Yazar: Rauf Ateş
Perşembe, 27 Eylül 2007


Türkiye perakende sektörünün hem içerdeki satışlarının hem de büyük zincirlerin ihracatlarındaki büyüme tedarikçi şirketlere yarıyor. Bu halkaya bir tarafından katılabilen üreticiler hızla büyüyor ve dış pazarlara dolaylı olarak açılıyor. Metro'dan Kipa'ya, Carrefour'dan IKEA'ya kadar birçok alım grubunun türkiye'den yaptıkları alımlar 1 milyar Euro'yu geçmiş bulunuyor. Yapılan planlamalar bu alımların daha da büyüyeceğini gösteriyor. Bu halkaya yeni katılmak isteyen üreticiler için alım gruplarının tedarikçilerle nasıl çalıştığını, hangi koşullarda alım yaptıklarını araştırdık.


Türkiye dünya perakende devlerinin ilgi odağında. Tesco'dan Metro'ya, Carrefoursa'dan Ikea'ya kadar dev zincirlerin Türkiye operasyonları, dünya genelindeki en başarılı lokasyonlar olarak dikkat çekiyor. Bunu izleyen diğer devler de Türkiye'ye adım atma araştırmalarını yavaş yavaş realize ediyor. Bunlardan en önemlisi geçen hafta gerçekleşti. İlerleyen sayfalarımızda okuyacağınız gibi 40 milyar Euro cirolu Alman Rewe nihayet Türkiye7ye gelmeye karar verdi ve İstanbul'daki uyum marketlerinin yüzde 20'sini satın alarak bu konudaki kararlılığını gösterdi.

Wal-Mart'tan ...... kadar daha birçok perakendeci de 100 milyar dolar ciroya koşan bu sektördeki pastaya yanaşmak için oldukça iştahlı. Bu, kuşkusuz sektördeki gelişmelerin vitrindeki boyutu. Asıl önemli gelişmeler ise tüketiciye yansımayan boyutta yaşanıyor. O da bu dev zincirlerin, adeta giderek Türkiye'nin en büyük dış ticaret şirketleri haline gelmeleri. Çünkü büyük zincirler için birçok üründe yaptıkları alımların önemli bir kısmını yurtdışı operasyonlara gönderiyorlar ve bu da faaliyetlerinin çok önemli bir kısmını işgal etmeye başladı.

Binlerce dolaylı ihracatçı var

Carrefour, Tesco, Metro-Real, Praktiker ve Ikea gibi perakende zincirleri son yıllarda Türkiye'den milyonlarca dolarlık alım yaparak, faaliyet gösterdikleri diğer ülkelerdeki mağazalarına ihracat yapmaları, birçok tedarikçiyi dolaylı olarak ihracatçı yapmış bulunuyor.

Türkiye'deki yüzlerce tedarikçi, tekstilden gıdaya, züccaciyeden mobilyaya kadar pek çok ürün gamında, binlerce kalemde bu büyük zincirlere mal satıyor. Dünyanın perakende devleri, Türkiye'de açtıkları satın alma ofisleri aracılığıyla yerel tedarikçilerden kendi mağazalarında satışa sunacağı ürünleri alıyorlar. Yerel tedarikçiler ise bu yolla mallarını satışa sunabileceği yeni pazarlar elde ediyor, devlerin uluslararası bilgi ve deneyimlerinden yararlanarak işlerini geliştiriyorlar. Tedarikçiler, yaptıkları satışlar nedeniyle önemli miktarlarda üretim yapmaya başladıkları için kapasitelerini artırarak büyüyor ve istihdam yaratıp, ihracat yaptıkları için de ülke ekonomisine katkı sağlıyorlar.

Ağırlık tekstilde

Dev zincirler Türkiye'den özellikle tekstil ve hazır giyim ürünleri alıyor. Ancak tekstil ve hazır giyimin yanı sıra, cam eşyaları, ev aksesuarları, çorap, yatak örtüsü, havlu, züccaciye, masa örtüsü, gıda ürünleri, terlik, ayakkabı, seramik ve porselen eşyaları da Türk tedarikçileri tarafından sağlanan ürünler arasında bulunuyor.

Yapı marketleri de mutfak, banyo, bahçe, makine ve boya başta olmak üzere mobilyadan ev tekstiline, kombiden parkeye kadar 50 binden fazla ürün çeşidini yurt dışındaki mağazalarına gönderiyor.

