, bunun da önlemi alınmış olur.

BANYO ARMATÜRLERİ
Banyoları diğer mekanlardan farklı ve şaşalı gösteren en önemli etken armatürlerdir. Gelişen teknoloji ile beraber çok değişik armatürlerde piyasaya çıkmıştır. Eskiden kullanılan armatürler ne kadar nostaljik ise günümüzde kullanılan armatürler ise o kadar uzaysı, işlevsel ve moderndir.

Bu armatürler çok çeşitlilik arz ederler. Şimdi bunların neler olduğunu beraber inceleyeceğiz. Sabunluklar, cam taş cinsi malzemelerden veya fayanstan yapılmaktadır. Bazı çeşitler ise dökme demirden veya kromajlı pirinçten(krom kaplı pirinç malzeme)
yapılmaktadırlar.
Donatım takımları ile duvar arasına eğer su geçirmez derzler yapılamıyorsa temizlemek için yeterli mesafe bırakılmalıdır. Armatürler duvara edilmelidir ki döşeme rahat bir temizleme için serbest kalsın. Banyo planlamasında küvet ve lavabonun ışığa olan durumları ile tesisatın iç duvarlardan en kolay şekilde geçmesine dikkat etmek gerekir(dış duvarlardan tesisatın geçmesinden kaçınılmalıdır).
Tuvalet kapağı (klozet) renkli plastikten ya da tahtadan olabilir. Takım halinde satılır ve alırken bütün parçalarının eksiksiz olmasına dikkat edilmelidir. Yeni bir kapak alırken (sadece kapak alınacaksa), eski kapak üzerinden şablon çıkartmanızı öneririm. Birbirinin ayni gibi görünmelerine rağmen aralarında farklılıklar vardır. Monte ettiğinizde yanlış bir seçim yaptıysanız, yerine oturmayacak ve bu sizi rahatsız edecektir.

HİDROMASAJLAR
Günümüzde hemen herkesin istediği bir şey vardır: işine, eğlencesine ve kendine ayırdığı zaman ile ailesi yada arkadaşlarıyla beraber olduğu zaman arasında iyi bir denge kurmak.
Bu dengeyi kurmaya çalışırken, aynı anda pek çok şeye yetişmek zorunda kalırız. Peki, hız şeridinde sürdüğümüz hayatın üzerimizdeki etkilerini nasıl silebiliriz? TV seyretmek, kitap okumak, akşamları dışarı çıkmak yada kısa tatiller yapmak, ihtiyaç duyduğumuz rahatlamayı ve dinçleşmeyi sağlıyor mu? Cevabınız hayırsa suyu deneyin! Su, saf ve basit bir sıvıdır, ancak olağan üstü işler başarır. Su içinde vakit geçirmeyi, suyla dinlenmeyi, suyla gevşemeyi, bedeninizi suyla şımartmayı deneyin. Bunun için ihtiyacınız olanlar, hidromasajlı bir küvet, doğal lifler, yumuşak süngerler, kokulu sabunlar, banyo yağları ve belki birazda müzik...
İster günlük yaşamın karmaşasından arınmak amacıyla, ister spordan yada uğraşlarınızda sertleşmiş kaslarınızı ve eklemlerinizi yumuşatarak açmak amacıyla olsun, hidromasaj kendinizi daha iyi ve doğal hissetmenize yardımcı olacaktır. Vücut sıcaklığındaki su, bir çok masaj jetinden püskürerek fokurdadığında bütün vücudunuza masaj yapar ve sizi rahatlatır. Sinirlerinizi gevşetir, kaslarınızı canlandırır ve kan dolaşımınıozı hızlandırır. Size canlılık verir, moralinizi yükseltir. Daha iyisini ancak masörünüz yapabilir!
Eski Hint eğitmenlerinde suyun bu gücünün farkındaydılar onlara göre, hayat ve canlılık ‘Prana’ diye adlandırdıkları bu yaşamsal enerjiye bağlıydı. ‘Prana’ suda ve havada, ancak en fazla bu elementin bileşiminde mevcuttu, yani hareket halinde olan ve içinde hava kabarcıkları bulunan suda! Hepimiz biliriz, beden ve ruh ayrı ayrı zevk alan yada acı çeken bağımsız varlıklar değildir; birinin iyi durumda olması, diğerinindi iyi
durumda olması demektir.
Hidromasaj, suyu ve havayı akıllı bir sistemle birleştirerek, insanda denge ve enerji sağlayan yaşamsal güçleri yeniden harekete geçirir. Terapatik ve estetik açıdan etkilene insan hem kendini iyi hissediyor hemde iyi görünüyor.
Hidromasajın yararını hemen fark ediyorsunuz: muhteşem bir zevk duygusu ve bedenin tamamen gevşemesi. Fiziksel etkisi yavaş yavaş attıkça, yorgunluk, stres ve endişeler suyla birlikte kayıp gidiyor. Akşamları yaptığınız bir hidromasaj terapisinden sonra, rahatlamanız bir yana, derin ve dinlendirici bir uykuda sizi bekliyor.
Hidromasaj, vücudunuzun yüzeyini temizliyor ve canlandırıyor. Jetlerin sürekli ve tekrarlı basıncından dolayı teninize renk geliyor; gözeneklerin açılmasıyla birlikte sağlıklı ve parlak bir cilde sahip oluyorsunuz. Ayrıca, yüzeydeki kılcal damarların genişlemesiyle birlikte kan dolaşımınız hızlanıyor; hava ve su jetlerinin verdiği basınç sayesinde zararlı sıvılar dışarı atılıyor. Bu sistem, selüloitlerin giderilmesinde de çok etkilidir. Bedensel ve zihinsel gerginlikler, uykusuzluk, göğüs sıkışması, konsantrasyon güçlükleri, migren, kronik yorgunluklar, romatizmal hastalıklar, ödemler, kemik problemleri ve dolaşım bozuklukları gibi rahatsızlıklara karşıda hidromasajın yararları oldukça fazladır.

