Bilindiği gibi,limited şirketler hakkındaki yaygın izlenim ,bu şirketlerin formalitelerden uzak ve kolay yönetilen ortaklıklar olduğu yönündedir. Bu nedenle ortaklıklar daha çok limited şeklinde yapılmaktadır.

Diğer yandan limited şirketlere ilişkin kimi ticaret kanunu hükümleri bzaı zorluklar getirmiştir. Örneğin; Limited şirketlerde ana sözleşme ile atanan ortak sıfatına sahip müdürün görevden alınmasına ilişkin kurallar incelendiğinde, olayın oldukça ağır şartlara bağlandığı görülecektir.

Kanun’un ilgili hükümlerinin topluca incelenmesi durumunda, ana sözleşme ile göreve getirilen ortak sıfatına müdürün diğer ortaklarca görevden alınmasının mümkün olmadığı, bu sonucu ancak bir mahkeme kararı ile sağlayabilecekleri sonucuna varılmaktadır. İncelememizde, bu konu yasa hükümleri çerçevesinde açıklanmaya çalışılacaktır.

GENEL OLARAK LİMİTED ŞİRKET MÜDÜRÜNÜN GÖREVDEN ALINMASI
Türk Ticaret Kanunu’nun 540 ve541. maddelerine göre limited şirketin yönetimi,müdür yada müdürler tarafından gerçekleştirilir. Şirket müdürünün ortaklar arasında ya da dışarıdan seçilmesi mümkündür.

Yasa’nın 540. maddesine göre, gerek ortaklar arasından gerekse dışarıdan seçilecek müdür,şirket ana sözleşmesiyle atanabileceği gibi, ortaklar kurulu kararıyla da göreve getirilebilir.

Dışarıdan 3. kişiler arasından seçilen limited şirket müdürlerinin azli konusunda herhangi bir özellik söz konusu değildir. Bunlar ister ana sözleşme ile isterse daha sonra ortaklar kurulu kararı ile atanmış olsunlar,esas sermayenin en az yarısından fazlasını temsil eden ortakların kararı ile görevden alınabilirler.

Ortaklar arasından atanan şirket müdürünün azli konusu ise, müdürün ana sözleşme ile atanmış olması durumunda önemli bir özellik taşımaktadır.

Öncelikle belirtmek gerekir ki, şirketin kuruluşundan sonra ortaklar kurulu kararı ile göreve getirilen müdürün azledilmesinde herhangi bir özellik söz konusu değildir. Zira bu konuya ilişkin 543. maddenin birinci fıkrası,bu konuda kanun’un kollektif şirketlere ilişkin 161 ve 162. maddelerin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Kanun’un 161. maddesi,ortaklar kurulu kararıyla göreve getirilen müdürün, ortakların çoğunluğunun kararıyla görevden alınabileceği hükmünü içermekte olduğundan, bunlar da tıpkı dışarıdan atanmış müdürler gibi, esas sermayenin en az yarısından fazlasını temsil eden ortakların kararı ile görevden alınabilirler.

Buna karşılık ana sözleşme ile atanan ortak sıfatına sahip müdürlerin azlinde,aşağıda açıklanacağı gibi farklı bir düzenleme söz konusudur.


ANA SÖZLEŞME İLE ATANAN ORTAK SIFATINA SAHİP MÜDÜRÜN GÖREVDEN ALINMASI
Yukarıda değinildiği Türk Ticaret Kanunu’nun 543. maddesinde yer alan kurala göre , ortaklar arasından seçilen müdürlerin görevden alınması konusunda aynı Yasa’nın kollektif şirketlere ilişkin 161 ve162. maddelerindeki düzenlemelere uygun hareket edilmesi gerekir.

Kanun’un 161. maddesine göre idare işlerinin sözleşme ile bir ortağa verilmesi durumunda onun idare yetkisi ve görevi diğer ortaklar tarafından sınırlandırılamayacağı gibi, görevden de alınamaz. Ancak haklı sebeplerin varlığı halinde , ortaklardan birinin talebi üzerine mahkeme kararı ile ortağın yönetim yetkisi sınırlanabilir veya kaldırılabilir.

Yasa’nın ilgili hükümlerine göre göreve bu şekilde getirilen müdürlerin diğer ortakların kararı ile azledilmesi mümkün olmamakta, bunu için mahkemeye başvurulup,haklı sebeple azli isteminde bulunulması gerekmektedir.

Görüldüğü gibi, diğer ortakların sermaye payları ne kadar büyük olursa olsun ana sözleşme ile atanan ortak sıfatına sahip kişinin müdürlük sıfatına son verilmesi mümkün olmayacaktır.

Yasa’ya göre bu durumda ortakların yapabilecekleri tek şey , mahkemeye baş vurarak müdürün azlini istemektir. Ayrıca, mahkemeden bu yönde karar alınabilmesi için diğer ortakların müdür hakkında 161. maddede gösterilen şekilde basiretsizlik.ağır ihmal ya da iktidarsızlık gibi haklı bir sebebin varlığını kanıtlamaları gerekir.

Örneğin; A,B ve C bir imited şirketin sırasıyla %50,%49 ve %1 oranında paylarına sahiptirler. A ve B işlerinin yoğunluğu nedeniyle şirket müdürlüğü görevini %1 paya sahip olan C ye ana sözleşme ile bırakmışlardır. Bu durumda ellerinde %99 pay bulunduran A ve B , C’yi kendi isteği olmaksızın hiçbir şekilde görevden alamazlar. Yapabilecekleri tek şey , C’nin azledilmesi için mahkemeye başvurup, haklı sebeplerin varlığını kanıtlamaktır.

Görüldüğü gibi, genellikle formalitesiz ve kolay yönetilebilir olduğu kanaatiyle tercih edilen limited şirketlerin idaresi konusunda kimi durumlarda önemli zorluklarla karşılaşılması söz konusu olabilmektedir.

Bu durumun örneklerinden birini , ana sözleşme ile atanan ortak sıfatına sahip müdürlerin görevden alınmasına ilişkin kurallar oluşturmaktadır.
Doç.Dr.A.Kadir IŞIK'a ait olan bu makale www.mustafagulsen.com web sayfasından alınmıştır.