Tekstil ve hazır giyimden sonra en fazla ihraç edilen ürün grubunu ise bazaar denilen, zücaciye ürünleri oluşturuyor. Öte yandan Türkiye'de ve dünyada niş bir alana hitap eden ürün gruplarının ihracat açısından şansı yüksek. Örneğin bir yıldır Metro Group'a mal veren Giza, catering sektörü için açık büfe yakıtı üretiyor. Türkiye'de bile sayılı üretici arasında bulunan Giza, Metro Group'un dünyadaki tüm mağazaları için açtığı ihaleyi kazanarak, önümüzdeki yıl için de iş bağlantısını yapmış durumda.

Milyon Euro'luk alımlar

Ancak bu devlere mal satmak, sanıldığı kadar kolay değil. Dev zincirler, Türkiye'deki tedarikçilerini seçerken oldukça ince eleyip sık dokuyorlar. Tedarikçilerinden hızlı servis, malı zamanında teslim etme, uygun fiyat ve kalite gibi unsurların yanı sıra ISO 9001, ISO 14001, işçi çalıştırma ve fabrikanın çalışma koşullarını içeren BSCI gibi sertifikalar da isteniyor. Türkiye'deki satın alımlarını da, burada faaliyet gösteren alım ofisleri aracılığıyla gerçekleştiriyorlar.

Bu dev zincirlerden biri olan Metro da her yıl dünyanın 22 ülkesinde bulunan Metro Group Türkiye'den 600 milyon Euro'luk alım yapıyor. Carrefour'un alımı ise 200 milyon Euro'yu buluyor. Büyük alım yapan şirketlerden bir başkası olan Tesco da yılda 65 milyon sterlinlik bir alım gerçekleştiriyor.

Bu dev pastadan pay almak ise görüştüğümüz tedarikçi şirketlerin yetkililerine göre hayal değil. Tabii pek çok koşulun yerine getirilmesi şartıyla. Bu nedenle Ekonomist okuyucuları için Metro-Real'den Carrefour'a, Tesco'dan Praktiker ve IKEA'ya kadar büyük oyuncuların, Türkiye'den gerçekleştirdikleri mal alım stratejilerini araştırdık. Bu devlere mal veren şirketlerin yaptıkları iş bağlantılarını nasıl gerçekleştirdiklerini ve bu işin nasıl yapılması gerektiğini inceledik.

Üç kademeli prosedür

Tedarikçi şirketler, ya kendileri direkt olarak bu dev zincirlerle iletişime geçiyor, ya da devler onları keşfediyor. Hazırlanan ürün kataloğuyla alım ofislerine başvuran tedarikçilerin, şirket bilgileri ve ürün grupları incelendikten sonra, üç kademeli bir prosedür uygulanıyor.

İlk kademede, tespit edilen şirketler ziyaret ediliyor, daha sonra ön teknik denetim ve uygunluk değerlendirmeleri yapılıyor. Son olarak da, konularında uzman denetim şirketleri tarafından tamamlanan etik ve teknik denetimler gerçekleştiriliyor. Tüm bu kademelerde olumlu sonuçlar elde edilmesi durumunda, tedarikçilerle çalışmaya başlanmasına karar veriliyor.

Zincir marketlerin hemen hepsinin ‘olmazsa olmaz' dediği kriterler var. Öncelikle zincire girmek isteyen şirketin bir pazarlama bütçesi sunması, mağazaların satın alma departmanlarıyla irtibata geçip, sözleşme yapmaları gerekiyor. Sözleşme şartlarına harfiyen uyulması, çok önemli bir koşul.

Perakendecilikte marka haline gelmiş şirketler, ürünün fiyatının yanında pek çok kriteri göz önünde bulunduruyor. Mesela şirketlerin büyük bir çoğunluğu görüşmelerde kalite kontrol süreçleri ve ticari koşullar üzerinde yoğunlaşıyor. Her zincirin ödeme vadesi de değişik. Ödemeler genel olarak, 70-90 gün arasında değişiyor.

Tabii, şirketlerin üretim hızı, malı zamanında gönderip gönderemeyecekleri ve kalite diğer önemli unsurlardan bazıları. Bir de uygun bir fiyat politikası tercih ediliyor.

