Mobil pazarın küresel markası Sony Ericsson, 2007 yılında 100 milyondan fazla telefon satışı yapmış küresel bir marka. 80`den fazla ülkede faaliyet gösteren şirket, Avrupa, Japonya, Çin, Hindistan ve Kuzey Amerika`da Ar-Ge departmanlarına sahip. Bu bölümden beklenti, diğer cep telefonu markalarından farklı ürünler geliştirmek.

NE OLURSA OLSUN DURMADAN ÜRETELİM VE

TÜKETELİM MANTIĞI REDDEDİLİYOR

Sony Ericsson`un, `işgücüne adil muamele, önleyici çevre koruma ve toplumsal oluşumlara etkin katılım gibi sürdürülebilir bir gelecek vizyonu` var. Geleceğin en önemli sorunlarından biri olarak çevre kirliliğini gören şirket, sorumlu üreticilerin derhal harekete geçmesi gerektiğini düşünüyor. Bu düşüncenin bir ürünü olarak da GreenHeart™ yaklaşımını benimsemiş. GreenHeart™, bir cep telefonunun tam yaşam döngüsünde çevre dostu olarak yapılandırılmasını öngörüyor. Bu yaklaşımla da plastik muhafazasından tuş takımlarına, şarj ünitesinden çevreye duyarlı ambalaja kadar her aşamanın düşünüldüğü çevre dostu ürünler tasarlıyor. Ayrıca Sony Ericsson, tek bir `ekolojik` ürünün kendi başına bir fark oluşturamayacağına da inanıyor ve çalışmalarını kurumsal etkinliğinin güçlü olduğu alanlarda genişleterek devam ediyor.

Eğer gideceğin yeri bilmiyorsan gittiğin yolun önemi var mı?

Bu dünya devi şirketin Türkiye operasyonunun başında ülke müdürü unvanıyla çok genç bir yönetici var: Soner Cesur.

2008 yılı başında Sony Ericsson`da satış direktörü olarak çalışmaya başlamış. Aynı yılın ekim ayında başlatılan yeniden yapılanma süreciyle Türkiye ülke müdürü olmuş. Bu atama onu kendi sektöründeki yabancı menşeli cep telefonu üreticileri arasında genel müdür pozisyonundaki tek Türk yönetici konumuna getirmiş. Daha üniversite yıllarında teknoloji sektöründeki profesyonel kariyerine başlayan ve 8 yıl HP`de deneyim kazanan Soner Cesur, Compaq`da işe başlayıp HP birleşmesi sonrasında satış kanalı organizasyonlarında görev almış.

HP ve Compaq birleşmesi döneminde, iş ortaklarının yeniden yapılandırılmasından sorumlu olarak çalışan Cesur, pazarda ilk kez gerçekleştirilen ve bayileri hizmet ettikleri dikey sektör konusunda uzmanlaştırmayı hedefleyen `Bilişim Danışmanları` projesinde etkin rol oynamış. Bayilerin gerçek potansiyelini ortaya çıkarmayı hedefleyen bu projeyle HP Türkiye`ye markanın etkin olduğu 109 ülke arasından `En yüksek müşteri memnuniyeti` ödülünü getirmiş. Cesur, bir hayalin hedefe dönüşmesi olarak tanımladığı `İş Ortakları` projesinin hedefe ulaşmasında yeni şeyleri denemek isteyen genç mezunların epey gayreti olduğunu söylüyor.

HP`de satış ve operasyon odaklı projelerde görev alan Cesur, aynı şirketin finans bölümünde de çalışmış. Bu alanda da şirketine uluslararası düzeyde ödül getiren projelere imza atmış. HP`de çalışırken Sony Ericsson`dan teklif alınca uzun görüşmeler sonunda HP`de sakin sularda kalmak yerine, yeni bir sektöre satış direktörü olarak geçmiş. Türkiye`yi baştan başa dolaşan Cesur, doğrudan kurulan iletişim sürecinin faydalarını yönetim anlayışını oluştururken de görmüş. Meseleleri geniş açıdan irdeleyen bir bakış açısı ve bunu destekleyen deneyimleri kazanmış.