Peki ideal bir hidromasaj terapisinin şartları nelerdir? Öncelikle su ısısı 37 0C olmalı. İdeal süre ise 15 dakikadır. 15 dakikadan fazlası kalbin çalışmasını hızlandırır. Banyonuza ilave edeceğiniz mineral tuzlar ve bitki özleri, hidromasajın yararını artırır. Masajlı küvetler için gereken su miktarı, aynı boyuttaki normal küvetler için gerekenden fazla değildir. Su sürkile edildiği için, devamlı bir su tüketimi söz konusu değildir. Küvet yerleştirilirken en çok dikkat edilmesi gereken husus, herhangi bir müdahale lazım olduğunda gerekli noktalara erişilebilirliğin sağlanmasıdır. Ayrıca, elektrik kaçağı olasılığını sıfıra indirmek gerekir. Metakrilit malzemeden üretilen küvetlerin temizlenmesi için; su, sıvı deterjan ve sünger yeterlidir.

Masaj sistemleri üç tiptir: Whirlpool(su masajı) sisteminde, küvetteki su bir pompa tarafında emilerek jetlerden geri püskürtülür. Püskürtülen su bu jetlerin özel yapısı sonucu hava ile karışarak kan dolaşımını hızlandırıyor. Dünyada en çok tercih edilen sistem budur. Airpool(hava masajı), ısıtılmış hava bir kompresör vasıtasıyla küvet çeperinde bulunan mini jetlerden püskürtülerek adale masajı yapılır. Turbopool(kombi sistem), airpool ve whirlpool’da kullanılan sistemler beraber yada birbirinden bağımsız olarak çalıştırılmaktadır.
Hidromasajlı küvetlerde en çok tercih edilen malzeme ise ariliktir. Akrilik küvetler, akrilik plakanın vakumlandırılarak şekillendirilmesi sonrasında, suyla temas etmeyen yüzeyin polyester takviyeli cam elyafı ile kaplanması yoluyla üretilir. Akrilik, ebat, form ve renk olarak sınırsız olanaklar sunan bir malzemedir. Hafif olması nakliye ve montaj açısından kolaylık sağlar. Esnek olduğu için, hafif yapısına rağmen dayanıklıdır. Herhangi bir çiziği su zımparası ve polisaj yoluyla gidermek mümkündür. Akrilik yalıtkan özelliğinden dolayı ortam sıcaklığında olduğu için, sıcak suyla doldurulmadan önce bile küvet sıcaktır.


Son derece hijyenik olan akrilik küvetler, yüzeyinde gözenekler olmaması sebebiyle bakteri oluşumuna kesimlikle izin vermez ve kolaylıkla temizlenebilir.

İZOLASYONUN ÖNEMİ
Sauna lambrileri ve duvar arasında ısı ve nem izolasyonu yapılmalıdır. Bu izolasyon, minimum 50 mm kalınlığında cam yünü ve buhar tutucu olarak da Alüminyum folyo kullanılarak da yapılabilir. İyi bir izolasyon ile ısı kayıpları engellendiğinden işletme maliyeti düşecektir.

HAVALANDIRMA
Devamlı ve cereyansız olarak sağlanan doğru bir hava sirkülasyonu iyi bir sauna ortamı için vazgeçilmezdir. Bu sayede ortamdaki oksijen seviyesinin yeterli miktarda kalması sağlanır. Temiz hava, ısıtıcının altında bulunan giriş menfezinden çekilip ısıtıcının içindeki volkanik taşların arasından geçerek yukarı doğru yükselir ve sauna içerisine yayılır. Kullanılmış hava ise ısıtıcının bulunduğu duvarın diyagonal olarak karşısında bulunan havalandırma menfezinden dışarı atılır.