Proaktif şirket olun

Bu devlerle çalışabilmek için öncelikli adımı genellikle tedarikçilerin atmaları gerekiyor. Yani tedarikçilerin proaktif olanları tercih ediliyor. Sezona ve talebe göre tedarikçi sayılarının değişiklik gösterdiğini söyleyen Carrefour Global Sourcing Türkiye Ofisi Direktörü Jean Lattes, tedarikçi seçimlerinde göz önünde bulundurdukları kriterlerle ilgili olarak şunları söylüyor:

"Yaklaşık 35 tedarikçiyle çalışıyoruz. Ancak portföyümüze, talebe göre yeni tedarikçiler de ekleyebiliyoruz. Kendi alanlarında uzmanlaşmış, entegre olan şirketleri tercih ediyoruz. Carrefour'a iyi servis sağlayacak, üretim ve teslim süresi hızlı, kalite anlamında kendini kanıtlamış şirketleri seçiyoruz. Ayrıca proaktif olan, ‘Sipariş bana gelsin ben üreteyim' diyenleri değil de, daha aktif şirketleri tercih ediyoruz" diyor.

Adetler düştü, modeller çoğaldı

Öte yandan Türkiye'de son yıllarda mal alımında değişen bir trend gözleniyor. Tedarikçilere göre dev zincirlerin Türkiye'den mal alımlarında düşük adetler ve çoğalan modeller dönemi başladı. Çünkü pazarlama açısından da artık daha fazla çeşitli ürün ve daha az mal, esnek bir çalışma ortamı yaratıyor. Türkiye'nin Avrupa'ya olan yakınlığı ve Türk tedarikçilerin hızlı üretimleri ile çeşit sunabilme özellikleri sayesinde zincir marketlere kolaylıkla mal satabildikleri söyleniyor.

Bu hızlı sirkülasyonda, yeni desenler ve çeşitlerin numuneleri alım ofislerince izleniyor. Bu ürünler gerekirse yurt dışındaki merkezlere gönderiliyor. Merkezler, diğer ülkelerdeki satın almacıları davet ediyor. Ve ortak bir kararla herkes siparişini veriyor.

Fiyat kırmak kaliteyi düşürüyor

Zincir marketlere mal vermenin en iyi yollarından biri de uygun fiyat. Ancak fiyat ve kalite ilişkisini iyi bir dengeye oturtmak gerekiyor. Fiyat kırmak, kaliteden ödün verilerek yapılıyorsa, o zaman istikrarlı bir ticaretten söz etmek mümkün olmuyor. Büyük bir zincire mal veren bir çorap üreticisi şirketin yöneticisi, bu konuda şöyle konuşuyor:

"Küçük şirketler bu zincirlere girebilmek için fiyat kırıyorlar. Fiyat kırmak, oraya girmek sorun değil ki. Büyük de olsan, küçük de olsan bunun belli bir maliyeti var. Benim 10 liraya mal ettiğim bir malı daha küçük bir işletme 10 liraya mal edemiyor. Çünkü benim 9 liraya aldığım ipliği 9 liraya alamıyor, 11 liraya alıyor ama benim altımda fiyat veriyor. Ama sonra ne oluyor? Bu fiyata girebilmek için kaliteden ödün veriliyor. Sonra müşteri alımı kesiyor."

/////////////////

KUTU

Dev zincirin halkası olmak için dikkat etmeniz gerekenler

* Bu şirketler adet bakımından yüklü alımlar yaptıkları için öncelikle üretim alt yapınızın güçlü olması gerekiyor.

* Şeffaf ve açık bir şirket olmalısınız. Çünkü başlangıçta, istenen koşulları yerine getirip getiremeyeceğiniz ciddi bir şekilde denetleniyor.

* Kurumsallaşmaya önem vermeniz, kalite yönetim sistemleri ve gıda güvenliğine ilişkin yatırımları yapmanız gerekiyor. Özellikle gıda tedarikçilerinin bunlara uygun olmaları şart.

*Çalışanlarınıza karşı sorumluluklarınız bu şirketler tarafından öncelikle göz önünde bulundurulan faktör. Çocuk ve sigortasız işçi çalıştıran şirketlerle kesinlikle çalışılmıyor.

* Büyük zincirlerin ilk istedikleri şey kalite. İyi kalitede bir üretim yapamıyorsanız şansınız yok.

* İstenilen ürünü zamanında teslim çok önemli. Günü gününe malı göndermek sürekli alım yapılacak şirketler listesindeki yerinizi sağlamlaştırır.

* Ürün gamınızı sürekli olarak yenilemeniz en büyük avantajınız olur.

