I-Giriş:
Kayıtdışı ekonomi, kısaca devletten gizlenen ve kayda geçirilmeyen, bu nedenle de denetim dışında kalmaya özen gösteren faaliyetlerin tümü olarak tanımlanabilir.

Kayıtdışı ekonomi, Gayri Safi Milli Hasıla hesaplamalarına dahil edilmeyen alanı temsil etmektedir. Ülkemizde, kayıtdışı ekonominin kayıtlı ekonomiye oransal olarak yüksek olduğu herkes tarafından bilinen bir gerçek olup, bu durum aslında devlet otoritesini zaafa uğratacak şekilde her geçen gün için büyük miktarlarda devlet gelirlerinin yok edilmesine neden olan son derece tehlikeli bir gelişmedir.

Kayıtdışı istihdam olgusu da, kayıtdışı ekonominin doğal sonuçlarından birisidir. Konuyu irdelerken, aslında öncelikle kayıtdışı istihdamı doğrudan doğruya besleyen ve büyüten nedenleri ve gerçekleri aydınlığa kavuşturmakta fayda bulunmaktadır. Bu itibarla, kayıtdışı istihdamın vergisel boyutunun tartışılması, bu durumun açıklığa kavuşturulmasında önemli kazanımlara neden olacaktır.

Kayıtdışı istihdam, kamu açıklarının ve borçlarının artmasına, enflasyonun beslenmesine, üretim, ihracat ve yatırımın düşmesine, beyin göçüne, işsizliğin artışına, rekabet gücünün azalmasına, kurumsallaşamama hastalığına, sendikal sistemden uzaklaşmaya, verimsiz ve kalitesiz üretime, sosyal güvenlik kapsamının daralmasına ve iş sağlığı koşullarının kötüleşmesine neden olmaktadır.

Türk-İş tarafından yapılan bir araştırmaya göre, Türkiye’de halen 2 milyon 600 bin kayıtdışı istihdam bulunurken, 3 milyon 700 bin eksik istihdam (haftalık 40 saatin altında çalışanlar) ve işsizle birlikte, toplam 6 milyon 300 bin kişinin kayıt dışı istihdam edildiği belirlenmiştir.1 Bu araştırmaya göre, devletin yürürlükteki asgari ücret üzerinden 7 katrilyon 37 trilyon TL.SSK primi, 1 katrilyon 900 trilyon TL gelir ve damga vergisi ve 630 trilyon TL.’da işsizlik sigortası olmak üzere toplam 9 katrilyon 567 trilyon TL kaybı olduğu belirlenmiştir. Türk-İş’in yaptığı araştırmaya göre; özellikle büyük ölçekli işletmelerin

işgücü maliyetini düşürebilmek amacıyla üretimin belirli aşamalarında fason üretim yaptığı ya da taşeron firmaları devreye soktuğu, böylelikle fason üretim yapan işyerleri ile taşeron işyerlerinde kayıtdışı istihdamın daha fazla olduğu belirlenmiştir.

Kayıtdışı istihdamın ve ekonominin büyümesinde kurumlaşmış işletmelerin azlığı ile küçük ve orta boy işletmelerin fazla olmasının önemli rol oynadığı vurgulanan söz konusu araştırmaya göre; kamuda her bir işyerinde 42, özel sektörde ise 10 işçinin çalıştığı tespit edilmiştir. Bu araştırma sonucunda, kayıtdışı ekonominin yoğunlaşmasında sosyal güvenlik primleri ile istihdam ile ilgili kesintilerin yüksek oluşu, yapılan denetimlerin ve uygulanan cezaların yetersizliği, etkisiz ve verimsiz sosyal güvenlik sistemi ve bürokratik işlemlerin fazlalığının etkili olduğu kaydedilmiştir.2

Türkiye’de kayıtdışı ekonominin yaygın olduğu sektörler; tarım, inşaat, perakende ticaret, ikram veya ev hizmetleri gibi geleneksel sektörler ile imalat ve işletme hizmetleri ve esas olarak kendi hesabına çalışanların yer aldığı yenilikçi modern sektörlerdir.3

II-Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planında (2001-2005) Kayıtdışı İstihdam İle İlgili Tespit Edilen Hususlara İlişkin Değerlendirmeler:

Devlet Planlama Teşkilatı tarafından hazırlanan 2001 Yılı Kayıt Dışı Ekonomi Özel İhtisas Komisyonu Raporu’nda kayıtdışı istihdam olgusu ile ilgili olarak önemli tespitlerde bulunulmuş olup, değerlendirmeler yapılmıştır.4

Söz konusu tespitlerin en başında; kayıtdışı çalışma veya çalıştırmama gerçeğinin elde edilen gelirler üzerinden ödenen vergi, sosyal güvenlik kuruluşlarına ödenmesi gereken prim ve sosyal amaçlı kesintilerin tahakkuk ettirilmeyerek ödenmediği sonucundan kaynaklandığı ifade edilmiştir. Ayrıca, ilgili raporda; kayıtlı ekonomiden uzaklaşma isteğinin artmasında vergi oranlarının çok yüksek oluşu ve vergilerin adil olarak toplanamamasının etkili olduğu ifade edilmektedir. Bununla beraber, vergi ve diğer kesintileri ödeyenlerin, toplanan kaynakların yerinde harcanmadığına ilişkin görüşlerinin güçlenmesi sonucunda çalışanlar ve çalıştıranlar arasında özel anlaşmaların ortaya çıktığı da bir başka gerçektir. Bu durum da şunu göstermektedir ki; o günün koşullarında elde edilecek daha yüksek gelir, daha sonraki yıllarda kazanılacak ekonomik ve sosyal menfaatlerden daha önemli hale gelmektedir.

Yeterli sermaye birikiminin olmaması ve kredi olarak kullanılacak fonların pahalı olması, küçük ölçekli üreticilerin üretim sürecinde daha önemli bir rol oynamakta, yüksek oranlı sigorta primleri ve sosyal amaçlı fon ödemeleriyle artan işgücü maliyetleri işverenlerin ek işçi istihdamını engellemekte, yani yatırımlara ayrılabilecek kaynakları sınırlamakta ve kaçak işçi istihdamını arttırarak kayıt dışı sektörü büyütmektedir. Türkiye’de gelir vergisi yükümlüsü sayısı yaklaşık 8.7 milyon iken bunun yaklaşık 6 milyonu yani % 70’i ücretlilerden oluşmaktadır. Oysa, ücretlilerin sivil istihdam içindeki payı % 40 düzeyindedir. Bu itibarla, vergi ve diğer yasal yükümlülükleri omuzlayan ücretlilerde yasal düzenlemelere karşı bir direnç yaratmakta ve çalışanların kayıt dışı sektöre kaymasında önemli bir neden teşkil etmektedir.

Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda bahsedildiği üzere kayıtdışı istihdam; hükümet ve işçi sendikaları tarafından temin edilen ücret, çalışma saati, yıllık izin gibi haklar, hastalık, analık, malulluk, yaşlılık, ölüm aylığı gibi yardımlar ile işçi sağlığı ve iş güvenliği çalışma yaşı ve koşulları gibi bir takım koruyucu düzenlemelere uyulmaması, tüketici veya çevre koruma, ruhsat veya izin belgesi alma, marka, patent ve telif haklarına yönelik yasaların gözardı edilmesi sonucu oluşmaktadır. Kayıtdışı istihdamın yasal olmayan ekonomik faaliyetlerin yanı sıra yasal ekonomik faaliyetler kapsamı içerisinde, faaliyetlerin kısmen bildirilmesi, primden kaynaklanan eksik bildirimler ile gelir ve ücretten kaynaklanan eksik bildirimler bu durumun görünen diğer yüzünü oluşturmaktadırlar.

III-Kayıtdışı İstihdamın Vergisel Boyutu Hakkında Değerlendirmeler:
Kayıtdışı istihdam dört şekilde söz konusu olabilmektedir. Birincisi, istihdam edilen işçilerin hiçbir şekilde kayıtlarda gösterilmemesi, ikincisi; istihdam edilen işçilerin çalıştıkları sürenin sadece bir kısmının kayıtlarda gösterilmesi, üçüncüsü; istihdam edilen işçilerin prime esas kazançlarının eksik gösterilmesi ve dördüncüsü de istihdam edilen işçilerin hem çalışma sürelerinin hem de prime esas kazançlarının eksik gösterilmesi şeklinde gerçekleşmektedir.