SONUÇ VE ÖNERİLER
Günümüzde kullanılan banyolar temizlenme mekanlarıyla beraber birer rahatlama merkezi olmuşturlar. Banyo yapmak bir zevk halini almıştır. Eskiden evlerin en ihmal edilen kısımları iken artık günümüzde evin içinde düzenlemesine en fazla dikkat edilen bölüm olmuştur.
Banyonuza bırakacağını bir jakuzi ile içinde keyifli dakikalar geçirebilirsiniz, biraz rahatladıktan sonra hemen jakuzinin yanı başında bekleyen duşa kabinden duş alarak kendinize gelebilirsiniz.
Banyonuzun düzenli olması, banyoyu olduğundan daha geniş gösterecektir. Dağınık olan veya teşhiri iyi yapılamamış olan bir banyo insanı rahatlatmaktan daha çok rahatsız eder.
İnsanlar banyo yaparken yıkanmaktan çok rahatlayıp bazı fantezileri yaşamak istemektedirler. İyi döşenmiş olan bir banyonu içinden çıkılmasını güçleştirecektir.
Taban ve duvarlarda kullanacağınız döşemenin rengi insan psikolojisi için çok önemlidir. Koyu renkler kullanılan bir banyo insana mekanın darlığı hissini verir. Kullanacağımız açık ton hem mekanı olduğundan daha büyük gösterir hemde rahatlık hissi verir. Bununla beraber banyoda kullanacağımız aynalarda mekana derinlik hissi verir.
Duvara monte edilen klozet ve bideler artık çok sık kullanım alanı bulmaktadırlar. Özellikle Almanların kullandığı ve kendilerinin standartlaştırdığı duvar içine gömme rezervuarların da kullanım alanı artmaktadır. İnsanlar gömme rezervuarın bozulma riskine karşı bu ürüne sıcak bakmamaktadırlar. Ama yukarıda bahsettiğimiz DIN standardına uygun imal edilmiş olan rezervuarlar için öyle bir sorun söz konusu değildir. Mekanı daha derli toplu ve geniş gösterecektir.
Öncelerde kullanılan gömme küvetler artık yarini jakuzilere ve hidromasajlı küvetlere bırakmışlardır. İnsanlar artık sabun banyosunda üzerlerinde erimiş olan kirleri küvetten ayrı bir ünitede duş alarak gidermek istemektedirler.
Banyoyu keyif haline getiren bir başka banyo elemanı ise hidromasajlı duşlardır. Burada tazyikli verilen su hava ile karışarak insana masaj yapmaktadır.
2000 yıllık bir geçmişi olan önceleri daha çok Finlandiya’da kullanılan saunalarda günümüz banyolarının önemli bir ünitesi olmuştur. Birkaç yıl öncesine kadar ülkemizde çok lüks olarak kabul edilen saunalar yavaş yavaş banyolarımızdaki yerlerini almaya başlamışlardır.
Bir banyoyu teşhir ederken veya kendinize bir banyo teşhir ettirirken dikkat etmeniz gerekenler yukarıda belirtilmiştir. Size keyifli banyolar diliyorum.

Konut: İletişim, etkileşim, mekan, zaman ve anlamın örgütlü bir örüntüsüdür. Bir yandan ait olduğu kültür ya da etnik grubun karakteristikleri ile yaşam biçimini, davranış kurallarını, çevresel tercihlerini, zaman ve mekan sınıflandırmasını yansıtırken, öte yandan kullanıcısının özüyle ilgili imgelerini, böylece tasarım ve donatımı ile bireyin kişilik ve ayrıcalığını yansıtır.

Mutfak; tarihsel gelişim süreci içinde, üretime dayalı eylemleri, özel araç-gereç ve donatısıyla gerek ekonomik ve teknolojik, gerekse sosyokültürel açıdan daima önemli bir rol oynamıştır. Yiyeceklerin hazırlandığı, pişirildiği, yenildiği ve saklandığı bir mekan olarak tanınan mutfak tarihi perspektif içerisinde ilginç gelişim aşamaları sergilemektedir.

Mutfağın tarihi daha çok ısı kaynaklarının gelişimi ile bağlantılı olmuştur. Bu süreçte ocak önemli bir yere sahiptir. Tek mekanlı konutlarda, hacmin ortasında yer alan ateşten yararlanan insanlar, mekan sayısı artan konut kurgularında ateşin bulunduğu hacmi özelleştirerek ilk mutfağı tasarlamışlardır.

Eski yunan da, zengin evlerin dışında mutfak, toplanılan ve oturulan bir mekan iken; Roma döneminde büyük salon yanındaki bölmelerden biri halini almıştır. Mezopotamya kültürlerinde mutfak yer altına yapılmış, tavandan açılan pencere yardımıyla havalanması ve ışık alması sağlanmıştır

Endüstri devrimi ile gerçekleşen bilimsel ve teknolojik gelişmeler, yapı sektörüne yeni uygulamalar ve yeni yapı malzemeleri getirmiştir. Yaşamın her alanında etkisini gösteren endüstri devimi, konutların iç mekan donatım elemanlarında da etkili olmuş ve değişim göstermiştir. İç mekanlarda değişim mimari değişime ve makineleşmeye bağlıdır. Ayrıca makineleşme toplumda meydana getirdiği sosyal değişmenin yanı sıra, iç mekan donatım elemanları endüstrisini de etkilemiştir. Makine ile üretim, kişisellik taşıyan sanatsal niteliği azaltırken, sayısal artışı sağlayarak nicelik yönünden bir gelişme göstermiştir.
Çağdaş yaşam işlev ayrımını öngörmektedir. Çağdaş yaşamın gereği olarak konut mekanlarının servis, yaşama ve uyku bölümlerine ayrıldığı görülmektedir. Her bölüm çeşitli mekanları, her mekanda eylem ve eylem alanlarını gerektirmiştir. Eylemlere göre oluşturulan mekanlar; özel, yarı özel ve dışa açık olarak planlanmıştır.

