200 bine yakın öğrenci, belediyelerin verdiği burslardan yararlanıyordu. Fakat geçen ay ATM kuyruklarında sıra bekleyen öğrenciler tatsız bir sürprizle karşılaştı. Çünkü burslar, CHP’nin açtığı dava sonucunda kesilmişti.

Nedeni, CHP’nin açtığı dava sonucunda Anayasa Mahkemesi’nin, belediyelerin yükseköğrenim öğrencilerine doğrudan burs ve kredi vermesini sağlayan düzenlemeyi iptal etmesi. Yükseköğrenim Öğrencilerine Burs ve Kredi Verilmesine İlişkin Kanun’un 2/2. fıkrası, kamu kurum ve kuruluşlarının yükseköğrenim öğrencilerine burs ve kredi vermelerini yasaklıyordu. Ancak yasanın bu maddesinde ‘belediyeler hariç’ ifadesi bulunduğu için belediyelerin kredi ve burs verebilme ayrıcalığı vardı. CHP’nin 3 Mart 2004’te açtığı iptal davasını görüşen Anayasa Mahkemesi, yasadaki ‘belediyeler hariç’ ibaresini kaldırdı.

Kredi ve Yurtlar Kurumu (KYK)’nun verdiği cüzi (160 TL) bursların yanında belediyelerin verdikleri, özellikle ailelerinden uzakta eğitim gören öğrenciler için önemli bir destekti. Hiç hesapta yokken harçlıkları kesilen öğrenciler şaşkınlık içinde, ve burslarının bir şekilde siyasi çekişmelere kurban gittiğini düşünüyorlar.

CHP’nin davayı açarkenki gerekçesi, belediye burslarının objektif kriterler baz alınarak dağıtılmadığıydı. Mekanizma, merkezî elden, yani Kredi ve Yurtlar Kurumu aracılığıyla işlemeliydi. Mahkeme kararının ardından iki türlü uygulamanın gerçekleşmesi ise kafaları iyice karıştırdı. Bazı belediyeler bursları vermeye devam ederken, bir bölümü de kesti. CHP’nin açtığı davada karara en çok AK Partili belediyeler tepkili.

Boğaziçi Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde okuyan Aysun Kan da bursu kesilen öğrencilerden. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden burs alan Kan, İzmirli ve kendini CHP siyasetine yakın hissediyor. Ama desteklediği partinin bu girişimini anlayamıyor. Ona göre eğitim yardımı, siyasetle ilgili değil. CHP’li İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin oy kaybedeceğini düşünüyor. Kan’a göre, arsenikli su skandalından sonra bu CHP’ye ikinci bir darbe olacak.

Konunun taraflarından CHP’li, TBMM Eğitim Kültür Gençlik Spor Komisyonu üyesi Muharrem İnce’ye göre konu çarpıtıldı, yani öğrenciler mağdur olmayacak. Belediyeler, bursiyerlerin isimlerini ve ödeneği Kredi ve Yurtlar Kurumu’na aktaracak. Böylece tüm burslar KYK aracılığıyla verilmeye devam edecek. Fakat yerel yönetimlerin yakınlarındaki ihtiyaç sahiplerini belirlemede daha yetkin bir mekanizmaya sahip olduğu tartışılmaz. Ayrıca KYK’da bu uygulama için gerekli altyapı yok. Bu sene burs almaya hak kazanmış isimler, ÖSYM tarafından eğitim yılının başında çoktan belirlendi. Şu an için KYK’ya yetkili makamlardan böyle bir uygulama talebi de gelmemiş. Milletvekili İnce, diğer kamu kuruluşlarının da burs verme yetkisi olsun diye kanunun iptalini istediklerini anlatıyor: “Neden Karayolları, Devlet Su İşleri, üniversiteler burs verme yetkisine sahip olmasın?”

CHP’li İnce’nin bu sözlerinin, davayı açma gerekçeleriyle bağdaştığı pek söylenemez. Partililerin kanuna itiraz ettikleri bölüm ‘belediyeler hariç’ ibaresi. O hâlde İnce’ye göre, burs veren kurumların kapsamını genişletmek isteyen ana muhalefetin, kanunda karşı çıktığı nokta da kafa karıştırıcı.

Yalnızca İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) 50 bin öğrenciye verdiği aylık 120 TL’lik burs bu sene için kesildi. İlçe belediyelerin verdiği burslar da cabası. İBB, seneye yeni uygulama için çalışmalara başladı. Eğitim yardımları konusunda İBB’de en yetkili merci, Büyükşehir Belediyesi Gençlik Meclisi. Meclisin başkanı Melih Gülseren, gerekçeli kararı beklediklerini, bu işin peşini bırakmayacaklarını, her gün telefon ve fakslarının kilitlendiğini söylüyor.