`Küresel şirketlerde çok iş yaptığınızı düşünerek en tepeden bakmak ve uzun yıllar bu konumda kalmak bir tercih, Anadolu`yu gezerek satıcı-tüketici cephesinde neler olduğunu bilmek ise bir başka tercihti. Ben dışarıda bir şeyler oluyor, bunun dışında kalamam diyenlerdenim.` ifadelerini kullanan Soner Cesur, işe ilk başladığında tüm Sony Ericsson bayileriyle iletişim kurmuş.

GENÇ YAŞTA ALINAN BÜYÜK SORUMLULUK

Soner Cesur`un işe yaklaşımı da soyadı gibi cesur. Peki, bu bakış açısı ve görece genç yaşta gelen `ülke müdürlüğü` kariyeri nasıl kazanılmış? `Bilişim, endüstri mühendisliği ve işletme disiplinlerini birleştiren bir okuldan Boğaziçi Üniversitesi Yönetim Bilişim Sistemleri bölümünden mezunum. Yeni dünyanın ihtiyacı olan işkolları için öğrenci yetiştiren bu bölüm, yeni açılmış olmasına rağmen yeniliklere açık birisi olarak ilk tercihim olmuştu.` diyor Soner Cesur ve kendi döneminin okulun ilk mezunları olduğunu söyleyerek devam ediyor: `Okul seçimim bilinçliydi. Daha üniversitedeyken pek çok projede görev almıştım. Bu da bana deneyim kazandırdı.`

Hayatta bir noktada durmaya değil, her zaman bir adım ileri hedeflediğini söyleyen Soner Cesur, kariyer basamaklarında geldiği yeri hiçbir zaman durulacak son nokta olarak görmüyor. Sürekli olarak daha yukarıya bakıyor. Unvanların geçici, o unvanlarla yapılan işlerin ne kadar fark ortaya koyduğunun önemli olduğuna inanan Cesur, yaptığı işe bu bakış açısıyla yaklaşıyor. Öyle ki kendisiyle mülakat yapan Sony Ericsson`un o zamanki Türkiye müdürü olan yabancı yöneticiye, `Türkiye`deki vizyonunuz nedir?` diye sorar. Bu sorunun öz anlamı, `şu anda bulunduğunuz mevkiyi ne zaman bir başkasına devredeceksinizdir`. Sorduğu cesur soruya aldığı cevaptan tatmin olan Soner Cesur, HP`deki kendini kanıtlamış pozisyonundan yeni kariyerine atlamakta tereddüt etmez. Bugünkü konumuna baktığımızda o günkü iddialı yaklaşımının ne kadar doğru bir zamanda dillendirildiğini de görmüş oluyoruz.

Kendinden beklemediği hiçbir şeyi başkalarından beklemeyen bir yönetim anlayışıyla çalıştığını ve her zaman öğrenmeye açlık çektiğini söyleyen Soner Cesur, `Beklentileri her konuda yüksek olan bir insanım. Ancak buna rağmen sadece rakamlarla yaşayan birisi de değilim, işin insani yanı beni her zaman çok ilgilendiriyor.` diyor. Cesur, `Ben hedeflerle çalışan bir yöneticiyim. Bir hedefe ulaştığımda zaten bir başka hedefi planlamış olduğumdan, yakaladığım hedefin verdiği rehavete kapılmıyorum.` diye konuşuyor.

REKABETİN KESKİN, RAKİPLERİMİZİN ÇOK

GÜÇLÜ OLDUĞU BİR PAZARDAYIZ!

`Sony Ericsson öncelikle tüketicisi ve iş ortaklarıyla ilişkilerinin kalitesinde farkını ortaya koyar. İş ortaklarına en empatik iş yapabilme ortamını sunarken tüketicimize de sadece cep telefonlarıyla iletişim kuracakları bir cihaz sunmayız. Bir Sony Ericsson cep telefonuyla iletişimin yanı sıra eğlenebileceği bir ürüne de sahip olunur. Biz tüketicilerimize eğlenceyi vaat ederiz.