Mutfak konutun içerisinde başlıca çalışma alanlarından birisi olması, aile üyelerini bir araya getirmesi, yaşamın devamlılığını sağlaması bakımından önemli bir mekandır. Mutfakta yiyeceklerin hazırlanması, pişirilmesi, servisi, yıkanması, depolanması ve çöplerin atılması gibi eylemler yapılır. Bunların yanı sıra mutfakta yemek yeme, ütü yapma, dikiş dikme gibi bazı yan eylemlerde yer alabilir. Bu eylemler ailenin yapısına, büyüklüğüne, sosyoekonomik durumuna, kültürel özelliklerine alışkanlıklarına, ayrıca konutun büyüklük ve özelliğine bağlı olarak değişmektedir

MUTFAK TASARIMINI ETKILEYEN ÖLÇÜLER
Insana hareketlerine ve kullandıkları donatımın özelliklerine bağlı olarak mutfağın ve donatımının boyutlarının saptanması gerekir. Mutfak tasarımını etkileyen ölçüleri plan ve kesit ölçüleri olarak iki bölümde inceleyebiliriz.

plan ölçülerinin en kritik olanı,mutfakta boş kalan hareket alanının genişlik ölçüsüdür. örneğin bir H veya U mutfağında iki tezgah cephesi arasında kalan mesafe en az 1,10 m. olmalıdır. Fakat bu ölçü mutfakta sadece bir kişinin çalıştığı durumlarda yeterlidir. Mutfakta zaman zaman iki kişi birlikte çalışacaksa bu genişlik 1,30 - 1,40 m. olmalıdır. Böylece bir H veya U mutfağının dar kenarının 2,50-2,60 m. olması istenmektedir.

Mutfaktaki hareket alanının saptamakta, çalışma yerlerinin kullanım ve açılış özellikleri de etkili olur. Bir çalışma tezgahının (evye-hazırlama-ocak) önünde çalışmak ve alt dolaplarını kullanmak için 40-80 cm. derinlik gerekir. Bir fırını kullanmak için 95-120 cm., bulaşık makinasını açmak için 105 cm. soğutucu içinde 70-100 cm. derinliğinde ön alan gereklidir.

Mutfak kesitinde rahat kullanılabilen çözümler bulabilmek için, kullanıcının boyunun ve hareket ölçülerinin bilinmesi gerekir.

Kadınların ortalama boyu 161 cm. olup %95’ inde 147-175 cm. arasında bulunuyor. Türkiye’nin çeşitli coğrafi bölgelerinde yapılan bir araştırmaya göre kadın boy ortalamaları 151-154 cm. arasında, Türkiye ortalaması ise 152,26 cm.

Beslenme sistemindeki gelişmeler ve spor dolayısıyla bugünün gençliğinin ebeveynlerinden daha boylu olduğu izlenmektedir. Türkiye’de günümüzde kadın boy ortalaması 152 cm. nin üstünde olabilir. Bunu bilsek de bize bu konuda ne kadar yararlı olabilir. Ortalama boyun altında ve üstünde bir çok insan var. Üstelik Türkiye çeşitli coğrafi koşullara sahip bir ülke olduğundan, boy farkları fazladır. Belirli bir kullanıcı için belirli bir mutfak tasarlarken sorun yoktur.

Kesitteki yükseklikleri en rahat hareket olanağı verecek şekilde çözmek mümkün. Fakat toplu konut yapımında bu konuda nasıl karar verilecek. Ayakta çalışılan tezgah yüksekliğinin ev kadınının boyuna göre onu yormayacak bir yükseklikte yapılması gerekiyor. Alçak tezgah kambur çıkartmaya neden olarak rahatsızlık verir, yüksek tezgahta kolları ve omuzları yorar. Doğru çözümlü değişebilir süpürgelik yüksekliğinde aramak gerekir. Örneğin kısa boylu bir ev kadını 5 cm. tutulan süpürgeliği uzun boyluda 15-20 cm. tutulabilir. Bir kaç yıl sonra başka kullanıcı geldiğinde, tezgah yükseklikleri önemli tadilat gerektirmeden değişebilmelidir.
Çalışma fizyolojisi bakımından, ayakta yapılan iş için dirsekle tezgah arasında 10 cm. fark olmalıdır. Ocak için bu mesafe 15-20 cm. olabilir. Ayakta çalışılan tezgah yüksekliği 85-90 cm. olarak uygulanmaktadır. Oturarak mutfak işi yapmak için 65-70 cm.’lik masa yüksekliği istenmektedir. Tezgah düzlemi ile üst dolap arasında 40-60 cm. boşluk bırakılması gerekiyor. Tezgah derinliği 60 cm. üst dolap derinliği 30 cm. olmalıdır. Erişebilmenin üst sınırı saptamak için boy uzunluğu 1.24 ile çarpılıyor. Bu düz dolaplar için geçerlidir. Eğer tezgah üstü dolap ise bu sayıdan 10-15 cm. çıkarmak gerekmektedir.