TBMM Eğitim Kültür Gençlik Spor Komisyonu Başkanı ve AK Parti Milletvekili Mehmet Sağlam da öğrencilerin her türlü kaynaktan beslenmesinin gerekliliğine inanıyor. Bu yüzden belediyelerin engellenmesini doğru bulmuyor; fakat mahkeme kararına dikkatleri çekmeden de edemiyor.

Hükûmetin ana muhalefete eleştirileri daha çok yerel oluşumlardan. Beşiktaş Meydanı’nda toplanan AK Parti Gençlik Kolları’ndan bir gurup öğrenci, “Cebimizdeki üç kuruşluk çorba parasına göz diktiniz!” dedi ve vatandaşlara çorba dağıttı. Bu arada İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Ahmet Piriştina bursu verilmeye devam ediyor. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi de tepkiler üzerine bursları kesmedi. Bu durumdan haberdar Boğaziçili Mustafa Emin Büyükcoşkun, bu yasal boşluktan İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yararlanmaması ve inisiyatif kullanmamasından yakınıyor. Yani kararın ardından bir hukuksal karmaşa da söz konusu. Burs vermeye devam eden belediyelere göre, mahkeme kararı dahi olsa kazanılmış hak olan burslar kesilemez. Bursları iptal eden belediyeler ise mahkemenin gerekçeli kararını beklediklerini, aksi uygulamaların anayasal suç olduğunu savunuyor.

Denizli Belediyesi’nden aldığı bursu kesilen Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi Nilgün Yelpaze, CHP’li bir aileden geliyor. Annesi, kızına burs verdiği için AK Partili belediyeye oy verecek, bursları kestirdiği için CHP’den oyunu esirgeyecek kadar eğitimin önemine inanıyor. Kiminin yurt, kiminin akbil parası olan bu burslar, çok sayıda öğrencinin olduğu gibi Nilgün Yelpaze’nin de bütçesini sarstı. Yelpaze, öğrenci bursları üzerinden siyaset yapılmasına çok öfkeli.

İBB, bursların verilmeyeceği kesinleştikten sonra bursiyerlere bu durumdan muhalefeti sorumlu tutan e-mailler gönderirken; farklı görüşlere sahip öğrenci gruplarının protestoları ise sürüyor. Tepkiler bursları kesen belediyelere ve CHP’ye. Genç-Sen üyesi öğrenci Süleyman Tatar, “Eğer burslar yerel seçimlerden birkaç ay sonra tekrar verilmeye başlanırsa şaşırmam.” diyor. Tatar, tartışmanın seçim öncesi gündeme gelmesinde kasıt olduğunu düşünüyor. Protestolarda eleştirilerin yanında ağırlıklı dillendirilen, burslar için ayrılmış ödeneğin herhangi bir yolla yine öğrencilerin menfaatine kullanılması gerektiği. Özellikle büyük şehirlerdeki üniversitelerde, yalnızca burslarla geçimini sürdüren öğrencilerin sayısı yüksek. Bursların kesilmesi en çok onları etkiledi.

Bunun yanında partiler birbirlerini suçlamaya devam ediyor. CHP İstanbul Gençlik Kolları Başkanı Yunus Emre’ye göre, AK Partili belediyeler gençlere CHP yüzünden bursların kesildiği görüşünü pompalıyor. Emre, bundan CHP’li öğrencilerin de etkilendiğini, durum anlatıldığında onların da kendilerini anlayışla karşıladığını söylüyor. CHP Milletvekili Muharrem İnce de bu yanlış anlaşılmaların önüne geçmek için Marmara Üniversitesi’ne gidip öğrencilerle konuşmuş ve durumu anlatmış. İnce, CHP’nin bu mevzudan oy kaybedeceğini düşünmüyor: “Gerçeği görmek istemeyenler için yapacağımız bir şey yok.” diyor. Yunus Emre de ellerinde bursların haksız dağıtıldığına, belli gruplara öncelik verildiğine dair raporlar olduğunu belirtiyor. Ama sol ideolojiden beslenen öğrenciler bile ana muhalefet partisinin sağlıklı çözüm sunmaksızın açtığı bu davanın getirdiği zararlar konusunda hemfikir: “Pire için yorgan yaktılar.”

Yerel seçimlerde burs mağduriyeti sandığa önemli derecede etki edeceğe benziyor. Genç seçmenler, burslarının haksız yere kesilmesinden ve eğitimlerinin siyasete malzeme edilmesinden rahatsız. İstanbul’dan Bursa’ya, Malatya’dan Çanakkale’ye belediye burslarından çok sayıda öğrenci yararlanıyordu. Umulur ki öğrencileri derinden etkileyen uygulamanın siyasi aktörleri, daha fazla derinleşmeden bu probleme en yetkin çözümü getirir.
kaynak:aksiyon.com.tr