Kayıtdışı ekonominin palazlanmasında etkili unsurlarından birisi olan kayıtdışı istihdam olgusunun ardında yüksek sigorta primleri ile işçi maliyetlerindeki artışlar önemli rol oynamaktadır.Asgari ücretliler üzerinde bile belirli bir sosyal güvenlik kesintileri ve vergi yükünün dikkate değer ölçüde maliyetleri yükseltmesi nedeniyle; kayıtdışı istihdam kayıtdışı ekonomiyi besleyen ve büyüten bir kaynak haline gelmiştir.

Ülkemizde kayıtdışı istihdamın en açık delillerinden birisi yabancı kaçak işçiler, çocuk ve kadın işçilerle, emeklilerle ilgili sayısal verilerdir. Bugün itibariyle yabancı kaçak işçilerin sayısının bir milyonun üzerinde olduğu bilinmekle beraber yapılan bir araştırmaya göre sanayi kesiminde çalışan çocuk işçilerin % 53.8’inin sigortalı olmadığı belirlenmiştir. 5

Kadın işçiler açısından kayıtdışılık oranının % 35 civarında olduğu tahmin edilmekle beraber
emeklilerin de tüm kayıtdışı çalışanların % 7 ‘lik bir kısmını oluşturduğu tespit edilmiştir.6

Kayıtdışı istihdamın rekabet gücünü arttırması, büyümeyi hızlandırması, ekonomiye canlılık getirmesi vb. olumlu etkilerinin yanı sıra olumsuz etkileri de mevcut bulunmaktadır. Söz konusu olumsuz etkilerin en başında sosyal güvenlik kurumlarının finansman açığına yol açması, sosyal güvenlik haklarından mahrumiyetler,düşük ücretler ile diğer işletmeler aleyhine haksız rekabet ve niteliksiz işgücünün artması gelmektedir.7

2000 yılı içerisinde işverenlerin istihdama ilişkin yasal yükümlülüklerinin toplam işgücü içindeki payı % 22’lere çıkmıştır.Türkiye,OECD ülkeleri içerisinde en fakir ülke olmasına karşın vergi yükü ABD, Japonya gibi ülkelerden çoktur.8

Türk vergi sisteminde bulunan küçük çiftçi,esnaf ve sanatkarlara uygulanan muafiyet durumuna bakıldığında,işportacı ve seyyar satıcıların tamamına yakının vergiden muaf esnaf arasında sayıldığını görmekteyiz.Ayrıca,Esnaf ve Sanatkarlar Kanununa tabi olarak üçten az kişinin çalıştığı işyerlerinin İş Kanunu kapsamı dışında bırakılmasının yanı sıra tarım sektöründeki kayıtdışılığın da kayıtdışı istihdamın artışına neden olduğu gözlemlenmektedir.Tabii ki söz konusu düzenlemeler sosyal faydalar sağlamak üzere yapılmış olmakla birlikte kayıtdışı istihdamın önemli bir dilimini oluşturduğu gerçeği de gözardı edilemez.

Kayıtdışılık için ileri ülkelerde vergi ve diğer kamu müdahaleleri ileri sürülmekle beraber,kalkınmakta olan ekonomilerde düşük verimlilik ve işsizlik gibi yapısal nedenler de ön plana çıkabilmektedir.Bu niteliği ile kalkınmakta olan ekonomilerde kayıtdışılık kronik ve yapısal bir karakter izlemektedir.Kayıtdışılık ve vergi birbirini belgeleyen ve güçlendiren süreçlerdir.Vergi sistemi kayıtdışına iterken, kayıtdışı kesimlerin genişlemesi ve vergilerin ağırlaşmasına yol açmaktadır.9

IV-İşsizlik Sigortası Uygulamasının Kayıtdışı İstihdamın Önlenmesine Etkileri:
4447 Sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu ile 1.6.2000 tarihinden itibaren işsizlik sigortası uygulanmasına başlanılmıştır.12.12.2001 tarih ve 4726 sayılı 2002 Yılı Mali Yılı Bütçe Kanunu’nun 61’nci maddesi (f) bendi gereğince,25.08.1999 tarih ve 4447 Sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’nun 49’ncu maddesi değiştirilmiş ve prime esas aylık brüt kazançlar üzerinden kesilmesi gereken işsizlik sigortası prim oranları sigortalı işçi için yüzde 1, işveren için yüzde 2 ve devlet payı olarak yüzde 1’e indirilmiş ve toplam kesinti tutarı yüzde 4’e düşürülmüştür.