Kadınların erişebildiği maksimum yükseklikler:
Uzun boylu kadınlar için 217 cm.
Orta boylu kadınlar için 199 cm.
Kısa boylu kadınlar için 182 cm.

MUTFAK MOBİLYASININ BÖLÜMLERİ
1 Alt dolaplar
2. Mutfak tezgahı
3. Duvar (üst ) dolabı
4.Yüksek dolaplar
5. Servis ve kahvaltı masası

1. ALT DOLAPLAR
Zemin üzerine oturan köşe alt dolabı, alt bölme dolabı, alt alet dolabı, tabak dolabı ve evye altı dolabının meydana getirdiği dolap gurubudur.
Bir başka tanımla, alt dolap mutfak eşya ve gıda maddelerini muhafaza etmeye yarayan bazalı veya ayaklı mobilyadır.
Tamamen çekmeceli veya kapaklı çekmeceli tabak içinde sabit veya hareketli raflar olabilir. Derinlik ve yükseklik ocak ve fırın ölçülerine bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Genişlik 30-60 cm. arasında tek bölmeli, 60-120 cm. arasında çift bölmeli olarak düşünülür. Üst tabla suya dayanıklı bir gereçle kaplanır. Bazalar masiften veya formika kaplanmış malzemeden yapılabilir. Evye dolabı altı genellikle çöp biriktirme yeri olarak kullanılır. Sudan etkilenmeyecek malzemeler de saklanabilir.
Genellikle evyenin altı çekmecesiz düşünülür. Ayrıca hemen yanında bulaşık makinası yeri ayarlanır. Çünkü, bulaşık makinasının su ihtiyacı ve atık su atma işlemi en rahat şekilde böyle sağlanmış olur. Ayrıca alt dolaplarda ocaklı fırına da yer verilmelidir. Tüp içinde yer ayrılmalıdır. Köşe ‘lik açı ilealt dolapları ise mutfak alt dolaplarını kullanılabilir şekilde 90 birleştirmeye yarayan ve köşe bölümün kullanılmasını temin eden bazalı veya ayaklı mobilyadır. Bu dolaplar açık raflı, veya boş alan olarak düşünülebilir.

2. Mutfak Tezgahı
Alt dolabın üstüne konulan çeşitli mutfak işlerinin yapıldığı rutubet, sıcaklık ve diğer dış etkenlere karşı dayanıklı muhtelif malzemelerden yapılan tablalardır. Önden 2-3 cm. taşkın arkada 8-10 cm. damlalıklı yapılır. Yapılan tezgahlar su geçirmez yardımcı malzemelerle kaplanılarak su sızdırmazlığı sağlanır. Tezgahlar portatif olduğu kadar sabit şekilde de düşünülmektedir. Sabit tezgahların yapımında 5-7 cm. kalınlığındaki kalıplara üçlük demir döşendikten sonra harç dökülerek betonarme şekline getirilir. Sabit tezgah haline gelen tablanın üzerine mermer, fayans vb. gibi malzemeler beyaz çimento, özel kontak tutkalları veya izolasyon tutkallarından biri kullanılarak yapıştırılır Daha sonra alt dolaplar ölçüye göre hazırlanır. Tezgah yapılırken fırının gireceği yer boş bırakılır. Ayrıca evyede tezgah yapılırken yerine yerleştirilir. Son yıllarda 3 cm.’ lik YONGA LEVHA üzerine sıkılan laminantlar veya melaminler ısıya veya suya dayanıklı olarak imal edilmektedir. Bu tezgah alttan vidalanır.

Mutfak tezgahlarında aranması gereken özellikler ise:
• Suya dayanıklı olması
• Ateşe dayanıklı olması
• Ev içi kimyasallara karşı dayanıklılığı

Mutfak tezgahları genellikle şu maddelerden yapılır:
1.Mermer.
2.Seramik.
3.Formikalı sunta (nem ve ısıdan etkilenmeyen malzeme ile kaplanır).
4.Suni mermer.
5.Masif
6.Metal v.b malzemelerden yapılır.
7.Verzalit

3. Duvar (Üst) Dolabı
Üst dolaplar genellikle alt dolaplarının üzerine gelecek şekilde duvara tespit edilen köşe üst dolabı, üst bölme dolabı, üst alet dolabı havalandırma dolabının meydana getirdiği mutfak mobilyasıdır.
Porselen, yemek takımları, bardak, fincanlar baharat takımları ve benzeri mutfak araçlarını muhafazası bu duvar dolapları ile sağlanır.
Klima ve davlumbazlar daima fırın üzerine yerleştirilip klimanın üstündeki kapaklı bölmenin 10 cm. çaplı havalandırma borusu için düzenlenebilir. Kapaklı, sürme camlı veya açık raflı dolaplar şeklînde düşünülür. Duvara dübel kullanılarak bağlanır. Genişlik alt dolaplarda olduğu gibidir. Yükseklik ise mutfak yüksekliğine, tezgah yüksekliğine ve alt dolabın özelliğine bağlıdır. Derinlik 30-32 cm. arasında yapılır. Köşe dolapları döner veya sabit raflı kapaklı veya açık raflı yapılabilir.