* Kalite belgenizin olması, sizi rakiplerine göre bir adım öne taşır. Çünkü alım grupları, tedarikçinin sertifikalarına, çalışma şekline, kapasitelerine ve sosyal sorumluluk projelerine kadar birçok unsura bakıyorlar.

* Lojistik gücünüz çok iyi olmalı. Ürettiğiniz ürünün hasırsız ve zamanında ulaşması devamlılık açısından önemli.


///////////////////

Büyük alım gruplarının alım stratejileri

CARREFOUR

Türkiye'yi satın alma üssü yapacak

Türkiye'yi mal tedarik ettiği büyük bir pazar olarak değerlendiren Carrefour, Türkiye'den her yıl 200 milyon Euro'nun üzerinde ve her çeşit ürün grubunda alım yapıyor. Bu alımların bir bölümü, İstanbul'da bulunan Carrefour Global Sourcing Türkiye Ofisi tarafından yapılıyor. Ofis, Avrupa'daki Carrefour mağazaları için Türkiye'den geçen yıl yaptığı 50 milyon Euro'luk alımı, bu yıl 60 milyon Euro'ya çıkarıyor.

Tekstil ve züccaciye olmak üzere iki ana kategoride 35 Türk tedarikçiyle çalışan ofis, gıda ve ayakkabı gibi ürün gruplarında da alım yapacak. Carrefour Global Sourcing Türkiye Ofisi Direktörü Jean Lattes, "Artık Polonya ve Fas ofisleri de Türkiye'ye bağlandı. Türkiye bir satın alma üssümüz olacak" diyor.

Carrefour Global Sourcing Türkiye Ofisi 1998'de açılmış. Avrupa'daki tüm Carrefour mağazaları için alım yapıyor. Şu an yüzde 100 tekstil alımı için yönlendirilmiş durumda. Beş tane aktiviteleri bulunuyor tekstilde. Çorap, çamaşır grubu, ev tekstili yani havlu ve nevresim, örme dış giyim ve deri grubu.

Ağırlıklı olarak İstanbul, Denizli, Bursa ve İzmir'den alım yapılıyor. Geçen yıl 25 milyon adet yükleme yapılmış. Yaklaşık 50 milyon Euro'ya karşılık geliyor. Sezona ve talebe göre tedarikçi sayıları değişiklik gösteriyor. Ama yaklaşık olarak 35 tedarikçiyle çalışılıyor. Kriterler konusunda da, kendi alanlarında uzmanlaşmış, entegre olan şirketleri tercih ediyor. Carrefour'a iyi servis sağlayacak, üretim ve teslim süresi hızlı, kalite anlamında kendini kanıtlamış şirketler seçiliyor. Şirketlerin çalışanlarına sosyal güvenlik şartlarını sağlamaları, ofis için çok önemli. Çocuk işçi çalıştırmama, çevreyi kirletmeme gibi şartlar bulunuyor. Carrefour, tekstil dışında bazaar gruplarını da bu yıl artırmayı düşünüyor. Gıda, ayakkabı gibi alanlarda da hedefleri var.

METRO-REAL

70 milyar Euro'luk alım yapacak

Türkiye'nin en büyük perakendecilerinden biri olan Metro Group, Türkiye'deki faaliyetlerinin yanı sıra, büyük alım yapan grupların başında geliyor. Group, buradaki satın almasını Metro Group Türkiye Satınalma (MGB-Metro Group Buying) tarafından yürütüyor. Metro'nun tüm grup olarak Türkiye'den yaptığı ithalat 600 milyon doları buluyor.

Metro ve Real olarak geçen yıl Türkiye'den 55 milyon Euro'luk ihracat yapan grubun ihraç ettiği ürünlerin yüzde 70'ini tekstil ürünleri oluşturuyor. Tekstilde 75, hardgoods denilen gıda dışı ürünlerde 19, yiyecek bölümünde de 2 tedarikçisi bulunuyor.

Bu yılki ihracat hedefi ise 70 milyon Euro'luk alım yapmak. Yine tekstille birlikte, gıda (kuru gıda ağırlıklı olmak üzere, konserve, kuruyemiş, kuru meyve, şarap, zeytinyağı grubu, taze sebze-meyve), elektronik, zücaciye, kağıt ihraç edilecek. MGB'den yapılan açıklamaya göre, bu yıl içinde Avrupa ülkelerinde bulunan Metro mağazalarına Türkiye'den deniz ürünleri ihraç edilmesi planlanıyor. Çipura ve levrek olmak üzere kültür balıkçılığı ürünlerinin ihracatı için Ukrayna ve Yunanistan ile anlaşan grup, özellikle komşu ülkelere ihracatını artırmayı planlıyor.