İşsizlik sigortası uygulaması yasa gereği,Mart 2002 ayı içinde başlayacaktır.İşsizlik ödeneğinden yararlanmak isteyen kişinin son üç ay içerisinde 120 gün sürekli olmak üzere İşsizlik Sigortası Fonu’na en az 600 gün prim ödemiş olması gerekmektedir. Bu durumda, 600 gün prim ödemiş olanlara 6 ay,900 gün prim ödemiş olanlara 8 ay, 1080 gün prim ödemiş olanlara ise 10 ay süre ile işsizlik ödeneği ödenecektir. Yasa gereğince, işsizlere ödenecek en az işsizlik ödeneğinin yürürlükteki brüt asgari ücretin net miktarının yarısından az olmaması gerekmektedir.

İşsizlik sigortası uygulamasının kayıtdışı istihdamın önlenmesine etkilerini kısa vadede ölçerek tespit etmek çok zordur.Kısa vadede,ancak çalışanların sigortalı olmaya özen göstererek kayıtlı hale getirilmelerine yardımcı görünüyor olsa da hem işçi hem de işveren açısından ek maliyetler getirdiğinden-diğer sosyal güvenlik kesintileri gibi-kayıtdışı istihdamı tek başına önleyecek kudrete sahip olmayacaktır.

V-Sonuç:
Kayıtdışı ekonomik faaliyetleri izlemek ve kayıt altına almak için öncelikle siyasi iradenin bu yönde oluşması gerekmektedir.Sosyal güvenlik kuruluşlarının yeniden yapılandırılması ile birlikte Tek Hesap Numarası ve Genel Sağlık Sigortası gibi uygulamaların altyapısının hazırlanması gerekmektedir.

Çocuk işçiliğinin önlenmesine yönelik düzenlemeler ile yabancı kaçak işçiliğin engellenmesine ilişkin çalışmaların gerçekleştirilmesi ve tarım sektörüne ilişkin İş Kanununun hazırlanması da bir zorunluluk olarak ortaya çıkmaktadır.

Ücretler üzerinden devletin tahsil etmekte olduğu SSK primleri ve vergiler neredeyse asgari ücretin yarısına ulaşmıştır.Bu bir devlet maliyeti olup,primler ve vergiler yükseldikçe kayıtsız olanlar ödüllendirilmekte,kayıtlı olanlar cezalandırılmış olmaktadır.İstihdam üzerindeki SSK ve vergi yüklerinin acilen azaltılarak bu yükün toplam ücretin % 15’ine kadar azaltılmasında çok büyük faydalar olacaktır.

* Maliye Bakanlığı Gelirler Kontrolörü
1 Hürriyet Gazetesi,20.06.2002.
2 www.ntvmsnbc.com.tr -20.06.2002
3 Necdet KENAR “Kayıtdışı Ekonomi ve İstihdam”başlıklı tebliği’nden alınmıştır.Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu-TİSK “Büyüyen Kayıtdışı Sektör” Semineri,5-7 Nisan 2002,Nevşehir.
4 Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (2001-2005),”Kayıt Dışı Ekonomi Özel İhtisas Komisyonu Raporu”,DPT:2603,ÖİK:614, 2001,s.43
5 Şevki ÖZDEMİR,”Çalışan Çocukların Profili”,Sosyal Güvenlik Dünyası Dergisi,Sayı:6
6 Kuvvet LORDOĞLU-Şemsa ÖZAR,”Enformel Sektör ve Sosyal Güvenlik:Sorunlar ve Perspektifler” Friedrich Ebert Vakfı Yayınları,İstanbul 1998.
7 Serdar GÜNAY,”Türkiye’de Kayıtdışı İstihdamın Analizi-II”,Yaklaşım,Sayı:115, Temmuz 2002,s:155.
8 Prof.Dr.Muammer KAYA- www.turkinternet.com ,3.10.2002
9 Prof.Dr.İzzettin ÖNDER,İstanbul Üniversitesi SBF Dergisi (Ekim 2000-Mart 2001), No:23,24