4. Yüksek Dolaplar
Genellikle yanlarda ve köşede bulunan üst dolap üst seviyesinde olan içine elektrikli süpürge ütü masası, merdiven ve elektrikli ev eşyaları ayrıca son yıllarda kuru erzak dolabı yani kiler dolabı olarak da yapılan dolaplardır. Yüksekliği 200-210 cm. veya üst dolapların üst seviyesinde yapılabilir. Diğer ölçüler alt dolaplarda olduğu gibidir. Kapaklı, çekmeceli veya çekmece ve kapaklı olarak yapılır (Tasarımcılar son zamanlara da makaralı veya yayalı olarak düşünmekte-dirler).

5. SERVİS VE KAHVALTI MASASI
Genellikle yemek yeme alanı, kullanım açısından hareketli veya sabit yapılı masalardır. Altı açık, çekmeceli veya dolaplı olabilir. Yüksekliği 75-80 cm. arasında değişebilir. Genişliği ve boyu mutfağı daraltmayacak şekilde tasarlanmalıdır. Daire, kare veya dikdörtgen şekilde yapıldığı gibi tezgah ile uyum içinde olacak şekilde geometrik de olabilir.

1. MUTFAK MOBILYASININ GENEL FONKSIYONLARI

Mutfak tasarımında dikkat edilmesi gereken mutfağın rahat ve kullanışlı olması bakımından ev sahibinin ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılamalı, mutfakta bulunan cihazları ve tencere, tabak, çatal, kaşık gibi malzemelerinde en iyi şekilde kendi bünyesinde bulundurması gerekir. Bu amaçla mutfağı genel anlamda 11 fonksiyona ayırmak mümkündür. Ancak zaman ilerledikçe ve teknoloji geliştikçe bu fonksiyonlarda arttırılabilinir.

1.1. Yiyecekleri Soğutma Koruma
Evimize aldığımız bazı yiyeceklerin uzun süre dayanması mümkün olmadığından bozulan yiyecekleri soğukta tutmak suretiyle belli bir süre de olsa, bu yiyecekleri korumak mümkün Bu amaçla ülkemizde buzdolabı diye adlandırdığımız. Elektrikle çalışan motoru vasıtasıyla soğuk havayı içinde muhafaza eden dolaplardır. 60/62–110–180 arasında olduğu gibi mutfak alt dolaplarının yanına konan türleri de vardır.

1. 2. Kuru Yiyecekleri Depolama:
Bunun için evimizde olarak ayırdığımız oda içerisine odacık veya mutfak dolabına uyacak kızaklı, raylı derin kuru erzak konulmak için yapılmış dolaplardır. Bu dolaplar ahşap veya ahşap ürünlerinden yapılmaktadır.

1.3. Tabak bardak tencere vb. gibi yerleştirme:
Bu tür malzemelerin yerleri genelde farklıdır. Mesela tabaklar üst dolaplarda, bardaklar bardaklık olarak yapılan ve üst dolabın altına yerleştirilen yerlerde olduğu gibi camlı kapak içlerinde muhafaza edilir. Tencereler için alt dolaplarda yer ayrılır. Alt dolaplarda tencere için yer yoksa üst dolap içerisine de konulabilir. Bunların yerleştirilmesini mutfak tasarımı yapan kişi tasarım gereği bir arada düşünebildiği gibi farklı yerlerde düşünebilir.

1.4. Servis takımlarını yerleştirme
Servis takımları hepimizin de bildiği gibi çatal, bıçak, kaşık ve kepçe gibi takımlardır. Bunlar genelde çekmece içerisine yerleştirilir. Fakat bazı mutfak tasarımlarında makaralı raüflaür da yapılabilmektedir. Kepçe türü malzemeleri de çekmece veya tezgâh üstü duvarda asılacak şekilde de yapılabilir.

1. 5. Elektrikli mutfak eşyalarını yerleştirme
Teknolojinin gelişmesiyle mutfağımızda, elektrikle çalışan birçok cihaz yer almıştır. Bunlardan fritöz blender, sıkacaklar, kesecekler. Robotlar, kahve makinaları bunlardan bir kaçıdır. Bu cihazlardan mutfak içinde veya tezgâh üstünde, insanın gözüne hoş gelmeyecek biçimde yerleştirilmesi doğru olmadığı gibi dolap içerisine veya büyük cihazları alt dolaplara yerleştirmek mümkün.