Metro Group, Türkiye'den yurt dışındaki Metro ve Real mağazaları için alım yapıyor. Grup yöneticileri, "Tedarikçilerimizin üretimlerini kontrol ediyoruz. Fabrikaları denetlettiriyoruz. Bizimle çalışan şirketlerin esnek olması, ihtiyaçlarımızı eksiksiz karşılaması lazım. Örneğin özel ambalaj isteniyor. Bu gibi ani değişikliklere ayak uydurmalılar" diyor.

Geçen yıl Fas'a kızartma yağı ihraç ettiklerini ifade eden yöneticiler, çalıştıkları tedarikçilerin özellikle KOBİ niteliğinde olmasını tercih ediyor. Çünkü onlara göre, KOBİ'ler daha hızlı karar alıp uygulamaya koyuyor.

TESCO-KİPA

150 milyon Sterlin'lik mal ihraç ediyor

Tesco, İstanbul'da bulunan satın alma ofisi aracılığıyla her yıl Türkiye'den 150 milyon İngiliz Sterlini tutarında Türk malı ihraç ederek, Avrupa ve Asya'daki Tesco mağazalarında satışa sunuyor. Bu rakamın 65 milyon İngiliz Sterlini tutarındaki kısmı, İstanbul'daki satın alma ofisinden tedarik ediliyor. Diğer kısmı ise acentalar ve ithalatçılar tarafından sağlanıyor. Dünya üzerindeki Tesco mağazalarında satışa sunulmak üzere, uluslararası olarak tedarik edilen ürünlerin yüzde 12'si ise Türkiye'den sağlanıyor.

Tesco'nun; İngiltere, İrlanda, Polonya, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Malezya, Tayland, Çin, Kore ve Japonya'da mağazaları bulunuyor. Miktar olarak ihracatın daha büyük kısmı ise Avrupa'da bulunan mağazalara gerçekleştiriliyor.

Tesco Kipa CEO'su Simon King, Türkiye'den ihraç edilen ürünlerin büyük çoğunluğunun tekstil ve hazır giyim ürünleri olduğunu, ancak cam eşyaları, ev aksesuarları, çorap, yatak örtüsü, havlu, züccaciye, masa örtüsü, gıda ürünleri, seramik ve porselen eşyalarının da Türk tedarikçileri tarafından sağlandığını söylüyor. King, tedarikçileriyle ilgili şunları söylüyor:

"Bizler, Türkiye'deki tedarikçilere kendi işlerini büyütmeleri yönünde destek olmaya çalışıyoruz. Örneğin, Cherokee markalı jean pantalonları üreten İstanbul merkezli Rimaks şirketi, bizimle çalışmaya başladıktan sonra Düzce'de yeni bir fabrika kurarak, bölge halkına yeni iş imkanı sağladı. Biz Türkiye'nin sadece gelişmiş bölgelerine değil, gelişmekte olan bölgelerine de yatırım yapıyoruz. Örneğin, ana yün tedarikçilerimizden biri, Ağrı'da 6 milyon İngiliz Sterlini tutarında streç pantolon üretmektedir."

Türkiye'de geçen yıl yaklaşık 30 tedarikçi ile çalışırken, bu yıl 45'i aşan sayıdaki tedarikçi ile çalışmaya başlayan şirket, İstanbul'daki satın alma ofisi dışında, Türkiye genelinde de bin 500'ü aşan tedarikçi ile çalışıyor.

IKEA

230 milyon Euro'luk alım yapıyor

İstanbul'da bulunan IKEA Dış Ticaret Ofisi, geçen yıl Türk tedarikçilerinden yaklaşık 230 milyon Euro'luk bir alım gerçekleştirdi. Bu ürünleri dünyanın her yerindeki IKEA mağazalarına ihraç eden ofis, Türkiye'de 16 yıldan beri faaliyet gösteriyor. IKEA'yla çalışacak şirketlerin benimsemesi gereken en önemli koşullardan birinin "IWAY" yani IKEA Tüzük'üne uygun ürünler üretmesi olduğu belirtiliyor.

Şirket için üretim aşamasında çalışanların iyi çalışma koşulları altında bulunmaları, yasal haklarının korunuyor olması, çocuk işçi çalıştırılmaması, çevreye dost olunması, son derece önemli. IKEA'nın Türkiye-Mısır Dış Ticaret Ofisi Vekili Fredrik Grahn, "Tedarikçilerin; global pazarda rekabet edebilen fiyat sunabilmeleri, aynı zamanda kaliteli ürünler üretilmesi ve talep edilen rekabeti kaşılayabilmeleri gerekli" diyor.