Gelelim Türkiye pazarına; cep telefonunda dünyadan daha sert bir rekabet ortamı söz konusu. Türkiye pazarında, pazarın birinci ve ikincisi yüzde 85-90 arasında bir pazar büyüklüğüne sahip. Böyle bir pazarda işi yönetmek çok da kolay değil. Dünya pazarında Nokia ve Samsung`un büyüklüğü yüzde 60`larda. Biz 2008`i üçüncü olarak kapattık ancak pazarın sadece yüzde 10`luk bölümünü pek çok marka ile paylaşmış olduk. Cep telefonu sektöründe tüketicinin tercihini sırayla; eş-dostun ağızdan ağza pazarlaması, internetteki araştırma ve satış noktasındaki satıcının tercihi belirliyor. Biz öncelikle tüketicilerimizin kalbini kazanmamız gerektiğine inanıyoruz.

Biz tüketicilerimize rakiplerimizden farklı olarak eğlenceyi vaat ederken iletişimle eğlence arasındaki ayrımın kalktığını da söyleyebiliriz. Artık herkes cep telefonundan müzik dinlemek, fotoğraf çekmek ve oyun oynamak istiyor. Buna `eğlenceli iletişim` diyoruz. Biz `eğlenceli iletişim` alanının liderliğini kendimize vizyon olarak seçtik. Önümüzdeki günlerde 3N (üçüncü nesil mobil iletişim teknolojileri) teknolojisiyle birlikte sektördeki kartların yeniden dağıtılacağına ve o zaman Sony Ericsson`un farkının anlaşılarak pazar payının değişeceğine inanıyoruz.`

3G geldi, pazarda neler değişecek?

`Bu inanılmaz teknoloji ile hayatın bütünüyle mobilize olmasından söz edebiliriz. Böyle bakınca da günlük yaşamda pek çok şeyin yeniden tanımlanması gerekecek.` diyen Cesur, Microsoft`un yaptığı ve kendisi de öğrenciyken katıldığı bir eğitiminden söz ediyor. `O dönem Microsoft`un başında Süreyya Ciliv vardı ve yaptığı sunumda 3N`nin cep telefonuyla hayatımızı nasıl değiştireceğini anlattı. Gösterdiği videodaki 3N hikâyesinden çok etkilenmiş ve Ciliv`e, `Bunlar hayal mi, ne zaman gerçekleşecek?` diye sormuştum. Cevabı, `Düşündüğünden daha kısa` demişti. `Peki, ne düşündüğümü bilmiyorsunuz ki` diye karşılık vermiştim. Süreyya Ciliv yanıtını tekrarladı: `Düşündüğünden daha yakın.` Sahiden de öyle oldu!

`Türkiye olarak, çeşitli sebeplerle ertelenen 3N treninin son vagonunu yakalamış bir ülkeyiz. Sevindirici tek pozisyonumuz, cep telefonu sahipliği sayısı. Bu oran Avrupa ülkeleriyle aynı. O halde uygulamaları hayatımıza hızla ve yaygın bir biçimde sokabileceğiz umudunu taşıyabiliriz. Üç mobil operatörünün de sağladığı sınırsız tarife seçenekleriyle herkes daha şimdiden bir biçimiyle 3N`nin imkanlarından faydalanıyor. 30 Temmuz 2009 bu anlamda bir milat olacaktır. Ben, teknoloji, teknoloji içindir yaklaşımını değil de teknoloji insanlar içindir yaklaşımını benimseyenlerdenim. 3N`yi de bir teknoloji devrimi olarak değil hayatımızı kolaylaştıracak bir uygulama olarak görüyorum.` ifadelerini kullanan Soner Cesur, gördüğü somut verilere inanan yöneticilerden.

Ericsson`un altyapısı, Sony`nin eğlence teknolojisi ile birleşti

`Her birleşme sonrası olduğu gibi Sony ve Ericsson birleşmesinde ilk iki yıl zarar açıklandı. Ancak 2003`ten itibaren piyasa değerlerinden daha hızlı büyüyerek çok başarılı bir grafik çizdi. Ericsson`un altyapıdaki gelişmiş teknolojisi Sony`nin teknolojiyi eğlenceyle birleştirme vizyonuyla bir araya geldiğinde her şirketin ayrı ayrı sahip olduğu güçler birleştirilmiş oldu. Bu birleşme her iki şirketin güçlü alanlarını ortaya koyduğu başarılı bir yapılanmaya sahip. Bu anlamda da Sony Ericsson uygulaması örnek bir birleşme vakasıdır.`

ZAMAN