1. 6. Yiyecek ve Kapları yıkama
Evimize aldığımız yiyecekleri veya kirlenen tabak, çanağı temizlemek günümüzde evye bu amaçla yapılabildiği gibi, tabakları yıkama işini en iyi şekilde yapan makinelerin de ev hanımlarının hızlı yaşantılarını kolaylaştırmaktadır. Meyve ve sebzeleri yıkamada evye üzerinde bulunan süzgeçli evye ile yapılabilir.

1.7. Yiyecekleri hazırlama ve karıştırma
Evimizde hazırlanan o güzel yemeklerin hazırlığı iyi olması, uygun ortamda yapılmasıyla mümkündür. Bunun için tezgâh üstüne de veya masa tercih edilmelidir. Modern mutfaklarda masa, tezgâhla bütünleşmekte veya bu şekilde yapılması halinde ev hanımının daha az hareket etmesini sağlamaktadır. Bilindiği gibi ev hanımı, yemek hazırlarken, dolap, musluk, tezgâh ocak şeklinde mekik dokumaktadır. Yani mutfakta çalışırken hareketin en küçük üçgeni yapacak şekilde olmasına özen gösterilmelidir.

1. 8. Pişirme yeri
Eskiden yemeklerin pişirileceği yerleri anımsadığımızda, ne eziyet olduğu görülmektedir. Günümüzde elektronik ocaklı fırınlar, taşocağının sobanın, tüp gazların yerini aldı. Bu tür ocaklar yemeği en kısa zamanda pişirebilmektedir.
Genellikle 60/60 – 88/85 arasındadır. Ocaklı fırınlar tezgâh altına yerleştirilebildiği gibi, tezgâha monte edilen tezgâh üstü ocakları da bulunmaktadır.

1. 9. Duman ve Yağ kokularının atılması
Gelişen teknoloji pek çok konuda olduğu gibi burada da imdada yetişip evlerde temiz bir soluk almamızı sağlamaktadır.
Aspiratörler mutfakta oluşan kokuları kısa ve zahmetsizce yok etmektedir.

Iyi bir aspiratörden beklenen:
• Su buharını ve sıcaklığını etrafa yayılmadan çekmesi,
• Kokuları ortadan kaldırması,
• Çekiş gücünü gereğinden fazla ve hava akımı yaratmaması,
• Dış etkilere bağlı olmaksızın çalışması ve istenilen durumlara göre ayarlanabilir olması.

Aspiratörler çalışma mekanizması bakımından iki türlüdür:
1. Havayı emerek bir baca vasıtasıyla dışarı verenler.
2. Havayı emip temizleyip tekrar mutfağa geri verenler.

Ocak yanına, tezgahla aynı hizaya yerleştirilen modern görünümlü aspiratörlerin yanı sıra en çok tercih edilen türleri, üç değişik şekildedir.
1. Bir dolabın altına kolayca monte edilebilen düz aspiratörler,
2. Kendi özel dolabı sayesinde gözden saklanan gömme aspiratörler,
3. Davlumbaz tipi bacası ile birlikte sık bir görünüm sergileyenlerdir.

Aspiratör alınırken ocak yüzeyi ile aynı ya da büyük olmalı. Piyasa da 60, 90, 120 cm genişliğinde aspiratör bulunur. Bir aspiratörün verimli olabilmesi için ocaktan 60-80 cm yüksekte olması gerekir.

1.10. Çöplerin Atılması
Çöplerin atılması için evye altındaki dolap içlerinde çöp Kovaları bulunmaktadır. Alt dolabın kapağını açtığımızda çöp kovası dışarı çıkmaktadır. Dolap kapağı kapandığında ise çöp kovası dolap içerisine girer ve görüntü bozukluğuna neden olmaz. Bunun için çeşitli raylı sistemler geliştirilmiştir.

1. 11. Servis ve Yemek Yeme Yeri
Mutfağımızda hazırladığımız kahvaltıları, yemekleri yemek için masa tezgah gibi kişilerin rahatça oturabileceği şekilde düzenlenmelidir. Bunun için en uygunu masadır. Günümüz modern tezgâhlarında tezgâh yâda tezgâh ile masanın bir arada kullanılmasıyla da uygun yemek yeri yapılabilmektedir.

MUTFAK TIPLERI
Mutfaklar planda çalışma yerlerinin çizdiği biçime göre;
1. I. Tipi mutfak,
2. L Tipi mutfak,
3. U Tipi mutfak,
4. H Tipi mutfak,
5. G Tipi mutfak, olarak adlandırılır.

