Çeviren: Yusuf Karabina
İstanbul Üniversitesi, İktisat Fakültesi


Biz, Cambridge öğrencileri olarak, modern iktisat üzerine bir tartışmayı teşvik etmek istiyoruz. Aşağıda günümüz iktisadının karakteristiğinden ne anladığımızı, neyin, nasıl tartışılması gerektiğini düşündüğümüzü bulacaksınız.

Öğretiminde ve araştırma uygulamalarında tasvir edildiği şekliyle, ekonomi biliminin açıklamalarında ve iktisadi fenomenlerin analizinde tek bir yaklaşımın tekeli altında olduğuna inanıyoruz. Bu yaklaşımın merkezinde bir araştırmanın geçerli olması için geleneğe uygun akıl yürütmenin şart olduğuna dair bir inanış vardır. Bunun kanıtını bulmak zor değildir. İktisat disiplininin büyük dergilerinin, fakültelerinin, derslerinin içeriği hep aynı doğrultudadır.

Bizce ekonomik fenomenlere bu geleneksel yaklaşımın genel uygulanabilirliği tartışma konusudur. Ne zamandır bu geleneksel metodlar iyi açıklamalara ulaşmak için ey iyi yoldur?
Bu metodları kullanışlı yapan nedir? Limitleri nelerdir. Diğer metodlar ekonomide kullanılabilir mi? Bu tartışma konunun kenarında ya da dışında değil iktisatçılarla iktisat bilimi çerçevesinde yapılmalıdır.

Özellikle aşağıdakileri teklif ediyoruz;

1) Egemen yaklaşımın kurumları tartışmaya açılmalıdır. Bu kötü eleştirinin kötü savunmalar gibi reddedilmesini gerektirir. Öğrencilerin, öğretmenlerin ve araştırmacıların egemen yaklaşımın zayıflıklarını ve güçlü noktalarını bilmeye ihtiyaçları vardır.

2) Ekonomik fenomenleri açıklamak için rekabet eden yaklaşımlar aynı derecede tartşma konusu olmalıdır. Bu yaklaşımlar, iktisadi hayatı anlamamızı sağladıkları noktada öğretilmeli ve araştırılmaları teşvik edilmelidir. Bu durum şu anda mevcut değildir. Rekabet eden yaklaşımlar iktisatta şu an çok az bir rol oynuyorlar çünkü egemen yaklaşımın bakış açısını kabul etmiyorlar. Şu kesindir ki bu kendi kendini vareden bir durumdur.

Bu tartışma önemlidir çünkü bizce statüko en azından 4 sebepten ötürü zararlıdır. Birinci olarak, bu durum uygulanabilme alanını bilmeden egemen yaklaşımın araçlarını öğrenen öğrenciler için zararlıdır. Bu fikirlerin kaynağı ve evrimi diğer rakip fikirlerin varlığı ve statüsü gibi ihmal ediliyor. İkinci olarak, bu durum iktisatçıların dünya hakkında söylediklerinden faydalanmak zorunda olan toplum için bir dezavantajdır. İktisat siyasal tartışmalar yoluyla fark yaratmak için büyük bir potansiyele sahiptir. Bu günkü haliyle iktisatın etkinliği egemen yaklaşımın eleştirilmeyen uygulamalarıyla sınırlandırılmıştır. Üçüncü olarak ekonomik hayatın birçok önemli görüngüsünün daha derin kavranması süreci geriye çekilmiştir. Sadece bir yaklaşımla sınırlandırılmış araştırmalar yoluyla alternatif yaklaşımların gelişmesi engellendi. Dördüncü olarak, mevcut durumda önceden tanımlanmış yollarla hareket etmeyen iktisatçıların çalışmalarının farkedilmesi çok zorlaştı.

Egemen yaklaşımın tahakkümü, sadece kendi yaklaşımına uygun ürünleri iyi bulan diğerlerini ise basitçe yetersiz ya da iktisadi bulmayan bir gelenek yarattı. Bu yüzden çoğu iktisatçı uygun olmadığını düşündüğü metodlarla, hiç ses getirmeyeceğini bildiği ama araştırmaya en uygun bulduğu metodlar arasında bir seçimle yüzyüze kalıyor.

Bitirirken vurgulamalıyız ki, biz hatti zatında egemen yaklaşıma değil onun tahakkümüne karşıyız. Burada egemen yaklaşımı tartışmıyoruz fakat tartışılarak yargılanmış metod ve yaklaşımların çoğulluğuna inanıyoruz. Çoğulculuk alternatif ekonomik yaklaşımlara sadece tahammül etmek değil aynı zamanda gelişmeleri için uygun maddi ve sosyal zemini de egemen yaklaşımınki kadar hazırlamaktır. İşte "ekonomiyi tartışmak" derken bunu kastediyoruz.

(Bu metin bir grup Cambridge öğrencisi tarafından kaleme alınmış ve imzaya açılmıştır. 1 Haziran 2002 tarihine kadar dünyanın dört bir yanından 665 akedemisyen ve uzman tarafından imzalanmıştır.)