PRAKTİKER

500 tedarikçiyle çalışıyor

Praktiker Türkiye, mutfak, banyo, bahçe, makine ve boya başta olmak üzere mobilyadan ev tekstiline, kombiden parkeye kadar 50 binden fazla ürün çeşidine sahip. 400 yerel tedarikçiyle çalışıyor. Yabancı ürünlerin distribütörlüğünü yapan Türk ve yabancı firmaların Türkiye'deki şubelerini de hesaba kattığımızda, çalıştığı yerel tedarikçilerin sayısı yaklaşık 500'e ulaşıyor. Praktiker, ürünlerinin yüzde 90'nından fazlasını Türk tedarikçilerden sağlıyor. Bunun ana nedeni olarak da ürünlerin kalitesi gösteriliyor.

Praktiker'den yapılan açıklamaya göre Türkiye'deki ürünler, diğer ülkelerdeki Praktiker'lerin de ilgisini çekiyor. Bu nedenle banyodan sıhhi tesisata, tekstilden fayans ve halı üretimine kadar pek çok farklı alanda faaliyet gösteren Türk tedarikçileri, global ölçekte de başarılı olmaları için destekleniyor.

TEKZEN

Romanya mağazası için 150 tedarikçi arıyor

Bu ay Romanya'da 6 bin metrekarelik bir mağaza açan yapı marketi Tezken, buradaki mağazası için Türk tedarikçilerden mal alacak. Bunun için İstanbul'daki satın alma ofisi aracılığıyla çalışacak olan şirket, 150 tedarikçi arıyor.

Ağırlıklı olarak inşaat, ev dekorasyon ve hobi amaçlı ürünler almayı planlayan şirketin ilk yıl için alım planı, 8 milyon dolar. Tezken, sadece bir mağazası için bu alımı yapacak. Ancak şirketin hedefi, bir yıl içerisinde Romanya'da üç mağazaya ulaşmak. Dolayısıyla 8 milyon doların da üzerinde bir alım yapacak olan şirketin tedarikçilerle görüşmeleri devam ediyor.

Tezken Genel Müdürü Ahmet Işıkgece, tedarikçilerini belirlerken şirketlerin ürünlerinin uluslararası rekabete uygunluğuna dikkat ettiklerini, CE belgesini mutlaka istediklerini söyleyerek, "Biz dünyanın birçok ülkesinden mal alıyoruz. Yeni tedarikçilerimizin fiyat ve kalite rekabetinde mutlaka güçlü olmaları gerekiyor" diyor.

Özge Yavuz

KUTU

‘DEV'LERE SATIŞ YAPAN 10 TÜRK TEDARİKÇİ ŞİRKET

* KÜÇÜKÇALIK HOLDİNG

IKEA ve Marks&Spencer'a mal veriyor

Küçükçalık Tekstil San. ve Tic., Bursa İnegöl'de fabrikası bulunan Kayserili bir aile şirketi. Ev tekstili (perde, döşemelik, nevresim) üretiyor. Üretim tesisi, 1989'da kurulmuş. Ama 1940'den beri sektörün içinde olan bir şirket. Şirketin markası ise Premier Home. Dış piyasada IKEA, Next, Debenhams, Marks&Spencer ve Target'a üretim yapıyor.

IKEA ile 12 yıldır çalıştıklarını söyleyen Küçükçalık Holding İhracat Sorumlusu Ümit Küçükçalık, IKEA gibi büyük bir zincirle çalışmanın koşullarını şöyle anlatıyor:

"Türkiye'de ürün gelişiminde, yeni ürün götürüp pazarlamada iyi olan bir şirketiz. Bunun avantajını kullanarak IKEA ile karşılıklı ziyaretlerle mal alım-satımı gerçekleşiyor. IKEA'ya geçen yılki ihracatımız 22 milyon dolar oldu."

Şirket, IKEA'ya duş perdesi, normal perde, stor, yastık, döşemelik grubunda ihracat yapıyor.