1. I TİPİ MUTFAK
Bütün çalışma yerlerinin yan yana bir duvar kenarında sıraladığı mutfak tipidir. Rasyonel çalışma sırasına göre düzenlenmiş düz bir hat önünde çalışmak büyük kolaylık sağlar. Yürünen yol kısadır. Geriye dönüş gerekmez.
En küçük I mutfağı bir kişilik konutlar, tatil evleri, moteller veya bürolar için kullanılan mini-mutfak firmaları bu tip mini kombine mutfakları üretip hazır olarak satarlar. Bu mutfakta küçük bir evye ve çalışma yeri ve iki gözlü bir ocak bulunur. Ocağın altına küçük bir soğutucu yerleştirilir. 170 cm tezgah uzunluğu yeterlidir. Üst dolapların yanı sıra, evyenin üstünde küçük bir elektrikli şofbene de yer vardır. Normal konut mutfakları için en küçük 3.50 uzunluğu sığdırılabilir. Ülkemizde tezgah altına giren küçük boy soğutucular normal konutların gereksinimi için yeterli görülmediğinden tasarım örneklerinde müstakil duran soğutucu tipi seçilmiştir. Böyle bir mutfak oturma mutfağı tipinde rahatça kullanılabilecek bir çözümdür.
I tipi mutfaklarda genişlik 240 cm altına düşmemelidir.Uzunluk 350 cm ye sığdırılabilir.Pencereler dar kenarlarda düşünülmelidir.Küçük bir eviye, çalışma alanı, ve iki gözlü bir ocak mutlaka düşünülmelidir.

2. L TİPİ MUTFAK
Çalışma yerlerini birbirine dik iki duvar kenarında l harfi oluşturacak şekilde sıralanması iye yapılır. Tezgah köşesi hazırlık işlerinde kullanışlı olmadığından, çoğunlukla damlalık köşeye getirilir. Bu durumda damlalığın sol tarafından ikinci hazırlama tezgahı başlar. Bu tezgah mutfak genişliğince devam edebilir. Pencere önüne geldiğinde, burası aydınlık bir hazırlama bölgesidir.
Gerek yemek hazırlığında gerek servis hazırlığında kullanıldığı gibi, birinci ve ikinci kişinin kahvaltı etmesine de olanak verir.
Evyenin doğal ışığa gelmesi ve L’nin kenarlarının birbirine yakın boyutlarda çözülebilmesi için, ocak ve evye L’nin birer kenarına yerleştirilir. Evyenin sağ köşesinde kalan tezgah bölgesi bulaşık depolamada yararlı olabilir.
L mutfağının gidiş-geliş yolları bir üçgen çizer böylece mutfağın diğer köşesi yemek yeri düzenlemek için serbest kalır. L mutfağının yemek mutfağı haline gelebilmesi için kareye yakın bir form alması gerekir. Bu form ayrıca daha iyi bir mekan etkisi vermektedir. 9.50 ve 10.100 metrekarelik L mutfaklarında yemek masası bir köşeye veya serbestçe orta yerde durabilir.
L mutfağının sakıncası tezgah altı dolabında köşenin özel çözüm gerektirmesidir. Bu dolaplarda en çok uygulanan çözüm döner raflardır.

3. H TİPİ MUTFAK
Çalışma yerlerinin birbirine paralel iki dizi oluşturması ile meydana gelir. Genellikle mutfaktan bahçeye veya balkona çıkış kapısı yapılması gerekince kullanılan bir tiptir. I ve L tiplerine göre kullanıcı yönünden daha yorucudur. Bazı şeyleri aramak almak veya bazı işleri yapmak için arada bir geriye dönüş hareketini yapmak gerekir. Bundan dolayı esas çalışma yerini bir duvar üzerinde tutmak daha doğru olur.

4. U TİPİ MUTFAK
Mutfak çalışma yerleri U harfi oluşturacak şekilde devam eden üç diziden meydana gelir. Genellikle büyük mutfaklarda uygulanır. 8 metrekarenin üzerindeki mutfaklarda başarılı olan bir tiptir. Fazla çalışma hacmi ihtiva eder. Yalnız L mutfağında olduğu gibi U mutfağında da dolap köşeleri özel çözüm ister.

5. G TİPİ MUTFAK
U mutfağında bir dizinin içeri bükülmesi ile oluşur. Bu uç bölüm çoğunlukla yemek yeri olarak değerlendirilebilir. 10 metrekarenin üstünde alana gereksinme gösteren bir yemek mutfağı tipi olur.

Aydınlatma
Mutfakta evin diğer bölümlerine göre daha yüksek aydınlık seviyesi sağlamak, kullanım kolaylığı açısından faydalı olacaktır. Dolap altında kullanılacak floresan tipi armatürlerle tezgah üstünde lokal aydınlatma yapılabilir. Genel aydınlatma, sarkıt veya sıvı üstü camlı tipte armatürlerle ve sıcak renkli ışık veren lambalar kullanılarak sağlanabilir. Kompakt floresanlarla gerekli mekan aydınlığı sağlanabilir. Dolap içerisinde dekoratif amaçlı, noktasal aydınlatma yapılabilir.

Naci Gökhan ÖZTÜRK
Mobilya ve Dekorasyon Eğitimi Bölümü
LİSANS TEZİ
Lisans Tezi Olarak Hazırlanmıştır
Düzce
Abant İzzet Baysal Üniversitesi
Teknik Eğitim Fakültesi
Haziran’2001