Alt gelir gruplarında fark edilmeyenleri bir tarafa koyacak olursak, orta ve üst gelir gruplarındaki ayrışmalar da iş fırsatı yaratıyor. Dünyadaki üretim patlaması ile birlikte krallığını ilan eden tüketicilerin her biri, artık kendini özel, vazgeçilmez hissediyor. Bu yeni krallara hizmet etmek için, öncelikle “kişisel özelliklerini” bilmek gerekiyor. Tüketici kim kendini daha özel hissettirir, daha çok “şımartırsa”, ilgisini ona yöneltiyor. İşte bu yüzden geçmişin büyük markaları tahtlarını kaybediyor. Onların yerini ise “yeni tüketiciler için yeni ürün ve hizmetler geliştirebilenler” alıyor. Özel tüketici grupları için niş ürün ve hizmetler üretiliyor.

Niş, aslında bir kitle içerisinde kendine yer açmak demek! Niş, mimariden gelen bir kavram: Duvarlarda dekoratif amaçla açılan oyuk anlamına geliyor. İş dünyasında ise niş; bir kitle içinde küçük, özel bir alan yaratıp, onu başlı başına bağımsız bir ünite gibi nitelendirmek demek. İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi, Milliyet Gazetesi ve Capital Dergisi Köşe Yazarı ve Marka Uzmanı, Fatoş Karahasan’a göre niş demek, tüketici demek: “Üretim ucuz ve kolaysa, dünyanın herhangi bir yerinde yapılabiliyorsa, ürünleri dünyanın herhangi bir yerinden taşımanın maliyeti çok düştüyse, pek çok hizmeti internet aracılığıyla alabilmek mümkünse, artık kitlelerden değil insanlardan bahsediyoruz demektir. Zaten niş tekil insanı arar, bulur ve onlardan oluşan grupları tanımlamaya çalışır. Bunlar insanların yeni inançları, hayattaki tercihleri, medeni halleri bazında olabilir. Her bir özellik küçük gruplar oluşturur. Özellikle internet sayesinde herkes birbiri ile iletişim içinde ve niş pazarlama ile bu küçük gruplara ulaşmak mümkün oluyor.”

Üretim Değil, Müşteri Odaklı
Bu bir anlamda tüketicinin derdini anlamak ve derman olmak demek! Texas Üniversitesi Öğretim Üyesi, Prof. Dr. Tevfik Dalgıç da aynı görüşü destekliyor. Ona göre niş alanlarda büyümek için altın kural: Üretim odaklı değil, müşteri odaklı olmak! Çünkü artık mal/hizmet üretmek zor değil. Üretim rekabet unsuru olmaktan çıktı: “Bugünün dünyasında rekabeti pazarlama yönetiyor. Pazarlama ise giderek ‘ilişki yönetimi’ haline dönüşüyor. Bu ne demek? Müşteriyle, mal satanlarla, dağıtıcılarla hatta hükümet ile ilişkilerin yönetimi vb. Yöneticiler artık; ‘Ben aynı malı herkese satıyorum. Ama bu sırada tüketici değişiyor. Ben de değişmek zorundayım’ diyor. Çünkü trendler ve tüketici talepleri hızla değişiyor. Bu da şirketlerin farklılaşmak için özel ürünlere ihtiyacı olduğunu ortaya koyuyor.”

Niş kitleye hizmet veren daha çok kazanıyor: Fırsatların “niş” alanlarda odaklandığını unutmayın. Bazen, sınırlı bir kitleye yönelik üretim, kitlelere üretimden daha cazip olabiliyor. Çok daha fazla kar getirebiliyor. Bunun nedeni ise pazarınızda rekabetin olmaması. Niş, bazen dini, bazen coğrafi, bazen kültürel özelliklere, bazen de beğenilere göre özel bir alan oluşturuyor. Bazen de herkesin büyüklere yönelmesi nedeniyle ihmal edilen küçüklerin kendisi niş olabiliyor. Örneğin, işi gereği çok seyahat eden, doğal koşullar nedeniyle dayanıklı ürünler kullanmaya mecbur olanlar gibi… Ya da çok seyahat eden ya da farklı mobil çalışanlar için dayanıklı dizüstü bilgisayar üretmek, yalnızca solaklar için özel masa tasarlamak ya da diyabetiklere özel üretim yapmak gibi.

Kaynak: Bu yazı, Kolay İletişim tarafından, KobiFinans için hazırlanmıştır.