* ARTALYA TARIM

TESCO'ya 20 bin tonluk sebze-meyve verecek

Antalya merkezli Artalya Gıda, iki yıl önce kurulan bir şirket. Kuruluş amacı, perakende zincirlerine mal temin etmek. Şirketin bağlı olduğu ART Grup Genel Direktörü Sakip Altunlu,

"Büyük zincirlere meyve sebze temini uluslararası standartlar gerektiriyor. Çünkü ISO 9001, Gıda Güvenliği yönetim sistemi, kalite yönetim sistemleri gibi standartlar istiyorlar. Bizleri sürekli denetliyorlar" diyor.

Artalya, halen yurt içindeki CarrefourSa ve Tesco mağazalarına sebze meyve veriyor. Üretim kapasitesi ayda bin-bin 500 ton meyve sebze. Şirket bu aydan itibaren Tesco'nun yurt dışındaki mağazaları için Tesco'ya mal vermeye başladı. İhracata bu yılbaşında başladıklarını söyleyen Altunlu, "Tesco'nun Orta Avrupa ülkelerinde onaylı tedarikçisi olduk. Bu çerçevede ilk ihracatımızı mayıs ayında gerçekleştirdik. Sezon gereği yaz aylarında ara verdik. Eylül ayından itibaren yine başladık" diyor. Tesco'nun Torbalı'da yeni açılacak deposuna mal vereceklerini, oradan dağıtım yapılacağını aktaran Altunlu, "Yıllık 15-20 bin tonluk ihracat hedefliyoruz" diyor.

* ATLAS ÇORAP

Metro Group'la 20 ülkeye ihracat yapıyor

İstanbul'da 1976'dan beri çorap üreten Atlas Çorap, 1995 yılından beri Metro Group'la çalışıyor. Küçük bir numuneyle Metro Group'un Almanya merkezine başvuran şirketin genel müdürü Haydar Özüren, Metro Group'un Almanya, Hollanda, Avusturya, Polonya, Hindistan olmak üzere 20'ye yakın ülkede bulunan 500'e yakın Metro ve Real mağazalarına ihracat yapıyor.

Toplam 7 milyon Euro'luk bir ihracat cirosuna sahip olan şirket, 3 milyon Euro'luk ihracatını Metro Group'a yapıyor. Beylikdüzü'ndeki 8 bin 500 metrekarelik bir üretim tesisinde yılda 23 milyon çift üretim kapasitene sahip olan Atlas Çorap, artık yavaş yavaş mağazalara Atlas markasıyla da girmeye başlamış.

* UNİBABY

Ramstore'lara ıslak mendil veriyor

1994 yılında kurulan Uni, ıslak mendil ve bebek şampuanları ve ürünleri üretiyor. 47 ülkeye ihracat yapan şirket, 1995 yılında da Migros'la çalışmaya başlamış. Şirketin sahibi Ataman Özbay, "O zaman Migros'un satın almasının başında Engin Öztuna vardı. Bana, ‘Eğer bir ürünü Avrupa'ya ihraç ediyorsan yap bu işi, yoksa yapma' dedi. Yani bize yol gösterdi. Böylece Ramstore'lara mal göndermeye başladık. Şimdi 25 Ramstore'a gönderiyoruz" diyor.

Satışlarının yüzde 50'sini ihraç eden şirket, bu ihracın da yüzde 10'unun Ramstore'lara yapıyor.

* DENİZ TEKSTİL SAN. ve TİC. AŞ

4 milyon Euro'luk ihracat yapıyor

Denizli'de 1995 yılında kurulan Deniz Tekstil San. ve Tic. AŞ, iç giyim, tişört, şort, pijama, eşofman takımı üretiyor. Şirket, kurulduğundan bu yana Metro Group'la çalışmış ve SeaSoul markasıyla 15'e yakın ülkedeki Metro ve Real'lere yıllık 4 milyon Euro'luk bir ihracat yapıyor.

Şirketin ihracat müdürü Ahmet Aksoy, İsviçre Migros'a da beş yıldır yıllık 250 bin Euro'luk mal verdiklerini söylüyor.

* GİZA DIŞ TİCARET

Açık büfe yakıtıyla ihracat yapıyor

Gastronomi sektöründe faaliyet gösteren Giza Dış Ticaret, açık büfe yakıtı, masa lambaları ve kandil yağları üretiyor. Çorlu'da kurulu fabrikada üretim yapan şirket, bir yıldır Metro Group'la çalışıyor. Şu ana kadar 3 milyon adetlik bir ihracat yapmış buraya.

