Maliye, 21 Kasım 2003`te Kooperatiflere yapılan inşaat hizmetlerinin % 1 oranında KDV olabilmesi için `inşaat ruhsatının münhasıran konut yapı kooperatifi adına düzenlenmiş olması` şartı getirmişti. Getirilen şart, maliyetlerin bu oranda artması anlamına geliyordu. Kooparetifleri sıkıntıya sokan bu uygulama 6 yıldır yargıda.

Ne zaman sonlanacağı ise hâlâ belirsiz...

Maliye Bakanlığı ile kooperatifler arasında neredeyse 6 yıldır süren bir inatlaşma var ve ne yazık ki hâlâ yargıda çözüm bekliyor.

Konu kooperatiflere yapılacak inşaat hizmetlerindeki KDV oranıyla ilgili.

Bilindiği gibi ülkemizde uygulanacak KDV oranlarını belirleme Bakanlar Kurulu`nun yetkisinde.

Bu kapsamda Bakanlar Kurulu konut yapı kooperatiflerine yapılan inşaat taahhüt işlerindeki KDV oranını % 1 olarak belirledi ve 1997 yılından bugüne kadar bu oran hiç değiştirmedi. Hatta bu teslimlerin tamamen KDV`den istisna olduğu dönemde, yani 29.07.1998`den önce ruhsat almış kooperatiflerin istisna hakkı da KDV Kanunu`ndaki bir geçici madde uyarınca devam etti.

Uygulama 2003 yılının Kasım ayı sonlarına kadar sorunsuz olarak sürdü. Ancak Maliye Bakanlığı`nın bu tarihlerde yayınlanan bir sirküleri ortalığı karıştırdı.

Sirküleri anlamı şu: Bilindiği gibi mükellefler tereddüt ettikleri konularla ilgili olarak Maliye Bakanlığı`ndan yazılı görüş alınabiliyor. Bu görüşlere de mukteza (özelge) deniyor. Mükelleflerin genelini ilgilendiren muktezalarda Bakanlık tarafından zaman zaman sirküler başlığı ile yayınlanarak uygulamaya yön verilmeye çalışılıyor. Tabii böyle bir sirküler olunca da vergi daireleri aksine işlem yapamıyor.

******

İşte 21 Kasım 2003 tarihinde yayınlanan bu sirkülerde kooperatiflere yapılan inşaat hizmetlerinin % 1 oranında KDV olabilmesi için `inşaat ruhsatının münhasıran konut yapı kooperatifi adına düzenlenmiş olması` şartı getirildi.

Oysa o tarihe kadar ki uygulamalarda böyle bir şart yoktu. Sirkülere göre daha bağlayıcı nitelikteki genel tebliğlerde -ki bu konuda iki genel tebliğ vardı- böyle bir şart bulunmuyordu.

Getirilen bu yeni şart kooperatiflere aldığı inşaat hizmetleri için % 1 yerine % 18 oranında KDV ödemeleri ve kooperatiflerin bu KDV`yi indirme imkânı olmadığı için de bu maliyetlerin bu oranda artması anlamına geliyordu.

Bu düzenlemeden mağdur olan kooperatiflerden bazıları dava açtılar ama bu sefer Danıştay`ın Daireleri arasında da usul yönünden bir tartışma yaşandı.

Danıştay`ın 7`nci Dairesi, Maliye Bakanlığı tarafından yayınlanan sirkülerlerin herkesi bağlayan bir niteliği olmadığını, bu nedenle de iptal davasına konu olamayacağı yönünde karar verdi. Oysa yukarıda da söylediğim gibi uygulama çoktan sirkülere göre yürümeye başlamıştı bile.

Sonunda Danıştay Dördüncü Dairesi açılan bir davaya istinaden, bu olaylı sirkülerin `inşaat yapı ruhsatı münhasıran konut yapı kooperatifi adına düzenlenmemiş ise yapılan inşaat taahhüt işlerinin istisnadan veya indirimli oranda Katma Değer Vergisi`nden yararlanması mümkün değildir` ibarelerini iptal etti.

******

İptal kararındaki gerekçe, `düzenleyici işlem niteliği kazanan ve kanuna aykırı olmaması gereken sirküler ile kanunda aranmayan ve kanunun kapsamını daraltan yeni bir şart getirildiği ve bu haliyle dayanağı olan kanun ve genel tebliğlere aykırı olduğu`ydu.

Ancak Bakanlık bu kez 106 no.lu KDV Genel tebliğinde aynı düzenlemeyi getirdi. Üstelik ayrıca indirimli orandan yararlanabilmek için `inşaatın yapıldığı arsanın tapu sicilinde inşaat taahhüt hizmetini alan kooperatif tüzel kişiliği adına tescil edilmiş olması` şartını da ilave etti.

Bakanlık ayrıca sirkülerin ilgili bölümlerini iptal eden Danıştay 4`ncü Dairesi Kararı`nı da temyiz etti.

Bunun üzerinde de Danıştay Dava Daireleri Genel Kurulu sirkülerin ilgili bölümünü iptal eden Danıştay 4`ncü Dairesi Kararının yürütmesini durdurdu.

Bu en son ve en yeni gelişme..

Ama bu yürütmeyi durdurma Bakanlığının haklı olduğunun tescili anlamına gelmiyor. Kimin haklı olduğu bir türlü bitmeyen yargılama sonucunda anlaşılacak.

Kafanız karışmasın, bunca laf kalabalığının özeti şu: Kooperatiflerin mağduriyeti devam edecek.

Son cümlemden anlaşılacağı gibi ben bu süreçte kooperatifleri haklı buluyorum. Çünkü Maliye Bakanlığı`nın Bakanlar Kurulu`nca belirlenen KDV oranlarıyla ilgili olarak herhangi bir düzenleme yapması ya da ilave şartlar getirmesi gibi bir yetkisi yok. İlgili kararname başkaca hiçbir şart koymaksızın konut yapı kooperatiflerine yapılan inşaat taahhüt işlerindeki KDV oranını % 1 olarak belirlemiş. Zaten Danıştay 4`ncü Dairesi de bu gerekçeyle iptal kararı vermişti. Bundan sonraki gelişmeler esasa yönelik olmaktan ziyade, sirküler ile düzenleme yapılır mı yapılmaz mı yapılırsa dava edilir mi edilmez mi gibi idari yargılama prensipleri ile ilgili.

Üstelik bu ilk de değil.

Birçok konuda Bakanlığın kanunda yetkisi olmayan düzenlemeler yapması nedeniyle açılan davalar mükellefler lehine sonuçlanıyor. Belki hukuk süreci sonunda mükelleflerin hakları teslim ediliyor ama kooperatif örneğinde olduğu gibi geriye yönelik çözümü olmayan mağduriyetlerin yaşandığı çok örnekler var.

Üstelik en iyi örneklerden biri 6 yıldır bu dava da olduğu gibi hukuk da gereği ülkemizde kadar hızlı tecelli edemiyor ne yazık ki.