Şirketin ihracat sorumlusu Seda Şenyuva, Metro'yla gelişen bağlantılarını şöyle anlatıyor: "Biz Almanya Metro'ya bir tanıtım maili gönderdik. Oradan Türkiye'ye yönlendirdiler. İhale usulü çalışmaya başladık. Geldiler görüştüler, üretim yerimizi gezdiler. İstedikleri bazı koşullar, denetimler vardı. Ürünün ayrıca Almanya'daki bir labarotuvarda testleri yapıldı. Sonra ihale oldu. 5-6 şirket katıldı. Biz kazandık. "

Yıllık üretim kapasitesi 15 milyon adet olan şirket, Metro Group'la çalışmadan önce de ihracat yapıyormuş.

* KAYALAR TENCERE

İhaleyle Metro'ya tencere satıyor

Tencere, tava, gastronom küvetler, evyeler, mutfak cihazları, servis ekipmanları üreticisi olan Kayalar Tencere, İstanbul'da faaliyet gösteriyor. Beş yıldır Metro Group'la çalışan şirket, ihracata öncelikle kendisini Metro Group'a tanıtmakla başlamış. Halen Metro Group dışında Wallmart ve Elcortes ile görüşmelerini sürdürüyor.

Şirketin ihracat bölge satış müdürü Tansu Yaka, "İhaleye giriyoruz, kimi zaman da fiyat veriyoruz. Bizim verdiğimiz fiyatı, Metro Group Türkiye yurt dışına iletiyor" diyor.

* ÖZDİLEK ALIŞVERİŞ MERKEZLERİ ve TEKSTİL SANAYİ

İhracatının yüzde 5'i Carrefour'a

Özdilek, ihracatının yüzde 5'ini Carrefour'a yapıyor. Geçen yılki zincirler dahil tüm ülkelere yapılan toplam ihracatı 35 milyon dolar olan şirket, banyo, plaj havlusu, bornoz ve nevresim üretiyor. Şirketin üretim kapasitesi ise yıllık 9 bin ton.

Şirketin satış ve pazarlamadan sorumlu genel müdür yardımcısı Özhan Bingöl, "Carrefour'a yaptığımız ihracatta basic malları düz renkli malları biz alamıyoruz. Bu siparişler diğer ülkelere gidiyor. Ama özellikli olan katma değeri fazla olan, iplik boyalı, desenli, plaj havlusu gibi ürünleri biz veriyoruz. Sipariş verildikten sonraki hızlı servislerimiz, kalitenin üst düzeyde olması nedeniyle bizi tercih ediyorlar" diyor.

* MENDERES TEKSTİL

12 milyon dolarlık çarşaf satıyor

Akça Holding'e bağlı tekstil şirketi olan Menderes Tekstil, yatak çarşafı üretiyor. Şirket, 1992 yılında 600 bin dolarlık ihracat cirosunu, 15 yıl içerisinde 200 milyon dolara yükseltmiş durumda.

Carrefour'la 2001 yılında çalışmaya başlanmış olan şirket, Carrefour'un Türkiye'deki ilk yatak çarşafı tedarikçisi durumunda. Carrefour'la birlikte her yıl büyüyerek iş hacimlerini genişlettiklerini söyleyen Akça Holding Genel Koordinatörü Cemal İpekoğlu, 30 kalem malda yıllık 12 milyon dolarlık ihracatı Carrefour'a yaptıklarını söylüyor. Menderes Tekstil'in ürünleri Carrefour Fransa dışında, İspanya, Belçika, İtalya ve Yunanistan'daki mağazalarında da satılıyor.

* TURKUAZ TEKSTİL

Carrefour'a havlu satıyor

Denizli'de 1994 yılında kurulan Turkuaz Tekstil, havlu ve bornoz üretiyor. Üretiminin tamamını ihraç eden şirket, üç yılı aşkın bir süredir de Carrefour'la çalışıyor. Romanya, İspanya, İtalya Carrefour mağazalarına mal gönderen şirketin geçen yılki cirosu 18.5 milyon dolar.

Firmanın pazarlama müdürü Nesrin Hamal, Carrefour gibi büyük bir zincirle çalışmanın her şeyden önce çok iyi bir referans olduğunu söylüyor. Aynı zamanda zorlukları da olduğunu belirten Hamal, "Bürokrasi çok fazla. Bir sipariş bana ulaşana kadar birçok aşamadan departmandan geçiyor. Hiçbir şekilde yanlış yapma riski yok, bunun da bu avantajı var" diyor.

Şirket, ihracatın yüzde 10'unu Carrefour'a yapıyor.